17 Mart 2010 Çarşamba

18 Mart 2010




















































 























Bugün 18 Mart 2010   2 R.Ahir 1431 Mart: 5 Kasım 131 Çanakkale Deniz Zaferi (1915)-Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nın İstanbul'daki son toplantısı (1920)-Tekman, Karayazı ve Narman'ın Kurtuluşu (1918)-Kırlangıç Fırtınası


HADİS-İ ŞERİF


 


Kötü arkadaştan sakın! Onunla tanınacağından şüphen olmasın.  (İbn-i Asakir).


 


BİR ZABİTİN HÂTIRA DEFTERİNDEN: ÇANAKKALE


30 Ağustos 1915: Gecesi bölüğümün birinci takım ça­vuşu: Efendim, dedi. Bizim takımdan Oruçoğulları'ndan Kamanlı Sâdık siperden fırladı. Düşmanın gündüz attığı torpillerin patlamayanlarını kucaklayıp düşman siperle­rinin önüne götürüp bırakıyor. Kendisine o kadar söyle­dik, etme be Sâdık, tehlikedir, dedik ama dinlemedi. Ve eliyle göstererek:


-  İşte! Dedi, bakın... Döndüğünde Sâdık'ı çağırdım;


-  Sâdık ne yaptın, dedim. Yarın yine bize atsın diye mi düşmana torpil taşıyorsun? Hayır beyefendi, dedi. On­ları kendi kazdıkları kuyuya düşüreceğim.


-  Nasıl, onlara cephane, mermi, torpil taşıyarak mı?


-   Kusura bakma beyefendi... Bana yarın sabaha kadar müsâade et... O zaman düşman siperlerinde ka­zılacak kuyuları görürsün...


Maksadını anlamıştım; bu yiğit ve fedakâr vatan ev­ladını bakışlarımla ve bütün ruhumla takdir ve teşvik ederek:


-   Peki Sâdık! Göreyim seni! dedim.


31 Ağustos 1915: Şafak atar atmaz düşmanın karşı­mızdaki iki siperinin müthiş tarrakalar, kulak tırmalayan infilâklarla alt üst olduğu ve pek çok kayıp olduğu görü­lüyordu. Kahraman Sâdık, gece yerleştirdiği torpilleri, tam isabetli atışlarıyla infilâk ettirmeğe muvaffak olmuş­tu. Hemen yanına gittim.


Ben ona "Aferin Sâdık" diye takdir ve teşekkür eder­ken o gülerek: "Beyefendi, bak, akşam dediğim kuyuları görüyon mu?" diyordu...


Akşama kadar yapılan hücumlarda hep Sâdık'ın düş­mana bir aslan gibi saldırdığını gördüm. Akşam üzeri kendi kurşunuyla yaralanan bir düşman neferini omuz-layıp siperimize getirmek üzere iken yan tarafından ge­len bir kurşun, Sâdık'a pek sevdiği şehâdet rütbesini kazandırmıştı. (Çanakkale Cephesi, Çamlıca)


 


FIKRA


 


Temel'e, saatlerin bir saat ileri alınması konusunda ne düşündüğünü sormuşlar: “İyi oldu... demiş, “... çünkü artık çiçekler de gün ışığından bir saat daha fazla yararlanabilecekler!..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Daha iyi olmaya çalışmayan iyi olarak ta kalamaz. Oliver Cromwell


YEMEK MENÜSÜ


·   Şehriye Çorbası


·   Biber Dolma


·   Yogurt


·   çoban salata


·   Meyve


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ULUSAN: (Tür.) Er. - Adı yüce tanınmış kimse.


Kız: TEBESSÜM: (Ar.) Ka. - Gülümseme.


MANİ


 


Bostanlarda aşlama
Aşlamayı taşlama
Ben askere giderken
Ağlamaya başlama


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Güneş girmeyen eve ne girer?


Cevabı Yarın.      


Dünkü Cevap: Kendi yağlarıyla kavruldukları için






 


 


 


   

   

   

   


 


 


 




 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler