12 Nisan 2010 Pazartesi

12 Nisan 2010














































































Bugün 12 Nisan 2010     27 R.Ahir 1431 Mart: 30 Kasım 156 İlk Uzay Mekiği'nin Fırlatılması (1981)-Fırtına


HADİS-İ ŞERİF


 


Üç şeyin zıddını yapmaya kesinlikle ruhsat yoktur: Kafir olsun, müslüman olsun, ana babaya iyilik yapmak; İster müslümana, ister kafire karşı olsun, verilen sözde durmak; Emaneti, sahibi ister müslim olsun, ister gayr-i müslim; sahibine teslim etmek... (Ramuz).


 


ÎTİKAD:    ASHÂB-I KİRAMI SEVMEK VAZİFEMİZ


Ashâb-ı Kirâm'ın hepsine hürmet etmek ve onlar hak­kında ileri geri konuşmamak vâcibdir. Çünkü Allâhü Teâlâ Kur'ân-ı Kerîm'in birçok âyetlerinde onları medhet-miştir. "O gün ki göreceksin o erkek ve kadın mü'min-leri, önlerinde ve sağlarında nurları koşuyor..." (Ha-did-12) mealindeki âyet-i kerimesi bunlardandır. Allah'ın Resulü de onları sevmiş ve birçok hadîs-i şerifinde med-hetmiştir. "Ashabıma ezâ eden bana ezâ etmiş olur, bana ezada bulunmuş olan da Allâhü Teâlâ'ya ezâ etmiş gibi olur." hadîs-i şerîfi bunlardandır.


Dört mezheb imamlarımız da, Ashâb'ın arasında zuhur eden şeylerin hiçbirisi hakkında konuşmamak îcâb ettiğini bildirmişlerdir. Bu meselelerde diline sahip olmalı ve onla­rın sadece güzel ahlâk ve meziyetlerini anlamaya çalışıp onlara muhabbet etmeli; onların ahlâkı ile ahlâklanmaya çalışmalıdır. Resûlullâh'm bütün Ashabı hidâyet üzeredir. Onların tamâmı âdildirler; onlardan bizlere her tebliğ edi­len şey haktır, doğrudur. Hadîs-i şerîfte: "Benim asha­bım gökteki yıldızlar gibidirler, herhangisine uyarsa­nız hidâyet bulursunuz." buyurulmuştur.


Her kim Ashâb-ı Kirâm'ın dindeki gayretlerini, malları­nı, canlarını Allah ve Resulünün uğrunda harcadıklarını bilirse, onların şanlarının büyüklüğünde şüphe edemez, onların hepsini sever. Bu hâl, kendisini onlar aleyhinde konuşmaktan alı kor, onlardan her hangi birini kötülemeyi îmâna zıt görür. Bizim için en güzeli, kendi nefsimizin ayıplarıyla meşgul olmak, kendi kalblerimizi günahlardan temizlemeğe çalışmaktır, onlardan dilimizi tutmak, ara­larında geçenleri Allâhü Teâlâ'ya havale eylemektir.


Resûlullâh'm ehl-i beytine muhabbet etmekle beraber onun bütün ashabına tâzîm eden, onların aralarındaki ihti­lâfları güzel yorumlayan kimseler, ehli sünnet ve cemaata dâhildir, Haricîlerden, Râfizîlerden uzaktır. Zîrâ ehl-i beyti sevmemek Haricîliktir, Ashâb-ı Kirâm'ı sevmemek de Rafızîliktir. Ehl-i beyte muhabbet ile beraber bütün As­hâb-ı Kirama tâzîm ve hürmet ise ehl-i sünnet yoludur.


 


FIKRA


 


Bir gece yatakta karısı Hoca’ya “Efendi biraz ileri gider misin?” der Hoca üstünü başını toplar, giyinir ve yola düşer Epey bir yol aldıktan sonra sabahleyin bir tanıdığına rastlar Adam:


- “Yahu Hocam böyle sabah sabah nereye gidiyorsun?” der Hoca da şöyle seslenir adama:


- “Vallahi bilmiyorum, yalnız sen bizim eve git, hanıma sor bakalım; daha gideyim mi, gitmeyeyim mi?”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Gençken bilgi ağacını dikelim ki, yaşlandığımız zaman gölgesinde barınacak bir yerimiz olsun. Chesterfield


YEMEK MENÜSÜ


·   Mercimek çorba


·   Mezgit(patates salata)


·   Spagetti


·   Meyve


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: URKAN: (Tür.) Er. 1. Kale hendeği. 2. Şehir, kent. 3. Yüksek ve korunaklı yer.


Kız: TARDU: (Tür.) - Armağan, hediye. -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.


MANİ


 


Mavi yelekli yârim
Göğsü ilikli yârim
Bıraktın beni gittin
Demir yürekli yârim


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Muazzez Abacı neden çok mutluymuş?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Çünkü atacak kuş kalmadı.


696746983383147uh8.gif picture by Lilith_RJ2


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler