29 Ekim 2009 Perşembe

30 Ekim 2009






























 








































Bugün 30 Ekim 2009 13 Zilkade 1429 T.Evvel: 17 Hızır:178 Mondros Mütakeresi (1918) - Kars'ın Kurtuluşu (1920)


HADİS-İ ŞERİF


 


Benden sonra bana inanan müslümanlar hakkında şu 3 şeyden korkuyorum: Onları idare edenlerin zulme sapmalarından. Yıldızların (Burçların) yaşamlarına etkisi olduğuna inanmalarından. Kaderi inkar etmelerinden. (İbn-i Asakir).


 


GİZLİ İSRAF


Bâzı küçük gibi görünen şeyler gizli israftır. Meselâ, pirinç, nohut tanesi gibi şeylerin taşı ve toprağı ayıklanırken veya yıkanırken yere düşenleri alınmaz ve süpü-rülerek atılırsa israf olmuş olur. Ekmek kırıntıları, yere düşen pirinç taneleri vb.'ni kuşlara ve şâir hayvanlara yedirmek israf değildir. Bunda menfâat hasıl olduğu için mükâfat vardır.


Sürâka bin Mâlik'in rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfte şöyle Duyurulmuştur: "Her hararetli ciğer sahibini (suya kandırmakta) mükâfat vardır." Hadîs-i şerîfte, hayvanlara yapılan iyiliklerin; günahların mağfiretine, affedilmesine ve mükâfatının büyük olacağına işaret vardır. Diğer bir hadîs-i şerîfte şöyle buyuruldu: "Rahman Tebâreke ve Teâlâ, merhamet edenlere merhamet eder. Siz yer-dekilere merhamet edin kî, göktekiler de size merhamet etsin."


Gizli israftan birisi de elbiselerini ve ayakkabılarını yıpratacak şeylerden muhafaza etmemektir. Yıkanırken sabunu lüzumundan çok kullanmak, ab-dest alırken ve guslederken lüzumundan fazla su kullanmak, suyu boşa akıtmak da israftır. Elektrik vs. enerji kaynakları da lüzumsuz kullanmak da bunlardandır.


Resûlullâh (s.a.v.) Sa'd b. Ebi Vakkas (r.a.)'ın abdest alırken suyu fazla kullandığını gördü ve ona; "Ey Sa'd, bu ne israftır." buyurdu. O da; "Abdestte israf var mıdır?" dedi. Resûlullâh (s.a.v.); "Evet, akan bir nehirden olsa bile vardır." buyurdu.


 


GECE DUANIN KABUL SAATİ


Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: "Her gecede bir saat vardır ki, bir müslüman bu saatte Allâhü Teâlâ'dan hayırlı bir duada bulunsa; dünyâ ve âhiret hayrından her neyi isterse, Allâhü Teâlâ onu ona verir." Bu saat her gecede mevcuttur. Ancak Ramazan'da Kadîr Gecesi, Cuma'da icabet saati gibi bu da gizlidir.


FIKRA


 


Hoca yolculuk sırasında mola verip bir hana girer. Bu sırada hana bir başka yolcu daha girer ve ikisi birden hancıdan yiyecek bir şeyler isterler. Fakat hancı yiyecek olarak sadece bir balık olduğunu söyler ve bunu paylaşmalarını önerir. Bunun üzerine hoca “Ben balığın sadece başını yiyeceğim” der. Hancı bunun nedenini sorar. Hoca “Balık kafası zekayı artırır, balık kafası yiyen insan akıllı olur!” der. Bunun üzerine diğer yolcu hemen atılır ve hocaya “Balık kafasını niye sen yiyeceksin? Ben yemek istiyorum!” der. Hoca da itiraz etmez ve balığın koca gövdesini hoca yer ve bir güzel karnını doyurur. Diğer yolcu ise sadece balığın başını yer; sonra da hocaya seslenir; “Sen koca gövdeyi yedin, karnını doyurdun. Ben sadece kafayı yedim, aç kaldım!..” Hoca da bunun üzerine lafı yapıştırır; “Bak nasıl akıllandın!..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır.


Epiktetos


YEMEK MENÜSÜ


·         EZOGELİN ÇORBA


·         EKŞİLİ  KÖFTE


·         BULGUR PİLAVI


·         MEYVA


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ŞAHİN : Büyük, yırtıcı kuş


Kız: BADE: Aşk, kutsal sevgi


MANİ


 


Portakal dilim dilim


Gel otur benim gülüm


Ben sana ne dedim ki


Tutulsun benim dilim


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Dağda tak tak,
Suda cıp cıp.
Arşın ayaklı,
Burma bıyıklı.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (Ateş Böceği)



 

29 Ekim 2009






























 








































Bugün 29 Ekim 2009 12 Zilkade 1429 T.Evvel: 16 Hızır:177 CUMHURİYET BAYRAMI - Türkiye Cumhuriyeti'nin Kuruluşu (1923)


HADİS-İ ŞERİF


 


Bir kul Kur’anı baştan sona okuyup hatmederse, 60 bin melek, onun için dua eder. (Deylemi).


 


İHLÂS NİÇİN LÂZIMDIR?


İmâm-ı Gazâlî'den (rh.) ibret verici bir hikâye: Âbid ve zahit bir zâta bir gün; '^Şurada bir topluluk, bir ağaca ibâdet ediyor." dediler. Âbid buna çok öfkelendi. Ağacı balta ile kesmek üzere yola çıktı. Şeytan bir ihtiyar suretinde karşısına çıktı ve 'Nereye gidiyorsun?' diye sordu. 'Şurada bir ağacı kesmeğe gidiyorum.' dedi. Şeytan; 'İbâdetini ve nefsinle meşgul olmayı bırakıp başka şeylerle uğraşıyorsun. Ben o ağacı kestirmeyeceğim.' deyince kavgaya başladılar.


Âbid, şeytanı yere atarak göğsünün üzerine oturdu. Şeytan, 'Allah bunu sana farz kılmamıştır. Sen o ağaca tapmıyorsun. Allah'ın yeryüzünde peygamberleri var, dile-şeydi onları gönderir, ağacı kesmelerini emrederdi.' dedi. Âbid yine 'Onu kesmem lazım.' dedi ve kavgaya devam ettiler. Âbid yine galip geldi ve şeytanın göğsüne oturdu. Şeytan çaresizce 'Senin için daha hayırlı bir teklifim var. Sen fakir bir adamsın. Sen de kendi malınla doymak ve insanlara muhtaç olmamak istersen bu işten vazgeç. Ben her gece başucuna iki altın bırakacağım. Sabahleyin onu alır, ailen ve kendin için harcarsın, din kardeşlerine sadaka olarak verirsin.' dedi. Âbid, biraz düşündü ve teklifi mantıklı buldu. Şeytan da yemin etti ve anlaştılar.


Sabah .ve. ertesi gün iki altın buldu, üçüncü gün altını göremedi. Öfke ile baltasını aldı ve yola çıktı. Şeytan yine bir ihtiyar suretinde karşısına çıktı veJVallahi senin o ağacı kesmeye gücün yetmez.' dedi. Âbid, şeytana saldırdı, ama bu defa şeytan onu tutup yere yatırdı. Şimdi şeytanın elinde idi.


Şeytan göğsüne oturdu ve; 'Bu ağacı kesme işine son vereceksin. Aksi takdirde seni öldürürüm,' dedi. Âbid 'Beni mağlup ettin, beni serbest bırak. Önce ben seni mağlûp etmişken şimdi nasıl beni yendin. 'Bunu bana anlat.' dedi. Şeytan, İlk seferdeki öfken Allah içindi, bu sebeple Allah sana yardım etti ve galip kıldı. Ancak şimdi öfken altın için, kendi nefsin ve dünyâ içindi. Bu yüzden ben seni yendim.' dedi.


FIKRA


 


Nasrettin Hoca ile kazanın uygunsuz yatak odası görüntüleri ele geçirilmiş, Hoca basın açıklaması yapmış: “Doğurduğuna inanıyordunuz ama!..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Bir insan hayranlık duyup sevebildiği sürece sonsuza kadar genç demektir.


Pablo Casals


YEMEK MENÜSÜ


·         ŞEHRİYE ÇORBA


·         ETLİ KURU FASÜLYE


·         ŞEHRİYELİ PİLAV


·         SALATA


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ŞANSAL : Niteliklerinle ünlen, tanın


Kız: AZRA: Üstünde hiç yürünmemiş kum; Yeni yetme kız


MANİ


 


Su gelir akmayınan


Dereyi yıkmayınan


Seven yare doyar mı


Uzaktan bakmayın


KARİKATÜR


 


BİLMECE


On ay yatar,
İki ay kalkar;
Feneri yakar,
Etrafa bakar.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (kulak)



  


 


   



 

27 Ekim 2009 Salı

28 Ekim 2009






























 








































Bugün 28 Ekim 2009 11 Zilkade 1429 T.Evvel: 15 Hızır:176 Türkiye'de İlk Nüfus Sayımı (1927)


HADİS-İ ŞERİF


 


Bir bedevi Resulullah’a gelerek; Ya Resulullah! Rüyamda başımın koparılıp yuvarlandığını, kendimin de onun peşinden koştuğumu gördüm. Bunun tabiri nedir? Diye sordu. Resulullah Efendimiz ona şu cevabı verdi: Uyurken, şeytanın seninle oynamasını, halka anlatma... (Müslim).


 


MÜMİNİN BAZI VASIFLARI


Mü'min; şerefli, zarîf, latîftir. Lanet etmez, nemmâm (laf taşıyıcı) değildir, gıybet etmez, kin ve hased nedir bilmez ve kibirli de değildir. Dâima hayırların en iyisi peşinde ve ahlâkın en güzeli üzere olur.


Eli açıktır, isteyeni geri çevirmez, kendine ulaşan hayırda cimrilik etmez. Kelâmını hikmetle süsler, lisânını fuzûlî ve faydasız sözden korur. Amelini güzel işler. Dâima zayi ettiği vakitler için pişmanlık içindedir. Doğru, düşmanından da gelse reddetmez. Bâtılı (aslı olmayan şeyi), dostunda da görse reddeder.


Zahmeti az, yardımı çoktur. Kardeşi ile oturduğunda dostluğuna riâyet ederek gördüğü kusurlarını affeder.


 


EVDE BULUNMASI YARARLI BAZI İLAÇ VE MALZEMELER


Nevralji, diş ve baş ağrısı için ağrı kesiciler. Romatizma ağrıları, eklem hastalıkları ve travmalar için antienflamatuar (iltihap gidericiler, Ateş düşürücüler, Öksürük şurupları,


Nezle ve sinüzit için dekonjestan (kanlanma giderici) burun damlaları,


Mîde yanması ve hazımsızlık için antiasit (asit gidericiler ve sindirimi kolaylaştırıcı ilaçlar,


Bağırsağı çalıştırarak kabızlığı gideren gliserin fitilleri veya müshilier,


Vâsıta (araba) tutması için ilaçlar. (En pratik çâresi su karıştırıp bir miktar sirke içmektir.) Dekonjestan (kanlanma giderici) göz damlaları. Böcek sokmalarına karşı (antihistaminik) ilaçlar. Travmalardan kaynaklanan kas ve eklem ağrıları için merhemler.


Sakinleştirici bitki ilaçları.


FIKRA


 


Hoca, Timur’un askerlerinin yanından geçerken askerlerin nişancı komutanı tarafından çağrılır. “Hocam şu ağaca yaslanın da askerlerimin hünerlerini size göstereyim...” der ve askerlere emir verir:


- Rahat!


- Hazır ol!


- Ateş!


Emirle birlikte hocanın kavuğuna tam 10 ok gelmiş, kavuk delik deşik olmuştur. Komutan:


- Hocam askerlere söyleyeyim de size yeni bir kavuk getirsinler.


- Komutanın izin verin bir adet de şalvar alsınlar.


- Hocam biz sizin şalvarınıza bir şey yapmadık ki!.. Ne oldu, hayırdır?


- Yok canım!.. Ben biliyorum, onun da kavuk gibi giyilecek hali kalmadı…


GÜNÜN SÖZÜ


 


Bir insan köprü kurar, bin insan geçer.


Özbek Atasözü


YEMEK MENÜSÜ


·         MERCİMEK ÇORBA


·         PATLICAN KEBAP


·         MAKARNA


·         CACIK


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ŞANVER : İyi niteliklerin bilinsin, duyulsun


Kız: AZİZE:Saygın,sevgili,kutsal.


MANİ


 


Çilekten yaptım reçel


Kara gün gelir geçer


Derdimi söyleyemem


Kalbimden neler geçer


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Yarım kaşık,
Duvara yapışık.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (sincap)



    




27 Ekim 2009



































































Bugün 27 Ekim 2009 10 Zilkade 1429 T.Evvel: 14 Hızır:175 Halep'in İngilizlerce İşgali (1918)


HADİS-İ ŞERİF


 


Kul bir günah işler. Ama onunla cennete girer. Bu şöyle olur: İşlediği günah devamlı hatırındadır. Ondan her hatırladıkça tövbe edip kaçınır. Böylece o günah sebebiyle Cennete girer.


(İbn-i Mübarek).


 


SABIR VE TAHAMMÜL


Hilm; yumuşaklık, halim selim olma ve sakinlik halidir. Hilm, aklın kemâline delâlet eder. Hilm, gazab kuvvetinin kırıldığına ve onun akla bağlı olduğuna delâlet eder.


Hilmin bazı faydaları: AJlâhü Teâlâ'nın sevgisini kazanmaya sebep olur. Hz. Aişe (r.anhâ)'nın rivayet ettiği hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur: "Kim gazablanır da hilm (sabır) ederse Allâhü Teâlâ'nın muhabbeti ona vâcib olur."


Hz. Fâtıma (r.anhâ)'nın rivayet ettiği hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmaktadır: "Muhakkak Allâhü Teâlâ hayâlı, halîm ve iffetli kimseyi sever. Kötü, fahiş söz söyleyene ve ısrarla isteyene buğzeder."


Hilm, Peygamber Efendimiz'in taieb ettiği bir ziynettir. Süfyân bin Uyeyne (r.a.) şöyle rivayet eder: Şu duâ Re-sûlullâh (s.a.v.)'in dualarından biri idi: "Allah'ım, benj ilimle zengin kıl, hilim ile ziynettendir, takva ile beni kerim kıl ve beni afiyetle güzelleştir."


Ebû Hüreyre (r.a.)'ın rivayet ettiği hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur: "İlmi taleb edin. İlimle beraber sekînet (vakar) ve hilmi de arayın. İlim öğrettiklerinize ve ilim öğrendiklerinize karşı yumuşak olunuz. Alimlerin cebbarlarından olmayın ki, cehaletiniz hilminize gâ-lib gelmesin."


Hilim ile cennette yüksek derecelere kavuşulur. Ubâ-de bin Sâmit (r.a.)'ın rivayet ettiği hadîs-i şerîfte şöyle buyurulur: "Size Allâhü Teâlâ'nın binaları şereflendireceği ve dereceleri yükselteceği şeyi haber vereyim mi? Ashâb-ı Kiram; 'Evet, yâ Resûlallah' dediler. Bu-yurdu ki: Sana gazablanana hilm göster, sana zulmedeni affet, sana gelmeyene sen git."


Diğer bir hadîsi şerîfte; "Sana Allâhü Teâlâ'nın sepi menfaatlendireceği bâzı hasletleri bildireyim mi? İlme sarıl. Zîra ilim, mü'minin dostudur, hilm onun veziridir, akıl onun delilidir, amel onun kayyımıdır (ayakta tutanı), rıfk (yumuşak huyluluk) onun babasıdır, yumuşaklık onun kardeşidir, sabır ise onun askerlerinin kumandanıdır." buyurulmuştur.


FIKRA


 


Hoca bir gün anahtarını kaybetmiş. Bahçede döne döne anahtarını arıyormuş. Hanımı sormuş:


- Hocam, anahtarı nerede düşürdün?


- Be kadın... Nerede düşürdüğümü bilsem, hiç arar mıyım?


GÜNÜN SÖZÜ


 


Bir insan parmağını başkasına uzatınca, üç parmağın da kendisine uzatıldığını unutmamalıdır.


Louis Nizer


YEMEK MENÜSÜ


·         YAYLA ÇORBA


·         ETLİ TAZE FASÜLYE


·         BÖREK


·         KARPUZ


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ŞEHZADE : Hükümdar oğlu


Kız: AYTU:Aya benzeyen tuğlu.


MANİ


 


Leçenin bucağında


Od olur ocağında


Allah canımı alsın


O yarin kucağında


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Daldan dala,
Kırmızı pala.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (limon)



 



26 Ekim 2009 Pazartesi

26 Ekim 2009






































 
































Bugün 26 Ekim 2009 9 Zilkade 1429 T.Evvel: 13 Hızır:174 Türkmenistan'ın Bağımsızlığı (1991)


HADİS-İ ŞERİF


 


Kulun konuşmalarında inşaallah demesi, imanının mükemmelliğindendir. (Taberani).


 


AİLE REİSİNİN MES'ÛLİYETİ


Evlilik, taşınması ağır ve haklarının yerine getirilmesi zor olan sünnetlerden biridir.
Helâl ve haramın, dolayısile kazancın çok karışık ol­duğu bu zamanlarda aile reîsi, helâl rızık kazanmağa dikkat etmezse daha çok kazanıp kendisinin ve ailesinin haram yemesine sebep olabilir. Böylece hem kendisinin ve hem de ailesinin helâkına sebep olur.
Kişi, ailesinin hakkını yerine getirmekle ahlâkına dikkat etmeli, onlardan gelecek sıkıntılara karşı sabretmelidir. Çünkü erkek; ailesinin, çoluk çocuğunun çobanı gibi olup onların yaptıklarından mes'uldür. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Kişiye, geçindirmekle mes'ul olduğu ailesini (ihmal ile) zâyî etmesi ona günâh olarak yeter." Keza "Ailesinden kaçan kimse, (efendisinden) kaçan köle gibidir. Dönünceye kadar onun ne namazı, ne de orucu kabul olunur." buyurmuştur.
Kişinin ailesinin ve çocuklarının ihtiyaçları ve istekleri kendisini Allah'ı zikirden meşgul edip sırf dünyâyı kazan­maya, çok mal biriktirmek suretiyle çocukları için güzel bir hayat hazırlamaya dalması gece gündüz onun kalbini kaplarsa, âhireti düşünmeye ve onun için hazırlık yap­maya manî olur.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, adamın mahvı, yok olması ha­nımının, ana babasının ve çocuğunun elinden olacak. Onu fakirlikle ayıplayacaklar ve gücünün yetmeyeceği şeyler isteyecekler. Böyle olunca da kişi, dînini yok eden yollara girip helak olacak." buyurdular.

OSMANLI MUTFA
ĞINDAN: FIRINDA PALAMUT


 Palamutun başı çıkarılır, sırtı boydan boya yarılıp açı­lır, karnı temizlenir ve üzerine tuz, biber, baharat, soğan, maydanoz, su ve zeytinyağı ile karıştırılmış salça konur.


Deri tarafı, yağlanmış kiremite yatırılıp fırına verilir. Pişirilince çıkar çıkmaz limon sıkılır, sıcak sıcak yenir.


 


FIKRA


 


Ava meraklı çok cimri bir subaşı Nasreddin Hoca'ya: “Hoca Efendi, bana tavşan kulaklı, geyik bacaklı karınca belli, şöyle sicim gibi zayıf bir tazı buluver!” der. Bir süre sonra Hoca, bir sokak köpeğinin boynuna ip takıp subaşıya götürür. Subaşı: “Aman Hoca Efendi, ben senden incecik bir tazı istemiştim. Sen ise bana koca bir sokak köpeği getirmişsin!” deyince, Hoca lafı gediğine koyar: “Merak etmeyin efendim. Sizin yanınızda bu köpek bir aya varmaz, tazıya döner!..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Bir kapının kapalı olduğunu anlamak için o kapıyı itmek gerekir.


Montaigne


YEMEK MENÜSÜ


·         EZOGELİN ÇORBA


·         DÖNER


·         PİLAV


·         AYRAN


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ŞENER : Mutlu, neşeli


Kız: AYTEN:Güzel bir tene sahip olan.


MANİ


 


Bağa girdim hurmaya


Avcı geldi vurmaya


Çok emekler sarfettim


Fatımayı sarmaya


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Küçücük fıçıcık,
içi dolu turşucuk.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (nar)




 


 




 

İzleyiciler