11 Kasım 2009 Çarşamba

12 Kasım 2009








































 






















































Bugün 12 Kasım 2009 26 Zilkade 1429 T.Evvel: 30 Kasım:5 Düzce Depremi (1999) - Plevne Müdafaası (1887)


HADİS-İ ŞERİF


 


Üç kişi yolculuğa çıktığında, içlerinden birini başkan seçsinler. (Ebu Davud).


 


KURBANIN MÜSTEHABLARI



Kurban edilecek hayvanı kurban günlerinden evvel
alıp beslemek.
Kesileceği yere tâ'zîm (hürmet) ile götürmek.
Becerebiliyorsa kendisi kesmek.
Kesemiyorsa ehil bir kimseyi vekil edip kesilirken kendisi hâzır bulunmak. Fahr-i Âlem (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki:
"Ey Fâtımâ, kalk ve kurban(ın kesilmesine şâhid ol. Zîrâ kanından ilk damlası yere düştüğünde işlediğin her bir günâhın af ve mağfiret olunur. Ve; İnne salâtî ve nü-sükî ve mahyâye ve memâtî iillâhi rabbi'l-âlemine lâ şerî-ke leh.' duasını oku."
Bıçağın, büyük ve keskin olması.
Kurbanın iki şah damarı ile yemek ve nefes borusu­nu kesmek.
Hayvan ölmeden derisini yüzmemek.
Kurbanı keserken kurbanın uzuv(organ)ları ve parçalan mukabilinde kendi vücûdunun ve bütün uzuvlarının ce­hennemden âzâd olmasına niyet eylemek müstehabdır.


GECE İBÂDETİNİN ZEVKİ DAHA BÜYÜK


Ebû Süleyman Dârânî (r.h.) diyor ki: "Gece karanlığın­da ibâdetin zevki, eğlence erbabının zevkinden daha bü­yüktür. Öyle ki eğer geceler olmasa yaşamayı dahi arzu etmezdim. Âbidlerin gece ibâdetinden aldıkları zevki, ibâ­detlerinin sevabı ile karşılaştıracak olsan, o zevk, ibâdet­lerinin mükâfatından çok daha büyüktür.
Âlimlerden biri, "Dünyâda cennet nimetlerine benze­yen tek bir şey varsa, o da âbidlerin gece ibâdetinden aldıkları zevktir." buyurmuştur.
Diğer bâzıları, "Münâcâtın lezzeti, dünyâ nimetlerin­den değil, cennet zevklerindendir. Allâhü Teâlâ onu sevdikleri için hazırladı, herkes bu zevki alamaz." buyurmuşlardır


 


FIKRA


 


Salomon’la Temel aynı yerde çalışıyormuş. Bir gün Solomon demiş ki Temel’e; “Ben ara sıra işten kaytarmanın yolunu bilirim...” Temel “Nasıl?..” diye sorunca Solomon evrak dolabını odanın ortasına çekmiş. Üstüne çıkmış, iki eli ile kocaman şamdana asılmış. “Dolabı çek ve bekle” demiş... Az sonra patron girmiş odaya.


- Bu ne?..


- Ben bir ampulüm!


- Senin biraz dinlenme zamanın gelmiş... Yürü evine!..


Solomon çıkarken Temel de takılmış peşine. Patron gürlemiş;


- Hey dur!.. Sen nereye?


- Karanlıkta çalışamam ki!..


GÜNÜN SÖZÜ


 


 


Bilgi bir ışık gibidir. Onu kullanırsanız daha parlak olur, kullanmazsanız söner.


Alexander Everett


YEMEK MENÜSÜ


·         Hindi Ankara tava


·         Z.Y. havuç borona


·         Kalbura bastı


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: YERTAN: (Tür.) Er. - Güneşin ilk ışıklan.


Kız: YETEN: (Tür.) 1. Yetişen, ulaşan. Olgun, olgunlaşan. 2. Süresi dolan, günü gelen. 3. Tüm canlılar, herkes. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.


MANİ


 


Mendiline bağlasanda sakızı


Söylemem sana doğruyu


Senin üzerine gül koklamam


Başka çiçeklere dayanamam


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Yankesiciler neden modayı takip ederler?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Samanyolu’nda




 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler