23 Mayıs 2010 Pazar

24 Mayıs 2010


















































danielada-countrybirds268888.gif picture by LilithPostImagens3


 























Bugün 24 Mayıs 2010    10 C.Ahir 1431 Mayıs: 11 Hızır 19 Bulgaristan Zulmünden Zorunlu Türk Göçü (1989)-Selçuklu Devleti'nin kuruluşu (1040)-Topraktan suyun çekilmesi-Kırım Türkleri'nin Moskova'yı fethi (1571)


HADİS-İ ŞERİF


 


En hayırlısnız başkasının hakkını ( yani üzerindeki borcu ) en güzel şekilde ödeyendir.  ( Müslim )


 


İLMİHÂL: EHL-İ SÜNNETİN MEZHEPLERİ


Allâhü Teâlâ'nın kullarına emirleri, nehiyleri (yasakları) vardır. Bunlar, farz, vâcib, haram, mekruh, mubahtır. Re­sûlullâh (sallallâhü aleyhi ve sellem) Hazretleri dahi bazı şeyleri sünnet kılmıştır. Bazı şeyler de müstehabdır. Bun­ların bazıları Kur'ân-ı Kerîm'den veya Hadîs-i Şerîf'den pek sarîh ve aşikâr olarak anlaşılır. Bazıları da gizli olup onları ancak müctehidler çıkarabilir.


Asr-ı Saâdet'ten sonra Ashâb-ı Kiram (r.anhüm) cihâd ve gazayı ehemmiyetli görüp ona çalıştılar. Kur'ân-ı Ke­rîm'den ye Hadîs-i Şeriften ahkâm çıkarıp yazmaya elleri değmedi. İhtiyâçları da yok idi. Zîrâ onların ekserisi mücte-hid idiler, ihtiyâç halinde ictihâd ile amel ederlerdi. O za­manki müslümanlar arasında fetvaya ihtiyâç az olurdu. Müslümanlar arttıkça hâdiselerle beraber cehalet de arttı. Fetvaya müracaat çoğalınca âlimler Kur'ân ve Hadîs'den meselelerin hükümlerini çıkarmaya gayret ettiler, Kur'ân ve Hadîs'de açıkça bilinmeyen meseleleri ictihâd ile bildirdiler. Bunlar, Ebu Hanîfe ye Mâlik ve Şafiî ve Ahmed bin Han-bel'dir. (Rahmetullahi aleyhim) Tamâmı kâmil ye fâzıl ve ilmiyle âmil zâtlar olup her birine bir topluluk tâbi oldu. İşte bunlara müctehid (mezheb imâmı) denilir.


Bu müctehidler bazı hükümlerde diğerine muhalif bu­lunmuşlar ise de tamâmı itikâdca Ehl-i Sünnet ve Ce­mâat olduklarından birbirine bid'atçı ve sapık demezler. Lâkin her biri kendi içtihadının doğru olduğu itikâdın-dadır. Ve doğruyu bulmak için takatleri kadar gayret sarf eylemiş olduklarından hatâları affedilir.


Tabiîn ve tebe-i tabiîn zamanlarında böyle pek çok müctehidler var idi. Sonra ekserinin tabileri (uyanları) yok oldu ve meydânda dört mezheb yani Hanefî, Mâlikî, Şafiî ve Hanbelî mezhebleri kaldı. Daha sonraları Han-belîler de iyice azaldı.


İmâm-ı A'zam Hazretleri'nin talebeleri içinde, dahî imamlar vardır. En meşhurları İmâm Ebû Yusuf, İmâm Muhammed, İmâm Züfer'dir. Bunların bazı meselelerde imamlarına muhalif kavilleri (içtihatları, görüşleri) vardır. Lâkin mezhebin aslında, imamlarına tâbi olduklarından ayrı mezhep sahibi sayılmazlar.


 


FIKRA


 


Temel’e nereli olduğunu sormuşlar.


- Yarı yarıya Trabzonlu’yum.


- Ne demek yarı yarıya? Annen mi İstanbullu?


- Yoo!.. Trabzon’dan çıktığımda kırk beş çiloydum şimdi toksan çiloyum.


GÜNÜN SÖZÜ


 


Hayattan korkmayın çocuklar;iyi ve doğru bir şeyler yaptığınız zaman hayat öyle güzel ki Dostoyevski


YEMEK MENÜSÜ


·   TARHANA ÇORBA


·   PİLİÇ KROKET


·   ÇOBAN SALATA


·   FIRIN SÜTLAÇ


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ÜSTÜN: (Tür.) 1. Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan. 2. Yenen, galip gelen. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.


Kız: SEYLAN: (Ar.) - Akma, akış. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.


MANİ


 


Sarı kâğıt yazarım
Sandık sandık basarım
Yârimi vermezlerse
Ben kendimi asarım


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Elek ile su nasıl taşınır?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Limbeş.


 


 


 


 


 


 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler