21 Aralık 2009 Pazartesi

22 Aralık 2009



















































Bugün 22 Aralık 2009 6 Muharrem 1429 K.Evvel: 9 Kasım:45 I.Ahmet'in Tahta Çıkışı (1603)


 


HADİS-İ ŞERİF


 


Namaz mü’mini Allah’a yaklaştıran bir vasıtadır. (İbn-i Adiyy).


 


HELÂLE RİÂYET ETMEK


Hâce Bahâüddîn Şâh-ı Nakşibend (k.s.) Hazretleri helâle riâyet etmek hususunda çok itinâ gösterirler ve şüphelilerden de son .derece kaçınırlardı. Husûsiyle sohbet meclislerinde: "İbâdet on cüzdür. Bunun do­kuzu helâl talebinde olmak, bir cüz'ü İse diğer amel­lerdir." mealindeki hadîs-i şerîfi okurlar ve amel edilme­sini emir ve işaret buyururlar idi.


Hâce Nakşibend Hazretleri'nin yedikleri kendi zirâat-lerinden olup, her sene bir mikdar arpa ve bir mikdâr böğrülce ekerlerdi. Onun dahi tohumu, tarlası, suyu ve kullanılan öküzleri hususunda tamamıyla ihtiyatlı idiler. Sohbet-i şerîflerine bir çok âlim gelip teberrüken yemek­lerini yerlerdi.


Şâh-ı Nakşibend Hazretleri çoğu vakit yemek pişirilme­sinde ve sofra hizmetinde bizzat gayret gösterirler idi ve yemek yenirken kalb huzuru için dervîşlere tavsiye buyu­rarak ve bu hususta mübalağa ederler idi. Dervişlerden biri bir lokmayı gaflet ile yese hemen onu şefkat ve terbiye yoluyla ikâz ederdi, ve eğer bir yemek, öfke ile ve nefse zor ve çirkin gelerek pişirilmiş İse onu ye­mezler ve dervişlerden dahi bir ferde yedirmezlerdi.


Hâce Nakşibend Hazretleri bir kere Gadyut denilen mahalle aittiler. Bir derviş önlerine yemek getirdi. Buyur­dular ki bu yemeği bize yemek lâyık değildir. Şu se­bepten ki öfke ile pişirilmiştir Ununu kalburdan geçiren ve yoğurup pişiren öfkeli idi.


Eğer bir kevgiri öfke ve gazap ile bir çömleğe sok-salar o yemeği de yemezler ve şöyle buyururlar idi:


"Öfke, gaflet nefse zor ve çirkin gelerek yapılan İşte hayır ve bereket yoktur, nefsin hevâsı ve şeytân ona yol bulmuştur."


"Sâllh ameller ve güzel fiiller ancak helâl lokma ile işlenebilir. O da gaflet İle yenmemeli, bilakis kalb huzuru ve uyanıklık ile yenilmelidir. Bu hâl bütün vakitlerde vukuf ve uyanıklık üzere bulunmaya ve-sîle olarak namazda dahi kalb huzurunu tahsîl etme­ye sebep olur."


 


FIKRA


 


Hitler toplama kampina gitmis, yahudilerden birini cagirmis :


- "2+2 kac eder" diye sormuş  adam da "7" demiş


Hitler donmus arkasindaki yuzbasiya:


- "Ulan bu ne bicim toplama kampi? "


GÜNÜN SÖZÜ


 


Unutulmak istemiyorsan, ya okunacak şeyler yaz,ya da yazılmaya değer şeyler yap.


Benjamin Franklin


YEMEK MENÜSÜ


· Yumurtalı kızarmış ekmek


· Peynir, Yeşil zeytin, Tereyağı, bal,ıhlamur


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ZAKİR: (Ar.) Er. - Zikreden, ,anan. Allah'ı gerektiği gibi teşbih ve tehmid eden. Kur'an'ı öğüt verici, gerçek bir zikir olarak gören.


Kız: ZARAFET: (Ar.) Ka. - İncelik, güzellik, zariflik.


MANİ


 


Gökte yıldız bir sıra


Yar gidiyor mısıra


Kul olam uşak olam


Gideyim ardı sıra


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Adamın biri durmadan uluyormuş, neden?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Kitap yaprakları





 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler