17 Mart 2011 Perşembe

17 Mart 2011









 



































Bugün 17 Mart 2011 12 R.Ahir 1432 Mart: 4 Kasım 130 Berdül-acüz (Kocakarı Soğuğu) sonu - Erdel'in fethi (1442) - Yaşlılara Saygı Haftası (18-24 Mart)


HADİS-İ ŞERİF


 


Şüphesiz, sadaka, Allah'ın gazabını söndürür ve sahibini kötü ölümden korur. Ravi: Tirmizi, Zekat 28


 


MAKALE --- MUALLİM AHMET RIFKI


Yıl 1915... Çanakkale'de kızılca kıyametin koptuğu günler . Aylardan Mayıs... Vefa Lisesi Fransızca Muallimi Ahmet Rıfkı her günkü gibi mektepten içeri girer...


Selâm verir Ahmet Rıfkı, ama çocuklar selâma bile karşılık vermezler!.. Ahmet Rıfkı iyice şaşırmıştır...


Arka sıralarda oturanlardan biri ayağa kalkarak; "Hocam, mahallemizde eli ayağı tutan ahilerimiz Çanakkale'ye gönüllü gittiler, ama siz hâlâ buradasınız!.. Biz de gitmek istiyoruz, fakat yaşımız tutmuyor, söyler misiniz bize, vatanımız elden giderse sizin verdiğiniz eğitim ne işe yarar?.."


Yaşlı gözlerle sınıftan çıkar ve mektebin idaresine dilekçesini verir... Arkadaşlarıyla, talebeleriyle vedalaşır, evine gelir.., Ahmet Rıfkı'nın hayattaki tek varlığı yaşlı annesi Ayşe Hanımdır ve Şehzadebaşı semtindeki evlerinde beraber oturmaktadırlar... Durumu annesine anlatır, ondan hakkını helâl etmesini ister... Ardından mahallenin bakkalı, gün görmüş bir zat olan Selâhattin Adil Efendiye uğrar ve şöyle der: "Selâhad-din Amca, Allanın izniyle vatanın bağrına saplanmış olan düşman hançerini çıkartmaya gidiyorum... Senden isteğim, anamı iaşesiz bırakma!.. Kısmetse dönüşte borcumu öderim!.."


Çeşitli cephelerde savaşa katılır. 19 Aralık 1915 günü şehit olur...


Annesi haberi alır, çok üzülmesine rağmen imanı bütün bir hanım olduğundan hâdiseyi tevekkülle karşılar... Aklına, veresiye yiyecek aldığı bakkal gelir... Yedi aydır senden veresiye alırız, borcumuzu verelim de oğlum borçlu yatmasın!" der...


Selâhaddin Efendi şöyle cevap verir; "Ayşe Hanım, sen okuma yazma bilmezsin, okuma bilen bir yakınını getir de hesabi o çıkarsın!.." Bunun üzerine Ayşe Hanım, komşusunun kızı Gülşah'la birlikte dükkâna gider... Selâhaddin Adil Efendi, "Ahmet Rıfkı" bölümünü açarak veresiye defterini Gülşah'ın önüne koyar!..


Gülşah, onlara veresiye defterindeki kırmızı harflerle yazılmış


satırları gösterir... Şöyle yazıyordur defterde:


"BU HESAP, AHMET RIFKI'NIN KANIYLA ÖDENMİŞTİR, VESSELAM!.."


Sami Özey


 


FIKRA


 


Temel, bir binanın önünde durmuş, arkadaslari da çatiya çıkmış.


Temel aşağıdan arkadaşlarına,


-Ula sen… iki kolunu yana aç aşağı öyle atla demiş.


Birincisi atlamış gümm.


-Ikinciye? Sen sadece sağ kolunu yana aç, öyle atla? demiş. İkinci de atlamış gümmm.


-Üçüncüye? Sen iki kolunu yanına yapıştır öyle atla? demis. O da gümmm.


Yoldan geçen bir adamin dikkatini çekmiş sormuş,


-Kardeşim siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına demiş.


Temel cevap vermiş,


-Tetris oynayruz.


GÜNÜN SÖZÜ


 


Güzellik doğruluk,doğruluk güzelliktir.


Keats


YEMEK MENÜSÜ


·   ARNAVUT CİĞERİ


·   TARHANA ÇORBA


·   ÇOBAN SALATA


·   T.HELVA


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ABDÜLVASİ: (Ar.) Er. - Vasi'nin kulu.Genişlik sahibi ve müsade edici, darlık, fakirlik ve sıkıntıdan münez­zeh olan Allah'ın kulu. - Vasi kelime­si, Allah'ın isimlerindendir. (bkz. el-Vasi).


Kız: BAHTİŞEN: (a.f.i.) Ka. - Talihi, kaderi, kısmeti şen. (bkz. İkbal).


MANİ


 


Er ol, istersen paşa,


Nasıl yaşarsan yaşa,


Seni bir gün bulurlar,


Saklansan mermer taşa.


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Hangi yolda trafik kazası olmaz?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: İtfaiye




 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler