GÜNÜN TÂRİHİ. NASREDDİN HOCA
22 Haziran 1284'de vefat eden merhumun türbesi, Ak-şehir'dedir. Kabri, herkes tarafından ziyaret edilmekte ve ruhaniyetinden feyz alınarak istifade edilmektedir. Hoca merhum, ömrünü insanlara vaaz ye irşâd ederek geçirmiş, nükteli ve latife dolu nasihatleri ile onlara doğru yolu göstermiştir. Evliyadan olup ilim ve hakîm idi. Çeşitli kerametleri, hâlâ dilden dile dolaşarak anlatılmaktadır. Hoca merhuma isnâd edilen ahlâka ve edebe aykırı fıkralar, onun sözleri değildir. Nasreddin Hoca'nın fıkraları o kadar yayılmıştır ki, Anadolu'da, Orta Asya'da, Balkanlar'da, kısaca Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar olan bölgede hâlen anlatılmaktadır.
Bugün Çin sınırları içinde kalan Uygur Türkleri arasında da bol miktarda Nasreddin Hoca fıkrası anlatılmaktadır.
Araştırmalar, Nasreddin Hoca'nın efsanevî bir kişi değil, 13. asırda Selçuklular devrinde yaşamış sâlih bir Müslüman olduğunu göstermektedir.
BİR FIKRASI: DAVETİYE
Komşusu evlenirken, Hocadan davetiye dağıtmasını rica eder. Kendini beğenmiş bir zengin, davetiyesini verir: ken Hoca'ya mağrur bir şekilde der ki:
- Davetiyeleri dağıtmaya iyi bir insan bulamamışlar mı?
Hoca sakin sakin ders verir gibi bir cevap verir:
- İyi insanlar da vardı; ama onlar iyi insanların davetiyelerini vermeye gittiler. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder