5 Ekim 2011 Çarşamba

17 Ağustos 2011































Bugün 17 Ağustos 2011 17 Ramazan 1432 Ağustos: 4 Hızır 104 Marmara Depremi (1999) - Turgut Reis'in Korsika'yı fethi (1552)


HADİS-İ ŞERİF


 


Köyde olsun, kırda olsun üç kişi olur da orada cemaatle namaz kılınmazsa, şeytan onlara galebe çalmış demektir. Size cemaatle namaz kılmanızı tavsiye ederim. Ravi: Ebu Davud


 


MARMARA DEPREMİ


 


17 Ağustos 1999'da, saat 03.02'de Marmara Bölgesi ve çevresinde, 7.4 şiddetinde meydana gelen deprem 45 saniye sürmüştü. Milyonlarca vatandaşımızı uykuda yakalayan ve yurdun birçok yerinden hissedilen ve merkez üssü Gölcük olan deprem, bilhassa, Kocaeli, Sakarya, Yalova ve İstanbul'da büyük tahribat yapmıştır. Bu depremdeki bazı kayıplarımız: Ölü sayısı        17 127 Yaralı sayısı 43 953 Yıkılan ev sayısı      66 441 Yıkılan iş yeri sayısı  10 901


 


DEPREMDEN ÖNCE


              El altında; elbise, cep telefonu, düdük, nakit para, pilli radyo, el feneri ve ilk yardım çantası, 3 günlük yiyecek ve su hazır bulundurulur ve bunların nerede saklandığı evdekilere gösterilir.


              Evdekilere ilk yardım, elektrik sigortası, su ve gaz vanalarının nasıl kapatılacağı öğretilir.


              Raflara ağır cisimler konmaz.


              Ağır eşya, mobilya ve raflar duvarlara sağlam tutturulur.


              Depremde aile fertlerinin nerede buluşabilecekleri planlanır.


 


DEPREM SIRASINDA


              Sakin olunur ye kesinlikle telâşlanılmaz. İçeridekiler içeride, dışarıdakiler dışarıda kalır. Binadan kaçmaya veya içeri gir


meye çalışılmaz.


              Bina içinde merkeze yakın bir köşede duvara yaslanılır veya sağlam bir masanın altına sığınılır. Pencere balkon ve dış kapıdan uzak durulur.


              Dışarıda; elektrik telleri,  direk ve duvardan uzak durulur.


              İçeride karanlıkta; kibrit, çakmak, mum, gaz lâmbası, tüp yakılmaz.


              Arabada olanlar; geçit ve köprülerden uzak boş bir yere park eder.


 


DEPREMDEN HEMEN SONRA


              Sarsıntı geçer geçmez çıkış kapısından bina terk edilir.  


              Kendiniz ve çevrenizdeki ihsanlar kontrol edilir. Gerekirse ilk yardım yapılır.


              Hasar gören binalardan uzak durulur.


              Su, gaz ve elektrik tesisatları kapatılır.


              Her türlü haber araçlarından bilgi alınır. Çok gerekli değilse telefon kullanılmaz.


              Kanalizasyon ve atık su tesisatı kontrol edilmeden tuvalet rezervuarları boşaltılmaz.


              Bacalara dikkatlice yaklaşılır.


              Denizden uzakta durulur.


              Ana şoktan sonra artçı sarsıntılara karşı hazırlıklı olunur.


FIKRA


 


Kompozisyon


 


Temelcik çok haylaz.Sık sık ceza alır. Bi keresinde ögretmen ona çok kızıp bin kelimelik bi kompozisyon yazma cezası verir. Bunun üzerine temelcik şunları yazar;


''Dün çedimi kaybettum, tışarı çiktum, aramaya paşladu, dedumçi;


çediciim cel,cel,cel, cel,cel,cel, cel,cel,cel, cel,


cel,cel,cel, cel,cel,cel, cel,cel,cel, cel,cel,cel,


cel,cel,cel, cel,cel,cel. ...


GÜNÜN SÖZÜ


 


Zulüm yanan ateş gibidir, yaklaşanı yakar;Kanun ise su gibidir, akarsa nimet yetiştirir.


Yusuf Has Hacip


YEMEK MENÜSÜ


·          PATLICAN MUSAKKA


·          BULGUR PİLAVI


·          YOĞURT


·          SPANGLE


 


 


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ALİGÜHER: (a.f.i.) Er. - Yaratılışı ve mayası yüce ve değerli olan.


Kız: BİKE: (Tür.). - Benzersiz, eşsiz. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.


 


MANİ


 


Yemekleri seçemem,


Çorba olsa içemem,


Yanında bal var ise,


Kaymaktan hiç geçemem.


KARİKATÜR


 


BİLMECE


-Muazzez Abacı neden çok mutluymuş?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Çünkü atacak kuş kalmadı.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler

Blog Arşivi