29 Kasım 2010 Pazartesi

28 Kasım 2010













 


bar


 




















Bugün     28 Kasım 2010       22 Zilhicce 1431 T.Sani: 15 Kasım 21 Kanuni'nin Bağdat'ı Fethi (1534)-Şapka Kanunu yürürlüğe girdi (1925)


HADİS-İ ŞERİF


 


Duvarları örtmeyin. Kim kardeşinin mektubuna, onun izni olmadan bakarsa, tıpkı ateşe bakmış gibi olur. Allah'tan avuçlarınızın içiyle isteyin, sırtlarıyla istemeyin; duayı tamamlayınca avucunuzu yüzlerinize sürün. Ravi: Ebu Davud, Salat 358


 


HZ. ÖMER'İN HUKUKA HİZMETLERİ


Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Hazretleri, dînî hükümleri maz-har olduğu ilâhî vahye göre beyân eder, fetva verirdi. Hakkında emr-i ilâhî bulunmayan bazı meseleler hak­kında da ictihadda bulunur veya Ashâb-ı Kiram ile isti­şare ederdi.


Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) irtihâlinden sonra halifesi Ebû Bekir de (r.a.) Allah'ın kitabında ve Resulul-lah'ın hadislerinde bulunan hükümler dâiresinde mua­mele yapar, lüzum görürse ashabın ileri gelenleri ile isti­şarede bulunur, her hâdiseyi Resûlullah'ın usûlü üzere hallederdi.


Diğer Hulefâ-yı Râşidîn hazretleri de bu şekilde hare­ket etmişlerdir.


Bilhassa Hz. Ömer, pek yüksek bir anlayışa sahip bu­lunuyordu. Halifeliği zamanında dinin hükümleri dâire­sinde hareket eder, zaman zaman Ashâb-ı Kiram ile müşaverede bulunur, birçok hükümleri birer şûra neti­cesinde verirlerdi.


Hz. Ömer, adalet işleri için kuvvetli ve iktidar sahibi, en seciyeli zâtları vazifelendirdi. Kadılara (hakimlere) yüksek tahsisat (maaş) verir, hâkimlerin servet sahip­lerinden olmalarını tercih ederdi. Her tarafa pek dirayetli (ilim ve tecrübe sahibi) kadılar göndermişti.


Hz. Ömer, kadılarına gönderdiği fermanlarda hüküm­lerini Kur'ân-ı Mübîn'e, hadîs-i şerîflere, icmâ-ı ümmete dayandırmalarını emretmiş, bunlarda bulamayacakları hükümler hakkında ictihadda bulunmalarını, kıyâsa mü­racaat etmelerini tavsiye buyurmuştu.


Hz. Ömer, insanların bilmedikleri meseleler, hüküm­ler hakkında malûmat elde edebilmeleri için de müftüler tâyin etmişti. Herkes, ihtiyaç duyduğu dînî, hukukî malu­matı müftülerden sorup öğrenerek ona göre harekâtını tanzim edebilirdi. Bu vazifenin ehli olmayan kimseler ta­rafından yapılması, fayda yerine zarar getireceğinden müftüleri Hz. Ömer tâyin eder ve kendisinden müsaade almayan kimseleri fetva vermekten men ederdi.


 


FIKRA


 


Öğretmeni Temel’e kafayı takmış; illa sınıfta bırakacak. Ancak bu durumu öğrenen millet dedikodu yapmış. Öğretmen de halkın önünde Temel’i sınav yapmaya karar vermiş. Stadta millet toplanmış. Öğretmen megafonla Temel’e sormuş:


- Yedi kere yedi kaçtur?


- Kırktokuz!..


Birkaç saniye sonra stadtakiler ayağa kalkıp hep bir ağızdan:


- Pi şans taha ver, pi şans taha ver!..


GÜNÜN SÖZÜ


 


Ayakta ölmek, diz üstü yaşamaktan daha iyidir. G.Washington


YEMEK MENÜSÜ


·          TAVUK SUYU ÇORBA


·          KIYMALI BEZELYE


·          PİLAV


·          KOMPOSTO


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ŞEKÛR: (Ar.) Er. - Şükreden, şükredici. Allah'ın isimlerinden, (bkz. Abdüşşekûr).


Kız: ŞEMSİNUR: (Ar.) Ka. - Güneşin ışığı, nuru.


MANİ


 


A apacak apacak
Gökten yıldız kopacak
Açma yârim ağzını
Kuşlar yuva yapacak


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Güneş tam tepedeyken, iki köy arasındaki uzaklık nasıl ölçülür?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (Delik)




bar






 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler