20 Aralık 2010 Pazartesi

19 Aralık 2010




 






 





























 























Bugün     19 Aralık 2010        13 Muharrem 1432 K.Evvel: 6 Kasım 42 Hattat Yesari'nin Vefatı (1798)-Türkiye'nin Yunanistan'a gıda yardımı (1940)


HADİS-İ ŞERİF


 


Hiçbir kimse, el emeği ve (helal) kazancından daha hayırlı bir yemek yememiştir. Ravi: Sahih-i Buhari


 


"ALLAH ÇOK TEVBE EDENLERİ SEVER"


Allâhü Teâlâ buyuruyor ki: "Ey îmân edenler! Allah'a nasûh (gayet ciddî, samîmî) bir tevbe ile tevbe edin. Umulur ki Rabb'iniz kabahatlerinizi örter de sizleri altından ırmaklar akan cennetlere koyar..." (Tâhrim sûresi, 8. âyet)


Tevbe, dinin çirkin gördüğü ve yasakladığı şeyleri terk etmek, övdüğü ve izin verdiği şeylere dönmektir. Gü­nahlar ve isyanlar, helak eder, Allah'tan ve cennetlerin­den uzaklaştırır. Onları terk etmek de Allah'a ve cen­netlerine yaklaştırır.


Nasûh tevbe: Bir kulun, işlediği günahlardan -sırf Allah'ın rızâsına aykırı olduğu için- pişmanlık duyarak vazgeçmesi, bir daha yapmamağa azmetmesi ve nefsini buna alıştırıp günaha dönmemeye karar vermesidir. (


Muâz b. Cebel (r.a.) Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) "Yâ Resûlallâh, Nasûh Tevbe nasıl olur?" diye sordu. Resulü Ekrem (s.a.v.) Efendimiz de şöyle buyurdular: "Kul, yapmış olduğu günaha öyle pişman olmalı ve Allah'a öyle tevbe etmelidir ki, süt nasıl memeye geri dönmezse o da, o günaha bir daha dönmemelidir."


Allahü Teâlâ, günahlarından tevbe eden ve zâtından uzaklaştırıcı günahlardan temizlenen kullarını sever. Bakara Sûresi'nin 222. âyetinde -meâlen- "Şüphe yok ki Allah hasbelbeşeriye vâki olacak kusurlardan dolayı çok çok teybe edenleri sever ve tertemiz olmağa çalışanları, fuhşiyâttan ve pislikten sıyrılıp pampâk olanları sever." buyurulmuştur.


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de şöyle buyurmuş­lardır: Allâhü Teâlâ mü'min kulunun tevbesine; ölüm korkusu olan çorak bir yerde yiyeceği ve içeceği deve­sinin üzerindeyken uyuyan, uyandığında deveyi gitmiş bulan ve onu aramağa giden, nihayet susayan, sonra 'Yerime döneyim de ölünceye kadar yatayım.' diyen ve başını ölmek için dirseğinin üzerine koyan, sonra uyan­dığında devesini, üzerindeki azığı, yiyeceği ve içeceği ile yanında bulan bir adamdan; evet, Allâhü Teâlâ mü'min kulunun tevbesine bu adamın devesi ile azığına (kavuş­tuğuna) sevinmesinden daha çok sevinir.


 


FIKRA


 


Kentucky Fried Chicken’ın genel müdürü Papa ile önemli bir telefon görüşmesi yapmış “Muhterem Papa hazretleri, Vatikan’a bir miktar bağışta bulunmak istiyorduk. Yaklaşık 50 milyon $ kadar...” Papa teşekkür etmiş. Genel müdür devam etmiş “Bu arada sizden küçük bir ricamız olacak. Acaba duanızda küçük bir değişiklik yapabilir misiniz?..” Papa “Ne gibi?” Müdür “Acaba dualarınızı ‘bize bugün de ekmeğimizi ver tanrım’ yerine ‘bize bugün de pilicimizi ver tanrım’ biçiminde bitirmeniz mümkün mü?” Papa, yanındaki kardinale dönmüş ve “Sözleşme dosyasına bir bakar mısın? Şu ekmekçiler birliğiyle reklam anlaşmamız ne zaman bitiyor?..”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Her aptal onu beğenen başka bir aptal bulur. BOİLEAU


YEMEK MENÜSÜ


·          KIY.PİDE


·          KESTİRMELİ ÇORBA


·          M.SALATA


·          AYRAN


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ŞENBAY: (f.t.i.) Er. - Neşeli, sevinçli, mutlu, varlıklı kimse.


Kız: ŞENGÜN: (f.t.i.) Ka. - Sevinçli, ferah gün.


MANİ


 


gün gelir devran döner
kalpteki bir gün söner
unuttun mu vefasız
ne gün gelir, ne geçer


KARİKATÜR


 


BİLMECE


İki elma bir portakal ne yapar?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (Uzaktan)

 


 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler