5 Ekim 2009 Pazartesi

6 Ekim 2009


























 








































Bugün 6 Ekim 2009 18 Şevval 1429 Eylül: 23 Hızır:154 İstanbul'un Kurtuluşu (1923) - Estergon Kalesinin Fethi (1605)


 


HADİS-İ ŞERİF


 


Kulağın hoşlanmayacağı herşeyden sakın!  (Taberani).


 


BÂZI KÖTÜ HUYLAR


 


Müslüman, din kardeşini küfür ile veya fâsıklıkla suçlamaz. Eğer o kardeşi bunlardan uzak ise suçlama kendine döner. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Bir kimse başka birini küfürle ve fısk ile suçlamasın. Eğer suçladığı kimsede bunlar yoksa küfür ve fısk kendine gelir." buyurmuştur.


Müslüman, bir insanı işlediği günah sebebiyle ayıplamaz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Kim, kardeşini (işlediği, ama sonra tevbe ettiği) bir günahından dolayı ayıplarsa o günahı işlemedikçe ölmez." buyurmuştur.


Müslüman, Allah'a çok yemin etmez. Çünkü çok yemin etmek, Allah'ın ismini hafîfe almaktır.


Müslüman, insanları yüzüne karşı medhetmekten, çok şaka yapmaktan, sözlerinden yanlış mânâların anlaşılmasından uzak durur.


Müslüman, büyüklerinin karşısında sesini yükseltmez. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Müslümanların kusurlarını ve gizli hâllerini araştırmayınız, aranızdaki münâsebeti koparmayınız, birbirinize yüz çevirip dargın durmayınız. Ey Allah'ın kulları, kardeş olunuz." buyurmuştur.


 


SADAKA VERMENİN FAZİLETİ


Mal, senin elinde bulunduğu müddetçe vârislerinindir. Ancak sadaka vermekle senin olur. Nitekim Bakara Sû-resi'nin 110. âyetinde (meâlen) "...Nefisleriniz (kendiniz) için her ne hayır takdim ederseniz Allah yanında onu bulursunuz." buyurulmuştur.


Mal, elde olduğu müddetçe fânîdir. Ancak sadaka ve zekât ile bakî (ebedî) olur. Nahl Şûresi'nin 96. âyetinde (meâlen) "Sizin yanınızdaki tükenir, Allah'ın katındaki ise bakîdir..." buyurulmuştur]


Mal, elinde olduğu müddetçe azdır; sadaka verdiğin zaman çoğalır.


FIKRA


 


Üç Amerikan askeri Iraklı bakkalın dükkanına girerler. Alışveriş yaparken "Kahrolsun Amerika!" diye bir ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir papağandan geldiğini görürler. Bunun üzerine Iraklı bakkal amcaya "Bu papağanı buradan yok et. Yarın geldiğimizde görürsek seni mahvederiz!" derler. Askerler gittikten sonra bakkal amca kara kara düşünmeye başlar çünkü papağanı çok sevmektedir. Derken aklına imamın papağanı gelir. Hemen imamın yanına koşar, başından geçenleri anlatır ve "Hocam eğer sakıncası yoksa papağanları değiştirelim." der. Hoca kabul eder ve değişim gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir, papağanı görürler ve kızarak "Biz sana bunu yok edeceksin demedik mi?" derler. Bakkal "Bu papağan o değil!" dese de inandıramaz. Sivri zekalı askerin biri "Ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını..." der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır; "Kahrosun Amerika!.." Ses çıkmayınca bakkal amca dahil hep birlikte bağırmalarını söyler: "Kahrolsun Amerika!.." Ses yok... "Kahrolsun Amerika!.." Ses yok... "Kahrolsun Amerika!.." Papağan dile gelir; "Amin!.." (Mahmut Kılıç)


GÜNÜN SÖZÜ


 


Can sıkıntısı Dünya'ya tembellikle beraber gelmiştir.


La Bruyere


YEMEK MENÜSÜ


·         Ezogelin Çorbası


·         Hasan Paşa Köfte


·         Makarna


·         Sütlaç


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: TARIK : Sabah yıldızı, Zühre, Venüs


Kız: AYKIZ: Ay+Kız


MANİ


 


Al giydim alsın diye


Mor giydim sarsın diye


İsteyene varmadım


Sevdiğim alsın diye


KARİKATÜR


 


BİLMECE


İstanbul da pişer
Kokusu buraya düşer


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (RADYO)



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler