1 Haziran 2010 Salı

2 Haziran 2010











 













































Bugün 2 Haziran 2010    19 C.Ahir 1431 Mayıs: 20 Hızır 28 Şair Nabi'nin Vefatı (1712)-Kozan'ın kurtuluşu (1920)-Yağmurlar


HADİS-İ ŞERİF


 


-Hayır büyüklerinizle beraberdir..()


 


İMÂM ZÜFER (R.H.)


İmâm Züfer, İmâmı Azam Ebû Hanîfe (r.h.) Hazretle­rinin büyük talebelerindendir. İsmi Ebû'l-Hüzeyl Zufer bin Hüzeyl el-Anberî el-Basrî'dir. Hicrî 115 (M. 733-734 )'de pederinin valiliği sırasında İsfahan'da doğdu. Hicri 158 (M 774-775 )'de Basra'da vefat etti. Müctehıd ve aynı zamanda itimad edilen hadîs âlimlerindendir. Rivayet ettiği hadîsi herkes kabul ederdi.


Birgün İmâm Züfer'e fıkhî bir mesele soruldu, cevâ­bından âciz kalınca İmâm-ı A'zam'a giderek meseleyi ona sordu. İmâm-ı A'zam cevâbını verince, "Bu cevabı nereden verdiniz?" diye sordu. O da ."Şu hadîs-ı şeriften ve şu kıyâs üzere" buyurdu. Sonra İmâm-ı A'zam, Me­sele şöyle olsa idi halli nasıl olurdu? diye sordu." İmam Züfer cevâptan âciz kalınca onu da îzâh etti ve sonra suâle farklı cihetlerden farklı meseleler ekleyerek, bir bir cevaplarını izah etti. Bunun üzerine İmâm Züfer Imam-ı A'zam'ın ders halkasına katıldı ve yirmi seneden fazla devam etti. İmâm-ı A'zam'dan duyduklarını yazan on beş kişiden biri oldu.


İmâm Züfer düğününde hocası İmâm-ı A'zam'dan ko­nuşmasını rica edince o: "Bu Züfer b. Hüzeyl Müslüman­ların imamlarından ve haseb, şeref ve ilimce dinin önde aelenlerindendir." buyurdu. Zamanında kendisine kadılık teklif edilen İmâm Züfer, şüpheli şeylere ve harama düş­me korkusundan teklifi kabul etmedi. Basra'ya gittiğinde halk onun ilmine hayran kaldı ve "Biz bunun gibisini görmedik, galiba fıkhı bundan iyi bilen yoktur." dediler. Bunun üzerine İmâm Züfer: "Siz Ebû Yûsuf'u görmediniz gâlibâ?" buyurdu. Zîrâ âlim kimse nefsini dâima töhmet altında tutar ve kibirli de değildir.


Basra'da bazı kimseler İmâm-ı A'zam'ı kötülerlerdi. İmâm Züfer Basra'ya varınca evvelâ bir ders halkasına girdi Meseleler konuşuldukça ismini söyletmeden Imam-ı A'zam'ın sözünü söyler, her söylediği de beğenilirdi. Hal­kın ona itimâdı artınca 'Bu söz, Ebû Hanîfe'nın sözüdür, dedi ve Hanefî mezhebi Basra'da yayıldı.


 


FIKRA


 


Temel mahkemede Fadime’den boşanmak istediğini söyler. Neden Fadime’nin bakire olmamasıdır. Hakim üç aylık evli olduklarını öğrenince;


- Bu kadar zamandır ner’desin?


- İlk gece kız idi hacim pey, laçin şimti teğil!..


GÜNÜN SÖZÜ


 


Kendi ana dilini tam olarak bilmeyen, başka bir dilde öğrenemez. B.Swaw


YEMEK MENÜSÜ


·   PÜRELİ ROSTO KÖFTE


·   ERİŞTE


·   ÇOBAN SALATA


·   MEYVE


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: VAHAT: (Ar.) Er. - Çöl ortasında suyu ve yeşilliği olan yerler. Vahalar.


Kız: ŞÖHRET: (Ar.) Ka. - Şöhretli, ünlü, şöhreti ağızlarda dolaşan.


MANİ


 


Şapkayı soldurmuş
Giye giye
Yârim sararmış solmuş
Alacam diye diye


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Mavi tarla üstünde,


Beyaz güvercin yürür.


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (karpuz)


 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler