14 Nisan 2010 Çarşamba

15 Nisan 2010






















































Bugün 15 Nisan 2010     1 C.Evvel 1431 Nisan: 2 Kasım 159 Türk Tarih Kurumu'nun Kuruluşu (1931)-Titanik'in batışı (1912)-Ağrı'nın kurtuluşu (1918)-Lale Mevsimi-Turizm Haftası (15-22 Nisan)


HADİS-İ ŞERİF


 


Adamın biri Hz. Peygamber’e: Allah dilemedi, ben diledim, demişti. Allah Resulü ona şu uyarıyı yaptı: Allah’a ortak koştun bu sözünle. Sadece Allah diler (Allah dilemezse hiçbir şey olmaz). (İbn-i Abbas).


 


KUR'ÂN-I KERÎM ŞİFÂDIR, RAHMETTİR


"Biz de Kurandan öyle   âyetler indiririz ki mü­minler için o bir şifâ ve bir rahmettir, zâlimlerin ise ancak hasarını (ziyânını) artırır." (Isrâ Sûresi, âyet 82) Bu âyet-i kerîmede dünyâ türlü türlü dert, hastalık, belâ ve sıkıntılarla dolu bir hastahâneye, Peygamber Efendimiz bir doktora, Kur'ân-ı Kerîm de şifalı bir ilme, tam bir gıdaya benzetilmiş oluyor.


Şüphecilik, nifak, küfür, zulüm, düşmanlık, hırs, ümit­sizlik, tembellik, cahillik, taassub gibi ahlâkî, içtimaî ve rûhânî hastalıklara karşı Kur'ân'ın bir şifâ ve rahmet olduğu şüphesizdir.


Bundan başka, doktorların âciz kaldığı nice hastalık­lara karşı şifâ olduğu da ehline malûmdur.


Bununla beraber zâlimlerin ancak hasarını ziyanını arttırır. Hakkı sevmeyenler inanmazlar da o şifâ ve rah­metten istifâde etmezler. Bu suretle zararlarını arttır­maktan başka bir şey yapmazlar, kendilerine zulmeder­ler. İşte zâlimler; nimete şükretmeyen, şer hâlinde ümıd ve duâ hasleti bulunmayan insanlardır. Kur'ân böylele-rinin ziyânını arttırır.


Elbette ki, tedaviye muhtaç olan bir şahıs, kendisine verilen en faydalı ilâcı terkeder de midesini zehirli şeyler ile doldurursa kendi hayatına kasdetmiş, kendisini hela­ke götürmüş olur.


R U B Â' î:


Nâbî, sitem-i dehre tahammül hoşdur


Esbâb-ı tahammülle tecemmül hoşdur


Meydân-ı elemde ıztırâb etmekten


Dükkân-ı kanâatte tevekkül hoşdur.


(Nâbî)


Ey Nâbî, dünyânın acısına derdine tahammül etmek güzeldir. Tahammül sebebleriyle zînetlenmek (süslen­mek) de güzeldir. Elem meydanında ızdırab çekmek­tense kanâat dükkânında tevekkül etmek güzeldir.


 


FIKRA


 


Nasreddin Hoca’nın karısı ölür Ölen karısından beş çocuğu olan Hoca, beş çocuğu olan bir dul kadınla


evlenir Hoca’nın yeni eşinden de iki çocuğu olur Bir gün karısı feryadı basar:


- “Hoca Hoca yetiş! Senin çocuklarla benim çocuklar bir olmuş, bizim çocukları dövüyorlar”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Ey yaşam senin bunca değerli oluşun ölüm sayesindedir. Seneca


YEMEK MENÜSÜ


·   Domates çorba


·   Terbiyeli köfte


·   Bulgur pilavı


·   Ayva Kompostu


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: USALP: (Tür.) Er. - Akıllı yiğit.


Kız: TARABENGİZ: (Fars.) Ka. - Sevindirici, coşturucu.


MANİ


 


Cam dibinde durursun
Cama tık tık vurursun
Kırma oğlan camları
Karakolu bulursun


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Adamın biri dama çıkmış, intihar edecekmiş.Aşağıya


baktığında yoldan birinin geçtiğini görünce intihar


etmemiş.Yoldan kim geçmiş?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Kurtlarını dökmek için


 


   








 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler