30 Eylül 2010 Perşembe

1 Ekim 2010




































Bugün 1 Ekim 2010    23 Şevval 1431 Eylül: 18 Hızır 149 CAMİLER HAFTASI (1-7)-Sultan I.Mahmud'un tahta çıkışı (1730)-Hava Harp Okulu'nun Eskişehir'de açılması (1951)-Sıcakların sonu


HADİS-İ ŞERİF


 


Günahtan tam dönen ve tövbe eden, o günahı hiç işlememiş gibidir. Ravi: İbn Mace, Zühd 30


 


HASTALIKLAR GÜNAHLARA KEFFÂRETTİR


Resûlullâh Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdular:


"Muhakkak bir mü'min hastalandığı, sonra da afiyet bulduğunda (bu hastalık) geçmiş günahlarına keffâret, geleceği için de vaaz ve nasîhat olur.


Münafık hastalanıp sonra da afiyet bulunca sahibinin bağlayıp sonra bıraktığı deveye benzer. Deve, niçin bağlandığını ve niçin salıverildiğini bilmez."


"Muhakkak kula, Allâhü Teâlâ tarafından (manevî) bir makam verilmesi takdîr buyurulduğu zaman, -kul o ma­kama ameli ile eremez ise- Allah o kimseyi cesedinde (hastalık) veya malına veya çocuklarına bir zarar ve­rerek imtihan eder. Sonra -Allah'ın onun için takdir ettiği makamına erişene kadar- Allah onu bu musîbet üzerine sabra sevk eder."


SULTAN ÜÇÜNCÜ AHMED HAN


Osmanlı padişahlarının yirmi üçüncüsü ve Sultan Dördüncü Mehmed Hân'ın oğludur. Doğumu 1673, cü­lusu 1703 ve irtihâli 1736 yıllarındadır. Saltanatı 28 se­ne, 11 ay ve ömrü 65 senedir. Naaşı Bahçekapısı'nda Valide Türbesi'ndedir.


Son derece zeki, aynı zamanda hassas ve zarif bir zât olan Sultan Üçüncü Ahmed, hem hattat hem şâir olup ve şiirde mahlası "Necib"dir. Üçüncü Ahmed Han devri, Türk matbaacılığının kurulduğu ve ordunun yeni ihtiyaçlara göre ıslâhına teşebbüslerin başladığı devir sayılabilir.


Temeşvar'la Belgrad'ın elden çıkmış olmasına mu­kabil Venediklilerden Mora yarımadasıyla Aya-Mavri adasının ve Girit'teki son Venedik kalelerinin fethi, Rus Çarının ordusuyla beraber (Prut'ta) muhasara edilip aman dilemek mecburiyetinde bırakılması ve Ruslardan Azak havalisinin geri alınması gibi galibiyetler elde edilmiştir. Doğuda Safevîlerden Batf İran'ın alınması ile Güney Kafkasya'nın Osmanlı hâkimiyyetinde kalması gibi hâdiseler göz önüne alınırsa Osmanlı Devleti'nin de arazisinin genişlediği bir devir sayılır.


 


FIKRA


Karadenizli bir bilim adamı pirelerle deney yapıyor. Pireye "Sıçra" diyor, pire sıçrıyor. "Zıpla" diyor, pire zıplıyor. Pirenin kanatlarını koparıyor ve "Zıpla" diyor. Pire zıplıyor. "Rapor 1: Pire kanatları koparılmış olarak zıpladı." Bu kez ayaklarını koparıyor ve "Zıpla" diyor, hareket yok. Bir daha "Zıpla" diyor yine hareket yok. Ve adam yazıyor; "Rapor 2: Pirelerin ayakları kopunca kulakları duymuyor!..”


 


GÜNÜN SÖZÜ


 


İnsan düşünmek, inanmak ve sevmek için dünyaya gelmiştir. ( J.Rousseau )


YEMEK MENÜSÜ


·   IZGARA KÖFTE


·   PİLAV


·   ÇORBA


·   ÇOBAN SALATA


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ŞAHİNKAN: (f.t.i.) Er. - Yiğit soydan gelen, güçlü, kahraman.


Kız: ŞÂDNÂK: (Fars.) Ka. - Gönlü memnun.


MANİ


 


Evleri yapan usta
Yeniden yıksın yapsın
Pencere bırakmamış
Delikanlılar baksın


KARİKATÜR


 Dırdır


BİLMECE


Bir politikacının ölüp ölmediğini nasıl anlarız?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Yer çekimi kanunu


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler