9 Eylül 2009 Çarşamba

10 Eylül 2009















































































Bugün 10 Eylül 2009 22 Ramazan 1429 Ağustos: 28 Hızır:128 Haliç Köprüsü'nün Açılışı (1974) - IV. Murat'ın Tahta Çıkışı (1623)


HADİS-İ ŞERİF


 


Bana 3 özellik verildi: Saflar halinde cemaatle namaz kılmak... Cennet halkına özel olan selamlaşmak... Harun Peygamberden başkasına verilmeyen (Amin) kelimesi... (Hz. Musa dua ettiğinde, Hz. Harun “Amin” derdi.)


 


ABDEST: MADDÎ VE MANEVÎ BİR TEMİZLİK


Abdest; belli uzuvları usûlüne göre yıkamaktan, meshet-mekten ibaret bir temizlik ve ibâdettir.
Abdestin manevî birçok faydalan ve sevapları olduğu gibi, maddî olarak da pek çok faydası vardır. Vakit vakit abdest alan bir müslüman temizliğe riâyet etmiş, temizliği alışkanlık hâline getirerek kendisini, birçok hastalıklara sebebiyet verecek kirli hallerden korumuş olur.
Hadîs i şerîflerde "Abdest üzerine abdest, nur üze­rine nurdur." ve "Her kim emrolunduğu gibi abdest alır ve emrolunduğu şekilde namaz kılarsa, geçmiş gü­nahları bağışlanır." buyurulmuştur.
Namaz gibi bir kısım dînî vazifeleri yerine getirmek için abdeste lüzum vardır. Abdestsiz bir kimse namaz kılamaz, Kabe'yi tavaf edemez, Mushaf-ı şerifi bitişik olmayan bir kılıf içinde bulunmadıkça eline alamaz, Kur'ân-ı Kerîm'in bir âyetine bile el süremez. Bunlar haramdır. Fakat Kur'ân-ı Kerîmi ezbere olarak veya karşıdan Mushaf'a bakarak ab­destsiz okuyabilir. Akıllı ve buluğ çağına giren ve suyu kullanmaya gücü yeten her müslüman, lüzumu hâlinde ab­dest almakla mükelleftir.
Abdestin farzları dörttür. Birincisi: Yüzü bir kere su ile yı­kamaktır. İkincisi: İki elleri dirseklerle beraber bir defa yıka­maktır. Üçüncüsü: Ayakları topuklarla beraber bir kere yı­kamaktır. Dördüncüsü: Başın dörtte bir miktarına ıslak bir elle bir kere meshetmektir.



KİŞİNİN KENDİ İŞİNİ YAPMASI AHLÂKININ GÜZELLİĞİNDENDİR



İnsanın ev işlerini yapması, yemek yapması, evi süpürmesi gibi işler zillet, alçalmak değildir. Resulullah Efendimiz (s.a.v.) elbisesini temizler, kouuna yem verir, sütünü sağar, evinin işlerini yapar, nâlinlerini (ayakkabılarını) tamir eder,  satın aldığı eşyaları eve taşırdı. Bunlar, insanın kendi hizmetini yapmasının müstehab olduğuna işaret eder.


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Ebû Hureyre (r.a.) ile bera­berken bir elbise satın almıştı. Ebû Hureyre (r.a.) elbiseyi taşımak isteyince Peygamberimiz; "Bir şeyin sahibi, ken­di eşyasını taşımaya daha lâyıktır, ancak zayıf olup, ta­şımaktan âciz olması müstesna. Bu halde müslüman kardeşi ona yardım eder." buyurdular.


 


FIKRA


 


Cehenneme atılan kaymakam sık sık kaynar kazandan kafasını çıkarıp gülmekteymiş. Durumu gören zebani “N’oluyor be adam?” Kaymakam gülmesini sürdürürken “Ne yapayım... Altımda bizim vali var... Durmadan ayaklarımı gıdıklıyor!..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Eğer herkes,dost sandığı kimselerin kendi arkasından söylemiş olduklarını duymuş olsaydı, dünyada dost kalmazdı.


Pascal


 


YEMEK MENÜSÜ


·          Krm.Tavuk Çorba


·         Sahan Köfte


·         Napoliten Soslu Makarna


·         Fırın Sütlaç


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: TURAN : Türklerin en eski yurtlarına verilen ad
Kız: ASLINAZ:Nazlı olması geçmişinden gelen.


MANİ


 


 


Karşıdan bakma yarim


Kaşlarını çatma yarim


Ben eski zamparayım


Hiç çalım satma yarim


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Sarı sarı içinde,
Sarı zarfın içinde,
On iki birlik kardeş,
Birbirinin içinde.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (tren)


 



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler