9 Temmuz 2009 Perşembe

10 Temmuz 2009

Bugün 10 Temmuz 2009 19 Recep 1429 Haziran: 27 Hızır:66 Dünya Nüfus Günü

HADİS-İ ŞERİF



Duaların sonunda Amin demek, alemler Rabbi Allah’ın, mü’min kullarının dillerindeki mührüdür.


Hadis (İbn-i Adiyy).



GECE NAMAZININ FAZİLETİ


Gece namazı -bilhassa teheccüd- müstehab ve en faziletli olan İbâdetlerdendir. Resûlullah Efendlmlz'e (s.a.v.) farz kılınmıştı. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: "Farz namazlardan sonra en faziletli namaz gece namazıdır."


"Kişi gece uyanıp hanımını da uyandırsa ve İki rek'at namaz kılsalar; Allah'ı çok zikreden erkekler­den ve çok zikreden hanımlardan yazılırlar."


"Kim gece namazını kılar ve namazında ihlâslı olursa Allâhü Teâlâ ona dokuz şey ikram eder ki beşi dünyâda, dördü âhirettedir:


Dünyâ âfetlerinden muhafaza eder,


Onda "... Yüzlerindeki nişaneleri, secdelerinin eseridir ..." mealindeki (Fetih Sûresi, âyet 29) âyet-i celîlesinin sırrını zuhur ettirir,


Onu sâlih kullarının kalblerine sevdirir,


Onu bütün insanlara sevdirir,


Lisânını hikmetle konuşturur,


Kıyamet günü kabrinden yüzü ak ve nurlu çıkarır,


Ona hesabı kolaylaştırır,


Sırat üzerinden şimşek gibi geçirir,


Kitabını sağından verir."


"Kulun gecenin yarısından sonra kıldığı iki rek'at (namaz) dünyâ ve içindekilerden hayırlıdır. Eğer ümetimin güç yetfreceğini bilseydim, onlara farz kı­lardım."


Gece namazının en faziletli vakti, uykudan sonra kal­karak gecenin ortasında kılınmasıdır.



FIKRA


Bir Fransız, bir Kıbrıslı ve bir İngiliz idam mahkumu asılmayı bekliyorlarmış. Gardiyan her üçüne de son dileklerini sormuş. Fransız ülkesinin yemeklerinden olusan şık bir sofra ve Edith Piaf müziği istemiş. Kıbrıslı ise (adının Ali ya da Aleko olmasi fark etmiyor) son arzusunun Kıbrıs sorununun ana ilkeleri hakkında nutuk atmak olduğunu söylemiş. Bunu duyan İngiliz mahkum son dileği olarak "Lütfen beni Kıbrıslı’dan önce asın" diye yalvarmaya başlamış...


GÜNÜN SÖZÜ



İnsan diliyle değil,yaptığı işlerle konuşmalı.


Stehr


YEMEK MENÜSÜ


· Mercimek çorbası


· Ispanak


· yoğurt karışık


· hoşaf


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek:


Kız:


MANİ


Gidene bak gidene,


Gül sarılmış dikene


Mevlam sabırlar versin,


Gizli sevda çekene .


KARİKATÜR



BİLMECE



Yeşil mantolu, kırmızı entarili, siyah düğmeli.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Havuç




8 Temmuz 2009 Çarşamba

9 Temmuz 2009

td><>< >Kız:<> >Erkek:<><><><><><><>< colspan="">" bulur.?<><><><><><><><><>Ş<>İ< >Y<>İ<>http://www.cafeyurt.com/karikaturler/k%20(202).jpg">>

Bugün 9 Temmuz 2009 18 Recep 1429 Haziran: 26 Hızır:65 Timur'un Bağdat'ı İşgali (1401)

HADİS-İ ŞERİF

Allah katındaki değerlilik durumunu öğrenmek isteyen kimse, Allah’ın kendisinin yanındaki itaat ve saygınlık durumuna baksın... Hadis-i Şerif (Darekutni).

Her" > p><><><><><>

<><>

BİLMECE

Yerin altında kırmızı minare

Cevabı Yarın.

Dünkü Cevap: Turp


7 Temmuz 2009 Salı

Su

Su, kendine sırdaş arıyordu. Önce buluta verdi sırrını.
> Ağır geldi sır buluta. Sağanak sağanak döktü suyun tüm sırlarını.

> Sonra göle gitti su. Ona anlattı derdini. Bu arada bulut suyun
> sırrını yağmur yapıp, dolu yapıp, kar yapıp savurduğu için, zaman
> zaman taşıyordu göl ve çıkıyordu suyun sırrı iyice açığa .

> Sonra nehre verdi su sırrını. Nehir de aldı suyun sırrını çekti
> gitti.
> Dereye verdi. Dere biraz daha yavaş olsa da nehirden, o da götürdü
> suyun sırrını bir başka bilinmeze.

> Çağlayanlar, şelaleler, akarsular. Hepsi kayboluyordu bir anda.

> Sonra bir gün su takip etti dereyi. Dereye okyanusa kavuşunca fark
> etti su, bütün sırlarının akarsularla, çağlayanlarla,
> ırmaklarla.okyanusa taşındığını.

> Karar verdi su. Sırrını okyanusa verecekti. Öyle de yaptı zaten.
> Tüm sırlarını okyanusa verdi. Artık suyun sırrını okyanustan
> başkası bilmiyordu. Ne taştı okyanus, ne bir başkasına taşıdı
> suyun sırrını, ne de kurudu..

> Geçenlerde karşılaştık suyla. Bir bardaktaydı. Suskundu.
> Çok uğraştım konuşturamadım.
> Ben tam giderken " Dur !" dedi su. Durdum!

> " Okyanus yürekli dostlar bulmadan sakın konuşma!
> Taşıyamazlar, kaldıramazlar senin yükünü, canını yakarlar,
> utandırırlar.." dedi.

> Çevrenizde hep "okyanus yürekli" dostlarınızın olması dileğimle.

Rahimdir Allah Rahmandır


Flower Picture showing Azalia


"Rahimdir Allah Rahmandır
Mülkün tek sahibi ve hakimler hakimi
ancak O Allahdır.

Attığımız her adım
geçirdiğimiz her dakika O na yaklaştırıyor
bizi:



Flower Picture showing Bluebell

Verilecek hesabımız var O
na

Üzerimizdeki nimetlerin
hesabı

Söylediklerimizin ve söylememiz
gerekirken söylemediklerimizin

Yaptıklarımızın ve yapmadıklarımızın
hesabı...






Flower Picture showing Camelia


Bir hayatın hesabı var ve sonra
bir sonsuz hayat bitmek tükenmek bilmeyen

Ölümün öldürüldüğü bir hayat...


Flower Picture showing Candytuft


Bir yanda bir dünya var

Gözkamaştıran tahtların kurulduğu en güzel
nimetlerin sunulduğu bir dünya

Sözün selam
olduğu bir dünya...




Flower Picture showing Orange Tulip


Ve bir yanda insanların azabın
en çetin ve elem verici olanına uğratıldığı

Mideleri kasıp kavuran içeceklerin
sunulduğu

Ateşin ve çığlığın her yanı
sardığı bir dünya

Keşke toprak olsaydım
diye feryat edenlerin dünyası

Sözün eyvah
olduğu dünya...



Flower Picture showing daffodil


Ve bilerek yada bilmeyerek bu iki
sonuçtan birine doğru yürüyoruz her birimiz:




Flower Picture showing Iris


Ekiyoruz
biçeceklerimizi

Ellerimiz ayaklarımız
gözlerimiz ve gönlümüz

Hepsi hepsi tanık
oluyor işlediklerimize...



Flower Picture showing Snow-drop


Ve saat yaklaşıyor ve saat
yaklaşıyor




Flower Picture showing Lilac


Rabbimiz bize hesabı
kolaylaştır



Flower Picture showing Grape-Hyacinth

Senin gazabından yine Senin
Rahmetine sığınıyoruz


Dininle yücelmeyi
dinini yüceltmeyi bize nasip et




Flower Picture showing Narcis


Canımızı müslümanlar olarak
al

Ve bizi salihler topluluğu ile
haşret...




Flower Picture showing Pansy


Amin, Amin,
Amin..."




8 Temmuz 2009

Bugün 8 Temmuz 2009 17 Recep 1429 Haziran: 25 Hızır:64 Kırklareli'nin Kurtuluşu (1920)

HADİS-İ ŞERİF



La ilahe illallah diyenlere dil uzatmaktan, dışlamaktan uzak dur. Hiçbir günah yüzünden, onları kafirlikle (din dışılıkla) itham etme. Hadis ( Taberani)



DERVİŞ NASIL OLMALI?


İmâm-ı Rabbânî (k.s.) şöyle buyurdu:


Bizim gibi fakirlere lâzım olan şeyler şunlardır:


Kendisini hor ve fakir görerek, Hak Teâlâ'ya tazarrû ve iltica etmek ve daimî inkisar hâlinde bulunmak,


Kulluk vazifelerini yerine getirmek ve dînin hududunu muhafaza etmek,


Her hususta sünnet-i seniyyeye mutâbaat (uymak) ve hayırlı şeyleri tahsil ederken niyeti düzeltmek,


Bâtınını hâlis kılmakla beraber dışını da İslâm'a uygun hale getirmek,


Günahların istilâ ettiğini (kapladığını) müşahede ederek kendini hep kusurlu bulup, ayıplamak,



Gaybları bilen Allâhü Teâlâ'nın intikam almasından korkmak,


Hasenatı (sevap almak için yaptığı güzel işler) çok da olsa, bunları az görmek,


Kötülükleri ve günahları az da olsa bunları çok görmek,


İnsanlar tarafından kabul görmekten ve şöhretten hoşlanmamak. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyur


muşlardır ki:


"Bir kimseye, dînî veya dünyevî bir hususta parmakla gösterilmesi şer olarak yeter. Ancak Allah'ın (c.c.) korudukları müstesnadır."


Niyet ve işlerinin sağlamlığı sabah aydınlığı gibi açık da olsa dâima (iyi değildir diyerek) itham etmek,


Vakıa uygun bile olsa hâllere ve vecdlere îtibar ve îtimat etmemek,


Sırf dinin kuvvetlenmesi ve müslümanların takviye edilmesi, dînin revaç bulması için gösterdiği gayretleri,


insanların Hakk'a davet edilmesi gibi Allah yolunda yaptığı hizmetleri beğenmek doğru değildir. Zîrâ, bu kısımda


anlatılan hizmetler zaman zaman kâfir ve fâcir kimseler tarafından da yapılabilir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)


"Muhakkak ki, Allâhü Teâlâ bu dîni fâcir bir kimse ile de kuvvetlendirir." buyurmuşlardır. (Mektûbât-ı Imâm-ı


Rabbânî 1/171)


FIKRA


Avrupa’daki savaşlarda milyonlarca insanın öldürüldüğünü duyan yaşlı yamyam sorar:


- Bu kadar insanı nasıl yiyecekler?


- Avrupalılar öldürdükleri insanların etini yemezler.


- Öyleyse ne yaparlar?


- Ya fırında yakarlar ya da topluca ormana gömerler.


- Allah allah... Bu avrupalılar ne kadar da barbar... Demek amaçsız adam öldürüyorlar!..


GÜNÜN SÖZÜ



İnsan ne kadar yükselirse, gönlü o kadar alçalmalıdır.


Cicero


YEMEK MENÜSÜ


· Domates çorbası


· Köfte, Patates Püresi


· Yoğurt


· salata…


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek:


Kız:


MANİ



Duvar üstünde kilim,


Yarimin adı selim,


Selim sana varınca,


Olacağım telli gelin.


KARİKATÜR



BİLMECE



Yeraltında kırmızı pancar.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Yılan




7 Temmuz 2009

Bugün 7 Temmuz 2009 16 Recep 1429 Haziran: 24 Hızır:63 Hatay'ın Kurtuluşu (1938)

HADİS-İ ŞERİF




Meşru dairede eğleniniz ve oynayınz. Ben dini yaşantınızda bir kabalığın (yobazlığın) görünmesinden hoşlanmıyorum.


Hadis-i Şerif (Beyhaki).



ACELE ŞEYTANDANDIR


Acele etmek, bir şeyin vakti gelmeden önce olmasını istemektir. Allâhü Teâlâ, "... Size yakında âyetlerimi gös¬tereceğim, artık acele İstemeyin." buyurmaktadır. (Enbi¬yâ Sûresi, âyet 37)


İnsan, tabiat olarak sabır ve sebatı az ve birçok şeylerin bir an evvel meydâna gelmesini arzu eden bir yaratılışta bu¬lunduğundan sanki aceleden yaratılmıştır. Bir âyet-i kerî¬mede; "... Ve insan pek aceleci olmuştur." (Isrâ Sûresi, âyet 11) buyurulmuştur. Acelecilik, Şeytanın ahlâkından biri¬sidir. İnsan tabiatıyla acelecidir. Ancak Allâhü Teâlâ insan için aklı yaratmış ve onu sebat etmeğe (acele etmemeğe) ve teennîye irşad etmiştir. Kim aklını bu iki şerefli hasleti elde etmek için kullanırsa Şeytan'ın tabîatından ayrılmış olur.


Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz bir hadîs-i şerîfte şöyle bu¬yurmuştur: "Teennî (temkinli davranmak) Allah'dan, acele ise Şeytandandır." Diğer bir hadîs-i şerîfte şöyle buyuruldu: "Güzel bir hey'et (sekînet ve vakar), teennî ve iktisad (îtidal), peygamberliğin yirmi dört cüzünden biridir."


Acele etmenin âfetlerinden bir kısmı şunlardır: Zayıflık ve hayır işlemekten kesilmektir. Yâni insan bir şeyin olmasını ister ve onun meydâna gelmesi için acele eder de o olmaz¬sa zayıflar, ümitsizliğe veya meşakkate düşerek kendisini yorar ve umduğuna kavuşamaz.


Veya bir ihtiyâcının olması için Allah'a duâ eder, onun hemen kabul olunmasını ister. Eğer istediği şey hemen mey¬dana gelmezse duâ etmeyi terk eder ve arzusuna ulaş¬maktan da mahrum olur.


Hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur: "Kul, günah ile ve akrabalarıyla münâsebetini keserek duâ etmedikçe ve duasının kabulünü acelece istemedikçe duasına icabet olunur." Ashâb-ı Kiram; 'Acele istemek nedir Yâ Resûlal-lah?' diye sordular. Resûlullâh (s.a.v.): "O kimse şöyle söy¬ler: Duâ ettim, duâ ettim, kabul olunmadı der, hasret çeker(ek üzülür) ve duayı terk eder." Öyle ise duada acele etmemek, duadan usanmamak îcab eder. Çünkü duâ ibâdettir ve Allâhü Teâlâ duaya devam edenleri sever.


Acele etmek, takva ve verâyı yok eder, ibâdetlerin noksan veya bâtıl olmasına sebep olur. Zîrâ acele etmek, yâciblerin, sünnetlerin ve âdabın terk edilmesine sebep olabilir.


FIKRA


Mussolini savaş raporlarını renkten renge girerek okuyordu. Bir ara başını kaldırdığında gözü duvarda asılı duran kendi portresine ilişti. Göz kırparak sordu:


- Bu gidişle halin n’olacak?


Fotoğraf yanıt verdi:


- N’olacak, beni indirip seni asacaklar!.


GÜNÜN SÖZÜ



İnsan ne söylediğini bilmeli,fakat her bildiğini söylememelidir.


Namık Kemal


YEMEK MENÜSÜ


· Yayla çorbasi


· Soslu Tavuk Pirzola


· Makarna


· Rus Patatesi Salata


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek:


Kız:


MANİ


Hoş geldin diyemedim


Bir mendil veremedim


Sen mi geldin sevdiğim


Ben seni bilemedim


KARİKATÜR



BİLMECE



Yer altında yağlı kayış.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Patates




İzleyiciler