14 Haziran 2011 Salı

15 Haziran 2011


































Bugün 15 Haziran 2011 13 Recep 1432 Haziran: 2 Hızır 41 Darüşşafaka'nın Kuruluşu (1873) - Tahir Kutsi Makal'ın vefatı (1999) -Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması (1826)


HADİS-İ ŞERİF


 


Bir kul, salih amel işlerken araya bir hastalık veya sefer girerek ameline mani olsa, Allah ona sıhhati yerinde ve mukim iken yapmakta olduğu salih amelin sevabını aynen yazar. Ravi: Ebu Davud, 3091


 


GÜNÜN TARİHİ --- YENİÇERİLİĞİN KALDIRILMASI


500 sene kadar Osmanlı Devleti'nin ordusunun temelini teşkil eden yeniçeriler, büyük savaşlar ve fetihler yaparak haklı bir üne kavuşmuştu. Fakat son yıllarda bu ocak bozulmuş, devletin başına bela olmaya başlamıştı. 15 Haziran 1826 Perşembe gününe, tarihler Vak'a-i Hayriyye derler ki, hayırlı olmuştur. Yeniçeriler tarih sahnesinden bir günde silinmişlerdir. O sırada İstanbul'da bulunan Fransız edebiyatının büyük ismi Theophile Gautier, bakınız bu hâdiseyi nasıl anlatır:


"Halk, yeniçerilerin ortadan kaldırılabileceğine inanmıyordu. Fakat bu serserilerden o kadar yılmışlardı ki, en ufak bir kıvılcımla infilâk edecekleri muhakkaktı. Dükkânlar, paşa konakları ve hatta fakir evleri, yağmalanmak ve baskına uğramak korkusunu, 24 saat teneffüs ediyorlardı. İstanbul sokaklarında o kudretli Osmanlı padişahı değil, yeniçeri subay ve erleri devleti ve daha doğrusu kendi çıkarlarını temsil ediyorlardı. Her dükkân, limana her giren gemi ve ithal edilen her mal üzerinden alacakları vardı. Devletin bütün gelir çeşmelerinin suyunu dolduran taslara dönüşmüşlerdi.


O sabah sokaklarda kaçışan hatta yabancı elçiliklerin kapılarına yığılan yeniçeriler, artık çaresiz idiler. Halk bendlerin arkasındaki sular gibi taşmıştı. İstanbullu bu âsi serserilerden bıkkınlık getirmişlerdi. Roller değişmişti. Bir zamanlar sokaklarda naralarından korkulan yeniçeriler, şimdi, arkalarından kovalayan sivil halk, asker, mollalar ve hatta ahşap evlerinden saksılar fırlatan kadınların önünden kaçıyorlar, yakalanınca yalvarıyorlar, ama duâ etmeye bile vakit bulamadan başlarını bir kılıç darbesi ile kaldırıma bırakılıyorlardı...


FIKRA


 


Müftü Fıkrası;


Kayseriden vana gelen bir kişiden köye imamlık yapması istenmiş adam namaz kıldırmayı bilmediğini söliyince ona 100 dana vereceklerini sölemişler. adam bu teklife hayır diyememiş tabii ama namaz kıldırmayı da bilmiyomuş


namaz kıldırırken şöle demiş :


“kayseriden indim vana verin bana 100 dana”


aylarca bu böle dewam etmiş bi gün müftü köyün imamını kontrol etmek için köye gitmiş adam ne yapacağını şaşırmış müftü namazı izlemeye başlamış  bu kez imam namazı kıldırırken şöle demiş :


“kayseriden indim vana verin bana 100 dana çaktırma müftü yarısı sana yarısı bana ”


GÜNÜN SÖZÜ


 


Metodu olan topal, metotsuz koşandan daha çabuk ilerler.


Francis Bacon


YEMEK MENÜSÜ


·          FIRIN KÖFTE


·          MAKARNA


·          M.SALATA


·          MEYVE


 


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: AKAR: (Tür.) Er. 1. Akıp geçen. 2. Gelir getiren.


Kız: AKASMA: (Tür.) Ka. - Beyaz, mavi, morumsu, pembe çiçek veren yabani, tırmanıcı bir bitki.


MANİ


 


Kervandan geri kalma!


Yalnız kalıp bunalma!


Dünyayı verseler de,


Dine sarıl alçalma!


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Hangi yolda yürünmez?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Beyşehir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler