31 Ağustos 2010 Salı

1 Eylül 2010













































































Bugün 1 Eylül 2010    22 Ramazan 1431 Ağustos: 19 Hızır 119 Uşak, Gediz, Kiraz, Aliağa ve Seyitgazi'nin Kurtuluşu (1922)-II.Dünya Harbinin başlaması (1939)-Özbekistan'ın istiklali (1991)


HADİS-İ ŞERİF


 


Sıdk insanı birr'e (Allah'ı razı edecek iyiliğe) götürür, birr de cennete götürür. Kişi, doğru söyler ve doğruyu arar da sonunda Allah'ın indinde sıddık (doğru sözlü) diye kaydedilir. Yalanda kişiyi haddi aşmaya götürür. Haddi aşmak da ateşe götürür. Kişi yalan söyler ve yalanı araştırır da sonunda Allah'ın indinde yalancı diye kaydedilir. Ravi: Müslim, Birr 102


 


HAYIR, MALDA DEĞİL AMELDEDİR


Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) Medine-î Münevvere'de Selmân-ı Fârisî ile Ebu'd-Derdâ'yı (r.anhüma) kardeş yapmıştı. Resûlullâh Efendimiz'den sonra Ebu'd-Derdâ (r.a.) Şam'da, Selmân-ı Fârisî de (r.a.) Irak'ta ikâmet edi­yordu. Ebu'd-Derdâ (r.a.) Selmân-ı Fârisî'ye yazdığı mek­tupta şöyle diyordu: "Selâmün aleyke. Senden ayrıldıktan sonra Allâhü Teâlâ bana mal ve evlât vererek beni rızık-landırdı ve ben mukaddes topraklara yerleştim."


Selmân-ı Fârisî'de (r.a.) ona şöyle bir mektup yazdı: "Selâmün aleyküm. Sen bana, Allâhü Teâlâ'nın seni rızıklandırdığını; mal ve evlâd verdiğini yazdın. Fakat bil­miş ol ki; hayır, mal ve evlâdın çok olmasında değildir. Hayır, hilmini (yumuşak huylarını ve sabrın.) arttırmakta ve ilminin sana fayda vermesindedir. Bana mektubunda, mukaddes topraklara yerleştiğini yazdın. Fakat amel et­medikçe yeryüzü hiçbir kimseye fayda vermez. Allah'ı görüyormuş gibi amel işle, kendini ölülerden say."


RAMAZANDA AFFEDİLMEYEN HANGİ AYDA AFFEDİLİR?


Abdülkâdir Geylânî Hazretleri buyurdular:


Aylar içinde Ramazan ayı; göğüsteki kalp, insanlar içinde peygamberler ve beldeler içinde Mekke-i Müker-reme gibidir.


Mekke-i Mükerreme'ye deccâl giremez, Ramazan ayında da azgın şeytan zincire vurulur.


Peygamberler, günahkâr müminlere şefaat ederler, Ramazan ayı da oruç tutanlara şefaat eder.


Kalp, Allah'ı bilme ve îman etme nuruyla süslenmiştir, Ramazan ayı da okunan Kur'an nurları ile süslenmiştir.


Ramazan ayında günahları bağışlanmayan kimse­nin feaşka hangi ayda günahları bağışlanır?


Kul, tevbe kapıları kapanmadan, pişman olma im­kânı geçmeden önce Allâhü Teâlâ'ya tevbe etmeli­dir. Ağlama ve Allah'ın rahmetine nail olma vakti geçip gitmeden gözyaşı dökmelidir.


 


FIKRA


 


Temel her balığa gittiğinde ıslak dönüyormuş babasının dikkatini çekmiş ve sormuş;


- Ula Temel sen paluktan hep ıslak döneyursun. Nedendur daa?


- Pabacuğum ben paluğa çıkınca sigara içeyürüm.


- Eee, oğlum bunun ıslaklıkla ne ilçusu var?


- Pabacuğum sigara bitunce denize atayirum sönsün diye de üstüne basayürüm. Onun için ıslanayürüm.


GÜNÜN SÖZÜ


 


"Fikirlerini ve söylediklerini asla kabul edemem..Ama onları söyleme hakkını ölünceye kadar savunurum.."


Voltaire


YEMEK MENÜSÜ


·   PİLİÇ KROKET


·   FIRIN MAKARNA


·   TAVUK SUYU ÇORBA


·   ÇOBAN SALATA


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: SUYURGAMIŞ: (Tür.) Er. Lütufta, ihsanda bulunan, bağış yapan kimse. Acıyan, merhamet eden.


Kız: SULTAN: (Ar.) Ka. - Padişah, hükümdar.


MANİ


 


Kaşların karasına
Mim çekmiş arasına
Yari ilaç diyorlar
Kalbimin yarasına


KARİKATÜR


 


BİLMECE


En neşeli çiçek hangisidir?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Karnında çalan zilden



30 Ağustos 2010 Pazartesi

31 Ağustos 2010



































Bugün 31 Ağustos 2010 21 Ramazan 1431 Ağustos: 18 Hızır 118 II. Abdulhamid Han'ın Tahta Çıkışı (1876)-İmam Buhari'nin vefatı (869)-Kırgızistan'ın istiklali (1991)-Mihrican fırtınası


HADİS-İ ŞERİF


 


Ümmetimden veya yahudilerden ve hıristiyanlardan her kim beni işitir de bana iman etmezse cennet'e giremez. Ravi: Müsned-i Ahmed


 


SULTAN ABDÜLHAMİD HANA DÂİR


  Sultan Abdülhamid Han Aile beşiği olan Eskişehir ve öğüt civarındaki Karakeçili aşiretinden iki yüz kişilik bir “Söğütlü Maiyyet Bölüğü" teşkil etmiştir.


Mâbeyn Başkâtibi Tahsin Paşa hatıratında diyor ki: Sultan Abdülhamid Han'ın bu mızraklı bölüğüne fev­kalâde teveccüh ve îtimâdı vardı. Sultan, Söğütlü bölü­ğünden dâima memnuniyet ve sitayişle bahseder, on­larla görüştüğü zaman:


-  Öz hemşehrilerim! diye hitâb eylerdi.


Sultan Abdülhamid'i meşrûtiyetten yıldıran muhtelif sebeplerin en mühimlerinden biri de anâsır (soy, milliyet) meselesi ve o zamanki Osmanlı devletinde Türk unsuru­ nun diğer unsurlara nispetle ekalliyette (azınlıkta) olması­ dır. Sultan Abdülhamîd Meclis-i Meb'ûsân'ın anâsır mücâdelesine sahne olacağı kanâatinde olup,


-  HBlr hükümdar İçin lâzım olan şey memleketin man» faatldlr, Eğir bu menfaat Kanûn-ı Esasî'nln İlânı ist o da yapılıyor, Fakat iyi tatbik olunur mu, Türk'ün menfaati mahfuz kalır mı, burası bilinmezi" demiştir.


Pâdişâhın bu millî endişesinde ne kadir haklı olduğu» nu Ikinoi Meşrutiyet târihi bütün feoâatiyle isbât etmiştir,


Sultan Abdülhamîd Iran hükümeti tarafından Azer­baycan'da yasaklanmış elan Türk dilinin tedris lisânı olmasını termin etmiş ve Azerbaycan mekteplerinden Türk dili yasağı kaldırılmıştır,


Iran şahı Muzafferüddin Kacar'ın İstanbul'a gelmesin­den istifâde eden Sultan, o zamana kadar Azerbaycan mekteplerinde tedrisi yasak olan Türk diline âit yasağın kaldırılmasını te'min etmiştir. İstanbul gazeteleri bu müjdeyi şöyle neşretmişlerdir, "Tercümân-ı-Hakikafın ifâdesine göre Muzafferüddin Şah "Azerbaycan'da bulunan mekteplerde bundan böy­le Fars dili ile beraber Türk dilinin dahi tedrisine ve bil­hassa Türkçenin gereği gibi öğretilmesine itinâ edilme­sini" emretmiştir.


 


FIKRA


 


Temel Londra’da adamın birinin makineye 25 pens atıp kutu kola aldığını görmüş. Gitmiş, 100 pound’un tümünü 25’lik olarak bozdurmuş. Makineye her 25’lik atışında bir kutu düşüyormuş. Arkadaşları gelip, bunca kolayı ne yapacağını sorduklarında; ”Elleşmeyun bağaa, bugün şansım çok eyi!...”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Öğretmen bir kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir. Ruffini


YEMEK MENÜSÜ


·   PATLICAN MUSAKKA


·   PİLAV


·   CACIK


·   MEYVE


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: SİRET: (Ar.) Er. Bir kimsenin manevi durumu, hal ve hareketleri, tabiatı ahlak ve karakteri. Hal ve gidiş. Hal tercümesi. - Hz. Muhammed'in hal tercümesi.


Kız: SİPÂS: (Fars.). - Şükretme, dua etme. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.


MANİ


 


Ayakkabımın izi
Tarlaya çektim çizi
Yar öğretmen, ben terzi
Çekemiyorlar bizi


KARİKATÜR


 


BİLMECE


İnsan, en çok hangi zilden etkilenir?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Vakit

30 Ağustos 2010












































Bugün 30 Ağustos 2010 20 Ramazan 1431 Ağustos: 17 Hızır 117 ZAFER BAYRAMI - Kütahya'nın Kurtuluşu (1922)


HADİS-İ ŞERİF


 


İnsanda bulunan en şerli şey aşırı cimrilik ve şiddetli korkudur. Ravi: Ebu Davud, 2511


 


... BU KUR'ÂN İNSANLARI EN DOĞRU YOLA HİDÂYET EDER.


Kur'ân-ı Kerîm, insanlara Allâhü Teâlâ'nın varlığını, birliğini, büyüklüğünü ve kudsiyetini bildirir.


Kur'ân-ı Kerîm, insanlara gönderilmiş olan peygam­berlerin bir kısmı hakkında malûmat verir. Vazifelerini nasıl yaptıklarını ve ne kadar fedâkârlıkta bulundukla­rını bildirir. Bütün insanların son peygamber Muham-med Mustafâ'ya (sav.) uymalarını emreder.


Kur'ân-ı Kerîm, geçmiş ümmetlere âit en ibretli hâdi­seleri ve târihî vak'aları bildirir, insanları ibret almaya davet eder. İnançsız kavimlerin çok korkunç akıbetlerini haber verir.


Kur'ân-ı Kerîm, insanlara dâima uyanık bir ruha sahip olmalarını ve Hak'tan gafil bulunmamalarını emreder.


Kur'ân-ı Kerîm, Müslümanlara, dinlerine sımsıkı sarıl­malarını ve dâima hakkı müdâfaa etmelerini tavsiye eder.


Kur'ân-ı Kerîm, medenî ve sosyal hayatın intizâmı için gereken esasları ve hükümleri bildirir, insanların bir­takım haklara ve vazîfelere riâyet etmelerini ister.


Kur'ân-ı Kerîm, hem şahıslara, hem de cemiyetlere, selâmet içinde kalmaları için adaleti, doğruluğu, alçak gönüllü olmayı, şefkat ve merhameti, iyilik etmeyi, ba­ğışlamayı, edebe riâyeti, adaleti ve bu gibi yüksek huy­ları tavsiye eder. İnsanları zulümden, hainlik etmekten, kibirden, cimrilikten, intikam duygularından, katı yürekli olmaktan, çirkin söz ve işlerden, zararlı olan içecek ve yiyeceklerden men eder. Yapılması, yenilip içilmesi he­lâl veya haram olan şeyleri bildirir.


Kur'ân-ı Kerîm, Allâhü Teâlâ'nın bu kâinat için koy­muş olduğu kanunları hiç kimsenin değiştiremeyeceği­ni, insanlara, çalışmalarının meyvesinden başka bir şey elde edemeyeceklerini hatırlatır. İnsanları çalışmaya ve gayrete teşvik eder.


Kur'ân-ı Kerîm, Allah'ın emirlerine uyan îmân sahip­lerine vereceği ni'metleri, uymayan kimselere de hazır­lamış olduğu azapları haber verir.


 


FIKRA


 


Temel ile Dursun Afrika’ya devekuşu avına gitmişler. Devekuşları avcıları görünce başlarını kuma sokmuşlar. Dursun; “Haçan, nereyedur bunlar?..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Öğüt vermek kolay,örnek olmak zordur. La Rochefaucauld


YEMEK MENÜSÜ


·   İZMİR KÖFTE


·   PEYNİRLİ MAKARNA


·   MEVSİM SALATA


·   MEYVE


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: SULHİ: (Ar.) Er. - Barışa özgü, barışla ilgili, barışçı.


Kız: SULBİYE: (Ar.) Ka. - Birinin sulbünden gelme, kendi evladı, kızı.


MANİ


 


Ayakkabımın izi
Tarlaya çektim çizi
Yar öğretmen, ben terzi
Çekemiyorlar bizi


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Hiç ceza alınmadan öldürülen şey nedir?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Su faturası kabarır



  


29 Ağustos 2010


































Bugün 29 Ağustos 2010   19 Ramazan 1431 Ağustos: 16 Hızır 116 Seyyit Kutub'un Şehadeti (1956) - Mohaç Meydan Savaşı (1526)-Belgrad'ın fethi (1521)


HADİS-İ ŞERİF


 


Kim Allah Teala hazretlerinin rızası için bir derece tevazu izhar eder (alçak gönüllü) olursa, Allah, onu bu sebeple, bir derece yükseltir. Kim de Allah'a bir derece kibirde bulunursa, Allah da onu bu sebeple bir derece alçaltır, böylece onu esfel-i safiline (aşağıların aşağısına) atar. Ravi: Kütüb-i Sitte, 7235


Image Hosted by ImageShack.us 


PEYGAMBER EFENDİMİZİN (S.A.V) BİR HUTBESİ


-Ey insanlar, sanki ölüm dünyâda bizden başkasına vazılms ve Allah'ın hakkı bizden başkasına vacip oj-S cfnâzesini kaldırdığımız ölüler, gûyâ yakında do-nüp gelecek misafirlerdir; götürür cesetlerin, kabre ko­va? mirasların, yeriz. Biz onlardan sonra dünyada ebe-diymişiz gibi her vaizin nasihatini unutuyoruz, her belayfme^am^t etti. Dîn âlimleri ve hikmet ehlinin mec-


IİSİSaâdeUtIUondkUimseye ki nefsini edeplendirip ahlâkın, aüzeltest rd° gizli iş ve hareketlerinde dürüst hareket İTKe âmd eyledi, mal.n.n fazlasından (muh taç la-fStasadduk eyledi harcadı. Sözün (lüzumundan) fazla-sm» tuttu. Sünnetime uyarak bidatlerden kaçtı.,


'Muhakkak mü'min iki endişe içinded.r:B.r.,geçm^ zaman ki, mü'min yaptığı şeyler .çın Allah tan ne mua­mele Göreceğini bilmediğinden endişe eder.


Diöeri- aelecekte kazâ-yı ilâhiyyenin ne yolda cereyan edeSni9 yânf Heride Ce^âb, Hakk'm kendisine nasıl muamele edeceğini bilmediğinden endişe eder


Simdi kul gözünü açsın da dünyâda iken nefsi (dun-yâ!).çn nebinden, âhireti için dünyâsından azığım te­mine çalışsın. Ölümünden evvel hayatından istifadeı ça­relerini düşünsün. Çünkü dünyâ sızın .çın, s.z de ah.ret


YeSSderim ki öldükten sonra mazeret beyânına (özür göstermeye) meydan yoktur. Düny^^nra^to cennet veya cehennemden başka bir karar (ve duraK)


yerİy°ktUr"   


FIKRA


 


Temel arızalı paraşütle atlamayı reddedince komutanı, “Teknoloji gelişti, bir arıza olursa paraşüt tamircileri hemen havada tamir ediyor...” diyerek ikna etmiş. Temel atlamış ve paraşütü açılmamış. Tam o sırada üzerinde tulumu, elinde ingiliz anahtarıyla birinin roket gibi yanına geldiğini görmüş ve bağırmış; ”Paraşüt tamircisi misin?” Adam yanından hızla geçerken; ”Hayır!.. Doğalgazcıyım!..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Önce doğruyu bilmek gerekir, doğru bilinirse yanlış da bilinir: ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz. Farabi


YEMEK MENÜSÜ


·   ETLİ TAZE FASULYE


·   PİLAV


·   CACIK


·   MEYVE


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: SUNER: (Tür.) Er. - Sunucu, sunan.


Kız: SULEHÂ: (Ar.) Ka. - Salih, iyi, yarar, selahiyet, günah işlemeyen.


MANİ


 


İn dereye dereye
İnemeyen atlasın
Yârimle ikimizi
Çekemeyen çatlasın


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Damlaya damlaya ne olur? 


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Şeftali


 

İzleyiciler

Blog Arşivi