2 Eylül 2009 Çarşamba

28 Ağustos 2009



























































 

 

 






















 






















Bugün 28 Ağustos 2009 9 Ramazan 1429 Ağustos: 15 Hızır:115 Kocatepe Camii'nin İbadete Açılması (1987)


HADİS-İ ŞERİF


 


Allah, Cehennemde cezası en hafif olanlardan birine şöyle der: Eğer yer yüzündeki her imkan (güç ve servet) senin elinde olsaydı, bu cezadan kurtulmak için, verir miydin? O kişi hiç tereddütsüz: verirdim, der. Allah şu açıklamayı yapar: Sen dünyada yaşarken, ben senden bu dediğimden daha kolayını, yani bana inanmanı ve hiçbir şeyi ortak koşmamanı istedim. Ama sen ise bana ortak koşmakta direttin.


(Tirmizi).


 


SADAKA VERMENİN ÂDABI


 


Sadaka ve zekât veren müslüman, âcizlerin ibâdetlerine yardımcı olmaya niyet eder ve bunun için de malının en güzelini ve en kıymetlisini seçer.


Zekât veya sadaka vermek için, mü'minlerden takva ehli olan (Allah'tan korkan), vera' sahibi yani şüpheli şeylerden kaçan ve iffetli kimseleri araştırır.


Sadakayı hemen vermek lâzımdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Sadakayı ilk vaktinde veriniz. Çünkü belâ, sadakayı geçemez." buyurmuştur. Sadaka verecek kişi sadakayı gizler ve kimseye bildirmez.


Verdiği sadakanın sevabını, vefat eden ana ve babasının ruhlarına da hediye eder.


İsteyene verecek bir şey bulamazsa 'Allah bizi de, sizi de rızıklandırsın' diye duâ eder.


Bir kimsenin aelip bir şey istemesini ganîmet bilmek gerekir. Bir gün Hz. Ali (k.v.) ağlıyordu. Ona 'neden ağlıyorsun?' diye sorulunca 'Yedi gündür bana müsâfir gelmiyor. Allah'ın beni zelîl kılmasından korktuğum için ağlıyorum.' diye cevap verdi.


Verdiği sadakayı sayıp dökmez. Sadaka yerdiği kimseden teşekkür ve övgü beklemez. Verdiklerinin hepsini sâdece Allah için verir.


Sadakayı mümkünse, bizzat eliyle verir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) muhtaç olan kimseye kendi eliyle verirdi.


Verdiği şeyleri fakîrin başına kakmaz. Allâhü Teâlâ (meâ-len) "Ey îmân edenler! Sadakalarınızı başa kakmak, gönül kırmakla boşa gidermeyin. O kimse gibi ki, malını insanlara gösteriş için harcar da Allâhü Teâlâ'ya ve âhiret gününe inanmış bulunmaz..." (Bakara sûresi, âyet 264) buyurmuştur.


Fakirlere malından onlar için ayırdığını verir. Diğer malı içerisinde onu tutmaz. Çünkü onu unutabilir, tamahkârlık arız olabilir veya bir âfetten dolayı helak olabilir.


Mü'minlerin kanaatkar olanlarına verir. Çünkü o, verilene kanâat eder ve daha fazlasını istemez.


BEYİT:


Minnet Hudâye devlet-i dünyâ fena bulur.


Bakî kalır sahife-i âlemde adımız.                           (Bakî)


 


FIKRA


 


İki arkadaş yolda karşılaşmışlar. Biri ötekine “Haberi duydun mu? İçişleri Bakanlığı’nda dün gece büyük bir soygun olmuş...” Diğeri “Yok canım, önemli belgeler çalınmış mı?..” “Önemli de laf mı?.. Çalınan gelecek seçimlerin sonuçlarıymış!..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Fayda sağlamayan bilgi, harcanmayan, hiç kimseye hayrı dokunmayan define gibidir.


Hadis-i Şerif


YEMEK MENÜSÜ


·         Ezme Sebze Çorba                  


·         Salata Garn. Tavuk Döner      


·         Sade Pilav                               


·         Ayran                                        


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: UMUR : 1.Aldırış etme. 2.Tecrübesi çok olan, deneyimli.


Kız: ARMİNA: Emine, korkusuz, yürekli


MANİ


 


Penceresi Orhun’dan


Bir yar sevdim Zorkun’dan


Keşke sevmez olaydım


Ödü koptu korkudan


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Çın-çınlı hamam,
Kubbesi tamam,
Bir gelin aldım,
Babası imam.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (lamba)





 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler