12 Eylül 2010 Pazar

10 Eylül 2010














 

 























Bugün 10 Eylül 2010 2 Şevval 1431 Ağustos: 28 Hızır 128 Haliç Köprüsü'nün Açılışı (1974) - IV. Murat'ın Tahta Çıkışı (1623)-Peygamberimiz (s.a.v.)'in Mekke'den Medine'ye hicret için yola çıktı (M.622)-RAMAZAN BAYRAMI 2.Günü


HADİS-İ ŞERİF


 


Ey Abdurrahman! Emirlik isteme. Eğer senin talebin üzerine sana emirlik verilirse, istediğin şeyin sorumluluğu sana yüklenir. Eğer sen talibi olmadan sana emirlik verilirse, o işte yardım görürsün. Bir iş için yemin eder, sonra da aksini yapmakta hayır görürsen, daha hayırlı gördüğün ne ise onu yap, ettiğin yemin için de kefarette bulun.Ravi: Buhari, Ahkam 5, 6


 


ANNE BABAYA İTAAT VE ÇOCUK TERBİYESİ


Allâhü Teâlâ anne ve babaya iyilik etmeyi emrediyor, onlara öf demeyi bile yasaklıyor. Kur'ân-ı Kerîm'de buyu-ruluyor ki, (meâlen) 'Ve Rabb'in emretmiştir ki, kendisin­den başkasına ibâdet etmeyesin, anne ve babaya ih­sanda bulunun, senin yanında onlardan biri veya ikisi de ihtiyarlık çağına gelirse sakın onlara öf -bile- deme ve onları menetme -azarlama- sözlerini kesme ve güzel hi­tapta bulun. Ve ikisi için merhametten tevazu kanadını indir ve de ki: 'Ya Rabbi! Beni küçükken terbiye ettikleri gibi ikisine de, merhamet buyur.' (İsrâ Sûresi, âyet 23-24)


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) 'Bir kimse, anasına ba­basına itaatte, iyilikte bulunursa ne mutlu ona!.. Allâhü Teâlâ onun ömrünü arttırır.' buyurmuşlardır. Yani ona bereket, maişet (geçim) genişliği ve huzur verir.


İnsan, anasının babasının kadrini bilmeli, onlara hiz­mette kusur etmemeli, onların meşru olan emirlerine riâyette bulunmalıdır ki, mesut, müreffeh bir hayâta nail olabilsin.


Ebeveynine meşru bir surette hürmet ve itaat etme­yen bir kimse günahkârdır, ahlâka, İslâm âdabına zıt hallerde bulunmuş olur.


Zamanımızda ebeveynine karşı isyankâr olan kimse­ler çok görülmektedir. Bu hususta bir kısım ana babanın da kusurları vardır. Evlâdına çocukluğundan itibaren güzel bir terbiye vermeyen, ona güzel bir ahlâk numu­nesi olamayan, evlâdını İslâmiyet dâiresinde büyütme­yen, yabancıların terbiyesine teslim etmekten çekinme­yen bir anne ve baba, sonra evlâdından güzel bir mua­mele görmezse kendisini ayıplamalıdır.


Herkes kendi evlâdını güzelce terbiye etmeğe çalış­malıdır. Denilmiştir ki: Bir kimseyi, anası, babası terbiye etmezse zaman terbiye eder, zaman da etmezse ce­hennem pek güzel terbiye eyler. Her Müslüman kendi evlâdına dînî, ahlâkî vazîfelerini dâima telkin etmeli, on­ları ibâdete teşvik etmelidir.


 


FIKRA


 


Temel, bir Fransız ve bir Amerikalı ile ıssız bir adadaymış. Bir gün iyi huylu bir deniz perisi gelip demiş ki: “Uzun zamandır izliyorum sizi. Geminiz battıktan sonra çok acı çektiniz. Dileyin benden, ne dilerseniz.” Fransız; “N'olur beni Fransa'ya gönder!” demiş. Hoop gitmiş Paris'e. Amerikalı; “Beni de Amerika'ya lütfen!” demiş ve o da hoop California'ya. Sıra Temel'e gelmiş. Düşünmüş, düşünmüş; “O Fransız ile Amerikalı uşakları çok özledim. Getur onları geriye!..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Yıpranmak paslanmaktan iyidir. Bishop Cumberland


YEMEK MENÜSÜ


·   FIRIN PATATES


·   PİLAV


·   CACIK


·   MEYVE


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: SÜHEYL: (Ar.) Er. - Sema'nın güney yarımküresinde bulunan sefineyi Nuh burcundaki parlak ve büyük yıldızın adı.


Kız: SÜHANDAN: (Fars.) Ka. - Söz sahibi, güzel söz söyleyen.


MANİ


 


Yüksek evler yaptırdım
Dayamaya direk yok
Yarim kaçmak istiyor
Bende öyle yürek yok


KARİKATÜR


 Dondurma ev resimleri


BİLMECE


Adamın biri durmadan uluyormuş, neden?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Kitap yaprakları


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler