MAKALE .. TARİHİ BİR MEVLİD
6 Nisan 1921 tarihli İkdam Gazetesinde Yakup Kadri Karaosmanoğlu şöyle yazıyor:
"Dun Ayasofya, Bayezid, Şehzade Camileri emsali görülmemiş bir cemaatle doluydu. Kadın-erkek, çoluk-çocuk binlerce Müslüman, (31 Mart 1921) Eskişehir önünde şehit düşen mübarek din ve kan kardeşlerinin ruhuna ithaf edilen Mevlid-i şe-riflere iştirak için bu mabetlere koşuyorlardı.
.... Dün birdenbire kendimi o heybetli cemaatin içinde bulur bulmaz, sandım ki, yeniden doğuyorum. 10 yaşımdan 32 yaşıma kadar geçirdiğim meşum bir devrin bütün o tesirleri, izlenimleri birdenbire üstümden sıyrılıverdi... Gençliğimi dolduran bütün o şüpheler, tereddütler, imanımın zayıf düştüğü o buhranlı anlar, o şeytanî imansızlığın sıtmaları, bu mabedin havası içinde, bu cemaatin sıcaklığında eriyiverdi.
Rabbime bin kere hamd-ü sena olsun ki, dünden beri, hakikat ve selâmetin bir cami ile cemaat dışında bulunmadığını biliyorum.
5-10 senedir, Batı'ya uymak için açtığımız bütün o konferans salonlarında, halkı zorla topladığımız o mitinglerde görülen şeyler, işitilen sözler, bir hocanın camide okuduğu menkıbenin ve bu cemaatin sükutu önünde bana ne kadar yavan ye boş göründüler.
Meğer biz, içinden çıktığımız hakiki âlemi bırakıp onun yerine yapma bir âlem keşfetmek istemişiz... Ve sınırlarda askerlerimiz bizi "Allah! Allah!" sesleriyle savundukları sıralarda biz, Allahtan başka şeylere inanmışız.
Dün, ilk defa olarak tam açıklıkla anladım ki, bizim 10 seneden beri bu halka yaptırmak istediğimiz şeyler, birer maymunluktan iba-retmiş Yönümüzü neden bu camilere döndürmemişiz? Niçin bu cemaati bir sokak kalabalığı hâline sokmaya çalışmışız? O cemaat ki bütün birleşme gücünü dinden alıyor. Ve evi barkı, yurdu vatanı camidir Başı sıkışınca koşup sığındığı, gönlü ferahlayınca gidip toplandığı yer camidir. Dün ilk defa, cahil ve tembel bir kitle sandı-öımız halk, ülkenin aydınlarına bazı ulvî hakikatlerin sırrını öğretti:
Bunlardan biri kalbin akıldan üstün olduğudur. İkincisi bağlılık ve samimiyet iman ve millî muhabbet dışında kurtuluş yolu bulunmadığıdır. Üçüncüsü millet ve ümmet kavramlarını birbirinden ayırmamak |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder