15 Mart 2010 Pazartesi

14 Mart 2010







































Bugün 14 Mart 2010   28 R.Evvel 1431 Mart: 1 Kasım 127 Tıbbıyenin açılışı (1827)-Tıp Bayramı-Hopa, Hınıs ve Köprüköy'ün kurtuluşu (1918)


HADİS-İ ŞERİF


 


Allah bir topluluk hakkında hayır dilerse, alimlerini (aydınların) çoğaltır, cahillerini azaltır. Öyle ki, alim konuştuğunda kendisini destekleyen pek çok kimse bulur. Cahil konuştuğunda ise, sözü bastırılır. Allah bir topluluk hakkında şer (kötü son) dilerse, cahillerini çoğaltır, alimlerini azaltır. Öyle ki, cahil konuşsa kendisini destekleyen birçok kimse bulur, alim konuşursa sözü bastırılır.  (Deylemi)


 


HARAM YİYENİN İBÂDETİ KABUL OLMAZ


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Kıyamet günü, Tihâ-me dağları kadar sevapları olan topluluklar gelecek. Onlar Allah'ın huzuruna getirildiğinde, Allâhü Teâlâ on­ların sevaplarını heder edecek ve onları cehenneme atacaktır." buyurdu.


Ebû Huzeyfe'nin (r.a.) azatlı kölesi Salim (r.a.): 'Anam babam sana feda olsun, yâ Resûlallâh! Bu toplulukların kim olduğunu bize bildir, biz de bilelim. Seni hak pey­gamber olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, ben onlardan olmaktan korkuyorum,' dedi.


Resûlullâh (s.a.v): 'Ey Salim! Onlar namaz kılarlar ve oruç tutarlardı. Ancak kendilerine haramdan bir şey ve­rildiği zaman hemen atılıp onu alırlardı. Bundan dolayı Allah onların amellerini kabul etmedi,' buyurdu.


ESKİ HEKİMLERİN AHLÂKI


Sultan İkinci Mahmud devrinde İstanbul'a gelip yıllar­ca ülkemizde tedkikler yapmış olan Doktor Brayer 1836 da yayınlanan eserinde diyor ki:


  Herhangi bir Türk hekimine muayene için gelen has­ta çok da olsa, toplanan para gayet az olur: Çünkü bu hastaların dörtte üçü fakir tabakadan olduğu için hekim onlardan hiçbir ücret istemez. Hastalar para vermeden
çıkıp gider.


  Para yerenlerin birçokları da orta tabakaya mensup oldukları için pek az bir şey verirler. Meselâ bir gün aya­ğından kan aldıran bir Harem ağası masanın üstünde altı para bırakıp gitmiştir.


  Eski Türk hekimleri için hastalardan hiç para iste­memek bir prensip meselesidir. Onlar -kendilerine ne verilirse memnuniyetle kabul ederler. Bunun sebebi, Müslümanlıkta bir kişinin hayatını kurtarmanın bütün insanlığı kurtarmak kadar büyük bir sevap sayılmasıdır. İşte bundan dolayı Türk hekiminin tek gayesi insanlığa hizmetten ibarettir. Bu duruma göre eski Türk hekimleri geçimlerini nasıl sağlamışlardı? Bu nokta da yalnız bazı zengin   hastaların  lütfen  verdikleri  fazla  paralarla açıklanabilir.


 


FIKRA


 


Hocaya sormuşlar:


- “Hocam bu insanların doğup ölümü ne zamana kadar böyle sürecek?”


- “Cennet ve cehennem dolana kadar”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Dili ve sözü bir olmayan kimsenin yüz dili bile olsa o, yine dilsiz sayılır. Mevlana


YEMEK MENÜSÜ


·   Mercimek çorbası


·   Ispanak


·   Yoğurt


·   karışık hoşaf


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ULUKAAN: (Tür.) Er. - Büyük, saygın hükümdar.


Kız: TEHİYYE: (Ar.) Ka. 1. Selam. Selam verme. 2. Hayır dua etme. 3.. Beka. 4. Mülk, malikiyyet.


MANİ


 


Mavi yelekli yârim
Çarkıfelekli yârim
Beni bırakıp gitti
Demir yürekli yârim


KARİKATÜR


 


BİLMECE


İçinde günlük süt bulunan şey nedir?


Cevabı Yarın.      


Dünkü Cevap: Onu kendilerine "baş" seçenler




 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler