15 Şubat 2010 Pazartesi

16 Şubat 2010






































Bugün 16 Şubat 2010     2 R.Evvel 1431 Şubat: 3 Kasım 101 Türk Hava Kurumu'nun Kuruluşu (1925)-Naylonun ABD'de ilk üretimi (1937)-Tatvan'ın kurtuluşu (1918)


HADİS-İ ŞERİF


 


En üstün ibadet, sıkıntı anında sabırla kurtulmayı beklemektir. Hadis (Beyhaki).


 


ABDESTİN FAZİLETİ


Ebû Hureyre'den (r.a.) nakledilmiştir: Bir gün Resû­lullâh (s.a.v.) kabristana geldiler ve "es-Selâmü aley-küm dâre kavmin mü'minîn ve innâ inşâallâhü biküm lâhikûn" diye selâm verdi ve "Kardeşlerimizi görmeyi ne kadar da çok arzu ederdim." buyurdular. Ashâb-ı kiram:


"Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah?" dediler. Resûlullâh (s.a.v.):


"Sizler benim ashâbımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz (dünyâya) gelmeyenlerdir." buyurdular. Ashâb-ı kiram:


"Ümmetinizden henüz (dünyâya) gelmeyenleri nasıl tanıyacaksınız ey Allah'ın resulü?" dediler. Resûlullâh (s.a.v.):


"Düşünün ki bir adamın, ayakları ve yüzü beyaz olan atları var. O bu atları hepsi simsiyah olan atlar içinde tanımaz mı?" buyurdu. Ashâb-ı Kiram:


"Evet, tanır yâ Resûlallah!" dediler. Resûlullâh (s.a.v.):


"İşte onlar da abdestten dolayı böyle abdest azaları beyaz oldukları halde gelecekler. Ben onlardan önce ha­vuzumun başına varacağım. Dikkat edin, birtakım kim­seler kayıp develerin kovulduğu gibi benim havuzumun başından kovulacaklar. Ben onlara: 'Gelin', diye seslene­ceğim. Bunun üzerine bana, "Onlar senden sonra (dinde) değişiklik yaptılar." denilecek. Ben de (Öyleyse) uzak ol­sunlar! Uzak olsunlar, diyeceğim." buyurdular.


GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ HAYALİ CİHAN DEĞER


1872'de İstanbul'a gelip incelemelerde bulunmuş olan Fransız yazar Paul Eudel, 1885'de neşredilen ma­kalesinde:


"İnsana heyecan veren ulvî bir âdet gereğince cami­ler, seyâhata çıkacak kimselerin her türlü ticarî senetleri ve hisse senedleriyle kıymetli eşyalarını emânet olarak bırakmalarına her zaman açık bulunur. En eski devir­lerden beri hiçbir zaman bu emânetlerden herhangi bir şey çalınmış olduğu görülmemiştir. Bizim memleketler­ de hırsızların bu kadar insaflı davranacaklarını söyle­ yemem!" demiştir.


FIKRA


 


Karısı ve dört çocuğuyla beraber tek göz evde yaşayan bir adamı ziyarete giden Hoca halinden şikayet eden adama, kendisine yardım edeceğini ama öncelikle bir şartı yerine getirmesi gerektiğini söyler Adam hemen kabul eder ve sarılıp Hoca'nın ellerini öper Hoca, adama eşeğini, keçisini ve tavuklarını da evin içine almasını ve haftaya kendine gelmesini söyleyince adam önce buna şaşırsa da Hoca'nın bir bildiği vardır deyip çaresiz kabul eder Ertesi hafta gelen adam bir haftada canıma tak etti Hocam ne yapacağız şimdi der Hoca, gayet sakin eşeği evden çıkarmasını ve haftaya tekrar gelmesini söyleyip adamı gönderir, diğer hafta keçiyi sonrada tavukları evden çıkarttır Sonunda adam gelerek:


- "Allah senden razı olsun Hocam sanki dünyaya yeniden doğmuş gibi oldum"


GÜNÜN SÖZÜ


 


Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır. Epiktetos


YEMEK MENÜSÜ


·   Simit, Beyaz Peynir,Domates


·   Çay


·   Düğün Çorba


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: UĞURALP: (Tür.) Er. - Hayırlı yiğit.


Kız: TEVİLE: (Ar.) Ka. - Durum, biçim. Süs.


MANİ


 


Suya bulgur ezerim,
Hem ezer hem süzerim,
Ben yarımın derdinden
Deli olmuş gezerim.


KARİKATÜR



BİLMECE


Ankara niçin soğuktur?


Cevabı Yarın.      


Dünkü Cevap: Sigara böreği

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler