2 Eylül 2009 Çarşamba

31 Ağustos 2009












































































Bugün 31 Ağustos 2009 12 Ramazan 1429 Ağustos: 18 Hızır:118 II. Abdulhamid Han'ın Tahta Çıkışı (1876)


HADİS-İ ŞERİF


 


Üç kişiyi Allah sevmez.


1- Harab olmuş, yıkılması söz konusu olan evde konaklayan kişi


2- Sel yolunda konaklayan kişi


3- Hayvanını başıboş salıp da sonra onu koruması için Allaha dua eden kişi.


 


İLME SAYGI


Eğer insan bulunduğu mertebeden fazla tevâzû gösterirse bu dalkavukluktur. Herhangi bir isteğine kavuşmak için lâyık olduğundan fazla saygı göstermek, kötülenmiş ve hakîr görülmüştür. Böyle davranmakla nefis faydasız yere zelîl kılınmış ve onu hakîr görülmüş olur. Ancak ilim talebinde kötülenmemiştir. Üstadına ve hocasına böyle yapması methedilmiştir. Muâz bin Cebe! ve Ebû Ümâme (r.anhümâ)'dan rivayet edilen bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur: "Yaltaklanmak, mü'minin ahlâkından değildir, ancak ilim talebinde müstesna."


Talebeye yakışan, hocasına saygılı olması ve ona hizmet etmenin bir şeref olduğunu göstermesidir. Onun nasihatlerini câhil bir hastanın, mütahassıs (uzman) ve müşfik bir doktorun nasihatlerini dinleyip kabul ettiği gibi dinleyip kabul etmesidir.


Bir gün Zeyd bin Sabit (r.a.) bir cenaze namazı kıldı. Sonra binmesi için kendisine bir katır yaklaştırıldı. Ibn-i Abbâs (r.a.) binmesine yardımcı olmak için hayvanın üzengisinden tuttu. Bunun üzerine Zeyd b. Sabit (r.a.); 'Bırak, ey Resûlullah'ın amcasının oğlu!' dedi. İbn-i Abbas (r.a.) da; 'Biz âlimlerimize böyle davranmakla emrolunduk.1 dedi. Bu sözü işitince Zeyd bin Sabit (r.a.) atından inerek onun elini öptü ve; 'Biz de Resûlullâh (s.a.v.)'in ehl-i beytine böyle davranmakla emrolunduk.1 dedi.


MÂRUF İLE EMİR NASIL YAPILIR?


Hz. Hasan ve Hüseyin (r.anhümâ) bir gün ihtiyar bir zâtın abdest aldığını, fakat abdestini güzel alamadığını gördüler. Kendi kendilerine "Ona abdest almayı bilmediğini nasıl söyleriz. Zîrâ o kızabilir." elediler. Sonra ona abdest almayı öğretmeye karar verdiler ve yaklaşarak; "Ey amca! Bize bak, hangimiz daha güzel abdest alıyoruz." dediler. Ve onun önünde abdest aldılar. O da onlara bakıyordu. Abdestlerini alınca onlara dedi ki; "Siz benden daha güzel abdest alıyorsunuz. Ben abdestimi güzel alamıyorum. Ama güzel abdest almayı sizden öğrendim."


Hz. Hasan ve Hüseyin efendilerimiz böylece o zâtı incitmeden abdest almayı öğretmiş oldular.


FIKRA


Geri kalmış ülkenin büyüklerinden biri, yalısının balkonundan çevreyi seyrederken, birden gözü, boyaları yer yer çatlayan sandala ilişir. Hemen uşağını çağırır “Git yavrum şu sandalı ziftle...” Uşak yüklü bir faturayla döner. Büyük “Bu ne?.. Bir sandalın ziftlenmesi bu kadar tutar mı?” deyince uşak, “Aman efendim... Sandalın yanısıra ben de biraz ziftlendim!..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


 


Evlilikte başarı yalnız aranan kişiyi bulmakta değil,aranan kişi olmaya da bağlıdır.


Foster Wood


YEMEK MENÜSÜ


·          Yayla Çorba                            


·         Etli Mevsim Türlü                  


·         Peynirli Paçanga Böreği          


·         Meyve                                      


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ULAÇ : Cennette ölümsüzlüğe kavuşan


Kız: ARYA: Operada sanatçının orkestra eşliğinde söylediği uzun şarkı.


MANİ


 


Oğlanın adı Yılmaz


Olmaz aslanım olmaz


İçin gel gel demezse


O evde geçim olmaz


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Arşın ayaklı,
Burma bıyıklı.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (yazı)


















 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler