14 Şubat 2010 Pazar

13 Şubat 2010






































Bugün 13 Şubat 2010     29 Safer 1431 K.Sani: 31 Kasım 98 Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin Kuruluşu (1975)-Erzincan ve Görele'nin kurtuluşu (1918)


HADİS-İ ŞERİF


 


Cenaze namazı kıldığınızda, ölen için gönülden ve samimi dua ediniz.  (Ebu Davud).


 


İLMİHÂL


İlmihâlini öğrenmek her müslümana farz-ı ayındır. Ehl-i sünnet mezhebini ve itikadını ehlinden öğrenip îti-kad ettikten, inandıktan sonra, kötü hûy ve ahlaklardan sakınacak, güzel ahlâk ile ahlâklanacak kadar ilim sahi­bi olmak, erkek, kadın bütün mü'minlere farzdır.


Her müslüman, çoluk çocuğuna ve eşine ilmihâlini öğretip, onları dine uymayan şeylerden korumalıdır. Emri altında bulunanlara da ilmihâllerini öğretip, onları korumalıdır. Önce ehl-i sünnet itikadını, inancını, sonra amel bilgilerini, sonra ahlâk ilmini, daha sonra da alış­veriş vb. muamelât bilgilerini öğretmelidir. Bu bilgilere "İlmihâl" denir. Bunları bilmek herkese farz-ı ayındır.


Çocuklara daha küçükken ehl-i sünnet îtikâdını ve Kur'ân-ı Kerîm okumasını öğretmeli, sünnet ettirmeli ye geçimini te'min edeceği bir iş, bir san'at öğretmelidir. Bundan sonra çocuğun üzerine farz olan amellerin farz­larını ve vâciblerini yerine getirecek, haramlardan sakı­nacak kadar ilim öğretmesi farzdır. Meselâ abdest, na­maz, oruç, -zengin ise- zekât ve hac bilgilerinin öğretil­mesi farzdır.


Bir san'atla uğraşıyorsa, mesleğinde harama düşme­yecek kadar ilim öğrenmesi farzdır. Alışveriş bilgilerini öğrenmek gibi. Çünkü bir kimse, bu bilgileri öğrenme­den alışveriş ve ticârete başlarsa, şüphesiz harama düşme tehlikesi vardır.


Eğer bir şey farz veya haram ise onun ilmini öğren­mek farzdır.


Eğer vâcib veya kerâhet-i tahrîmiye ile mekruh ise onun ilmini öğrenmek vâcibdir.


Eğer sünnet veya kerâhet-i tenzîhiye ile mekruh ise onun ilmini öğrenmek sünnettir.


Müstehab ise onun ilmi de müstehabdır. Mübâh ise ilmi(ni öğrenmek) de mübâh olur.


İlmi ile amel eden âlimlerin meclisinde bulunmalıdır. Ebû Hüreyre (r.a.) buyurdu ki: "Bir saat ilim meclisinde bulunup, dînimde lâzım olanları öğrenmek, bana Kadir Gecesi'ni ihya etmekten daha sevimlidir."


 


FIKRA


 


Ahmak bir adamın eline " Kıyafet ilmi " ne dair bir kitap geçer. Okurken şöyle bir yazı görür:


"Bir adamın başı küçük, sakalıyla boyu uzun olursa aklı az olur."


Meğer herifin de (kitabın tarif ettiği gibi) başı küçük, sakalıyla boyu uzundur, kendisini bu tarifin dışına çıkarmak ister. Ne yapması gerektiğini düşünür. Başını büyültmenin imkanı olmadığı gibi, boyunu kısaltması da mümkün değildir.


"Bari sakalımı olsun küçülteyim" diyerek şamdanı eline alır. Bir eliyle de sakalının yarısını tuttuktan sonra ikinci yarısını mumun alevine yaklaştırır. Birazı yanıp da sıcaklık parmaklarının uçlarına dokununca elini çeker. Yüzü cascavlak kalır. Bunun üzerine hokkayı kalemi eline alarak kitabın kenarına şundan yazar:


"Bunun gerçek olduğu üzerimde yaptığım deneyle anlaşılmıştır. Dolayısıyla ben de tasdik ederim!"


GÜNÜN SÖZÜ


 


Bir insan parmağını başkasına uzatınca, üç parmağın da kendisine uzatıldığını unutmamalıdır. Louis Nizer


YEMEK MENÜSÜ


·   Balık


·   Spagetti


·   Salata


·   Çokoprens


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: UÇUK: (Tür.) Er. 1. Uçmuş, soluk renk. 2. Çökmüş yer, toprak. 3. İyi. 4. Sivri dağ tepesi.


Kız: TEZEHHÜR: (Ar.) Ka. - Çiçeklenme.


MANİ


 


Kahve doktum kuruna,
El vurmayın durula,
Yârime yar diyeni,
Sol göğsünden vurula.


KARİKATÜR


 


BİLMECE


En uzun hikâye nedir?


Cevabı Yarın.      


Dünkü Cevap:İçine kurt düşmüş de ondan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler