13 Eylül 2010 Pazartesi

14 Eylül 2010

 
























 
























Bugün 14 Eylül 2010 6 Şevval 1431 Eylül: 1 Hızır 132 Ruslarla, Edirne Antlaşması'nın İmzalanması (1829)-İstanbul'da büyük deprem (1509)-Bergama, Dikili, Manyas ve Mustafakemalpaşa'nı kurtuluşu (1922)


HADİS-İ ŞERİF


 


Kişi kendisini (halktan büyük görüp) uzak tuta tuta cebbarlar arasına kaydedilir de onların başına gelen musibete duçar olur.Ravi: Tirmizi, Birr 61


 


MEVİZA:....DİN KARDEŞİNİN İHTİYÂCINI GÖRMEK


Resûlullâh (s.a.v.) buyurdular: "Cehennem ehlinden (cehenneme gidecek olan günahkâr mü'minlerden) biri cennet ehlinden birine rastlar ve 'Ey falan! Beni tanı­madın mı?' der. O da 'Şen kimsin?' diye sorunca 'Ben abdest suyu istediğin kişiyim. Suyu sana bağışlamış­tım.' der ve cennetlik olan, ona şefaat eder.


Yine birisi o cennet ehlinden birine uğrar ve: 'Ey falan! Beni tanımadın mı?' der. Cennet ehlinden olan kimse: Sen kimsin? deyince: Beni şöyle bir ihtiyaç için gönder­miştin. Ben de senin o ihtiyacını yerine getirmiştim.' der. Bunun üzerine ona da şefaat eder ve şefaati kabul edilir."


SERVET İÇİNDE AÇLIKTAN ÖLÜM


Bir aralık Yemen'de çok şiddetli bir selin açtığı eski bir mezardan bir kadın cesedi ve büyük bir servet çık­mış! Himyeri hükümdarlarından Zu Şefer'in kızı olan Tâce adındaki kadın Hz. Yusuf (a.s.) zamanında yaşa­mış. Gerdanında yedi inci gerdanlık, elleriyle kollarında yedişer kıymetli altın bilezik, ayaklarında mücevherli ye­dişer halhal (ayak bileziği) ve on parmağında da muh­teşem mücevher yüzükler varmış. Bunlardan başka baş tarafında da çok kıymetli eşya doldurulmuş hazine gibi bir'tabut parlıyormuş! Bu tabutun üstündeki Arapça lev­hada şunlar yazılıymış:


"Ben Zu Şefer'in kızı Tâce'yim. Memleketimizde müt­hiş bir kıtlık çıktığı için, zahîre getirtmek üzere Mısır Maliye Nâzın Yusuf (a.s.)'a adam yolladım. Hayli zaman geçtiği halde gönderdiğim adam gelmeyince, adamları­mızdan bâzı kimselere bir kantar gümüş verip, herhangi bir yerden bununla bir kantar un alıp getirmelerini iste­dim. Onlar da bulamadılar. Nihayet bir kantar altın verip tekrar gönderdimse de yine bulamadıkları için, inci öğüt­türüp yemekten başka çare bulamadım. Fakat o da beni besleyemediği için, büyük bir servet içinde açlıktan öldüm. Benim bu hikâyemi işitenler hâlime acısınlar! Acaba dünyâda benden başka hangi kadın bu kadar muhteşem ziynetler içinde açlıktan ölmüştür?"


 


FIKRA


 


 


Hakim Temel'e çıkıştı:


- Yaptığın işin utanç verici olduğunu bilmiyor musun? Bu işi yaparken hiç utanmadın mı?


- Utanmaz olur miyum hakim amca. Bu işi yaparken çok utandığım için maske takmişumdur!..


GÜNÜN SÖZÜ


 


Yaşamın uzunluğu değil, nasıl yaşanıldığı önemlidir. M.L.King


YEMEK MENÜSÜ


·   PİLİÇ DÖNER


·   PİLAV


·   ÇORBA


·   ÇOBAN SALATA


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: SÜLVAN: (Ar.) Er. - Yüreğe ferahlık veren ruh, iç açıcı ilaç.


Kız: SÜLÜNAY: (Tür.) Ka. - Ay gibi güzel, uzun boylu, endamlı.


MANİ


 


Elbisemin gülleri
Yana bakıyor yana
Aret senin sevdiğin
Bana bakıyor bana


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Ankara niçin soğuktur?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Sigara böreği





 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler