30 Kasım 2011 Çarşamba

30 Kasım 2011













































Bugün 30 Kasım 2011 5 Muharrem 1433 T.Sani: 17 Kasım 23 Dağıstanlı Ömer Ziyaeddin'in Vefatı (1925) - Türbe ve Tekkelerin kapatılması (1925)  - Isparta'da uçak düştü (2007) (57 Ölü)


HADİS-İ ŞERİF


 


Allahım! Senin helal rızıklarınla beni haramdan koru ve lütfunla senden başkasına muhtaç kılma. Ravi: Tirmizi


 


ET PİŞİRME VE SAKLAMA


 


Et pişirmek kolay gibi görünse de, etin lezzeti ve besin değeri, pişirme şekline bağlı olduğu için oldukça zor bir iştir. Et yavaş yavaş pişirilmeli ve tuzu, piştikten sonra ilâve edilmeli. Yemek yaparken et suyu kullanılacaksa, bu su günlük tüketilmelidir. Et suyunun defalarca kaynatılması lezzetinin bozulmasına sebep olur.


Et pişirmeye başlarken, ilk başta orta ateşte pişirilmeli, kendi suyunu bırakmaya başladığı andan itibaren de kısık ateşte pişirilmesi gerekir. Etin yumuşak olması için etin terbiye edilmesi tavsiye ediliyor. Et; soğan rendesi, zeytinyağı, tuz, karabiber ve yoğurt suyu karışımı ile terbiye edilmelidir.


Pişirmeden önce et soğuk suda 20 dakika bekletilirse, etin kanı çıkar ve rengi açılır. Yüksek ateşte pişen et, hem daha geç pişer, hem de lezzetli olmaz. Hayvan kesildikten hemen sonra, yani sıcak sıcak pişirilmemeli. Soğuyuncaya kadar dinlendirilmelidir. Etler buzdolabında 0-5 derece arasında, 4-5 gün bekletilebilir. Dondurulacak etler tek kullanımlık porsiyonlara göre poşetlere konur. Pişmiş yemek ve etler sıcak iken derin dondurucuya konulmaz.


FIKRA


 


Bir gün deli hastanesinde doktor delilere bir test yapmaya karar vermiş.


Doktor duvara bir araba resmi asmış. doktor demişki bu arabaya binin.


Bütün deliler binmeye çalışmış ama biri orada alakasız duruyormuş.


Doktor sormuş sen niye binmiyorsun?


o araba çalışmaz. demiş deli


Doktor Sormuş,


Neden?


Deli Cevap Vermiş :


Anahtarı bende’de Ondan


GÜNÜN SÖZÜ


 


Acayip şeyler, acayip düşüncelerden doğar. SHELLEY


 


YEMEK MENÜSÜ


·          TARHANA ÇORBA


·          PİLİÇ IZGARA


·          BULGUR PİLAVI


·          M.SALATA


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ARSEBÜK: (İ.) Er. - 1. Temiz ruhlu ve çabuk. 2. Toy. 3. Namus konusun­da titiz.


Kız: CENAN: (Ar.) Ka. - Kalb, yürek, gönül.


 


MANİ


 


Kasabın satırı var


Yanında yatırı var


Ben kasap olmazdım ya


Paranın hatırı var


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Dedem aruk


Paşu saruk


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Yayik

28 Kasım 2011 Pazartesi

29 Kasım 2011















































Bugün 29 Kasım 2011 4 Muharrem 1433 T.Sani: 16 Kasım 22 Hamamcızade İsmail Dede Efendi'nin Vefatı (1846) - Ülker Doğumu Fırtınası - Filistin Halkı ile Dayanışma Günü


HADİS-İ ŞERİF


 


Mü'min cennete kavuşuncaya kadar, kulağına gelen hayırlı söz ve hikmete doymaz. Ravi: Tirmizi, İlm 19


 


SEVGİ İTAATTİR


 


Allahü teâlâ; "Allaha, Peygambere ve içinizden olan emîre itaat, edin!" buyuruyor.


Emîr; İslâm âlimleridir. Bizim en büyük servetimiz, en büyük saadetimiz, başıboş olmamaktır. Çok şanslı insanlarız ki, Allahü teâlâ bizi sahipsiz yaratmadı. Sahipliyiz ve inşallah, o büyüklerle hep beraber olacağız.


Birgün mübarek bir zat, talebelerine buyurur ki:


"Allahü teâlâ bu hizmetlerden dolayı, Ehl-i sünnet itikadını yaymaktan dolayı, inşallah bizlere çok büyük nimetler verecek ve Cenneti nasip edecek. Allahü teâlâ bize bu imkânı nasip ederse, Cennetin kapısında Allahü teâlâya duâ ederim. "Yâ Rabbi, bu hizmetleri ben tek başıma yapmadım. Dünyadayken kardeşlerim vardı, talebelerim vardı, onlarla beraber yaptım. Onları da isterim, onlarla beraber Cennete gitmek isterim." diyerek mahşere döner, hepinizi alırım.


Bir talebesi sorar ki:


-              Efendim mahşer yeri çok kalabalık, orada arkadaşlarımızın bir tanesi kaybolursa ne olur?       


-              İnsanların işleri karışık olur; ama Allahü teâlânın işleri karışık olmaz. O'nun her işi muntazamdır. Herkes sevdiğiyle beraber olur. Hiç merak etmeyin, hiçbir arkadaş kaybolmaz.


-              Efendim, sizi çok seviyoruz; ama bu sevginin sınırı nedir? Nerede başlar, nerede biter?


-              Sevgi itaattir. İtaati ne kadar çoksa, sevgisi o kadar çoktur. Söz dinlemesi ne kadar çoksa, sevgisi o kadar çoktur. Ne kadar söz dinlemiyorsa, sevgisi o kadar azdır. Hatta birgün de biter, Allah korusun! İtaat de hem peki demektir, hem de yolunda olmaktır. Meselâ filan zat, Peygamber efendimizi çok sevdiğini ve çok itaat ettiğini söylüyor; ama yolunda değil. Onun yolunda olmadıktan sonra. bu Peygamber, ondan nasıl razı olsun! Onun için, yolunda olmak, ona benzemek, onun sevdiklerini sevmek, onun sevmediklerini sevmemek şarttır. Eğer hubb-i fillah, buğd-i fillah yani Allah için sevmek ve Allah için bugz etmek yoksa makbul değildir; çünkü bu; dinin temelidir. Allahü teâlâ Isa aleyhisselâma buyurdu ki:


"Eğer yerdeki ve gökteki bütün mahlûklarımın ibâdetlerini yapsan, dostlarımı sevmedikçe ve düşmanlarıma düşmanlık etmedikçe, hiçbir ibâdetin makbul değildir."


FIKRA


 


bir kac amerikali turist turkiye ye gezmeye gelmisler. rehber hocasi ile birlikte geziyorlarmis


rehber hocasi ilk olarak buyuk olan bir binayi gostermis.amerikali turistlerden birisi “bizim orda bu binanin 10 kat buyugu var” diye bagirmis. sonra rehber hocasi ikinci bi binayi gostermis


ve ayni amerikali yine”bizim orda bu binanin daha guzeli var”diye bagirmis.ve en son ucuncu binaya gelmisler yine o amerikali turist ayni sekilde bagirmis.ve sonunda rehber hocasi dayanamayip soylemis.”evet dogrudur inanirim cunku bu bina deliler evi.


GÜNÜN SÖZÜ


 


Unutma ki, ağzında bal olan arının kuyruğunda da iğnesi vardır. LYLY


 


YEMEK MENÜSÜ


·          MERCİMEK ÇORBA


·          ARNAVUT CİĞERİ


·          ÇOBAN SALATA


·          TAHİN HELVA


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ARSLAN: (Tür.) Er. 1. Kuvvet ve saldırganlığıyla tanınan hayvan, esed, şir. 2. Cesur adam, bahadır. 3. Bir çe­şit çiçek. Arslan Argun: Alpaslan'ın oğlu (1097).


Kız: CENNET: (Ar.) Ka. 1. Uçmak. 2. Bahçe. 3. Çok ferah ve havadar yer. 4. Firdevs. - Allah'ın insanlara müjdelediği, ölümden sonraki alemde bulunan, Allah'a inanan, günah işlememiş veya günahlarından temizlenmiş olanların gireceği fevkalade güzel yer. 8 cennet olduğu rivayet edilmiştir. Daru'1-Celal, Daru's-Selam, Cennetü'l-Me'va, Cennetü'1-Huld, Cennetü'n-Naim, Cennetü'l-Firdevs, Cennetü'l-Karar, Cennetü'1-Adn.


MANİ


 


Kuyudan su çekerim


Al bakıra dökerim


Daha yaşım küçük ama


Kara sevda çekerim


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Hangi tasla su içilmez?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Kontrol kalemiyle


 

27 Kasım 2011 Pazar

27 Kasım 2011














































Bugün 27 Kasım 2011 2 Muharrem 1433 T.Sani: 14 Kasım 20 Seyyid Abdülhakim Efendi'nin Vefatı (1943) - Selimiye Camii'nin ibadete açılışı (1575) - Güz yağmurlarının sonu


HADİS-İ ŞERİF


 


Muhammed'in nefsini kudret eliyle tutan zâta yemîn ederim ki, bu ümmetten her kim -Yahudî olsun, Hristiyan olsun- beni işitir, sonra da bana gönderilenlere inanmadan ölecek olursa mutlaka cehennem ehlinden olacaktır. Ravi: Müslim, İman 240


 


ABDÜLHAKÎM ARVASÎ


 


Abdülhakîm Arvasî hazretleri; zahir ve bâtın ilimlerinde kâmil ve dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mahir büyük bir İslâm âlimi idi. Hicrî 1281 (m.1865)'de Başkale'de doğdu. 27 Kasım 1943'de Ankara'da vefat etti. Kabri Ankara yakınlarındaki Bağlum nahiyesindedir. Seyyid oldukları Irak'taki şer'î mahkeme defterlerinde yazılıdır. Abdülhakîm Arvasî hazretleri, o zamanın ilim ve irfan merkezi olan Irak'ın muhtelif yerlerinde yüksek âlimlerden sarf, nahiv, lügat, mantık, münazara, beyan, riyaziye, hendese, meâni, bedi, kelâm, tefsir, hadîs, fıkıh, tasavvuf gibi dersleri okuyup 1883 senesinde icazet alarak memleketine döndü. Daha sonra Arvas'a giderek yüksek tahsilini zamanın en büyük âlimi Seyyid Fehim-i Arvasî "rahmetullahi aleyh" hazretlerinin huzurunda tamamladı. Başkale'de kendi parası ile bir medrese kurarak 29 yıl ders okuttu.


1914'de Ruslar Doğu'yu işgal edince İstanbul'a geldi, 1919'da Medrese-tül Mütehassısîn'e, yani İlahiyat Fakültesi'ne Müderris (Ordinaryüs Profesör) olarak tayin edildi. İstanbul'da çeşitli camilerde senelerce ilim neşretti. Pek çok kerametleri görüldü.


Siyâsete hiç karışmadı. Hükümete karşı gelenlerden, bölücülük yapanlardan nefret ederdi. " 30 sene İstanbul camilerinde iman bilgilerini, İslâmın güzel ahlâkını anlatmaya çalıştım." buyurmuştur. Sahte tarikatçılar ve cahil tekke şeyhleri ile hiç görüşmez; gençleri, İslâm bilgilerini öğrenmeye, herkese iyilik etmeye, memlekete, millete, devlete faydalı olmaya teşvik ederdi.


FIKRA


 


Delinin biri hastanenin bahçesinde el arabasını ters çevirmiş ve sürmeye uğraşıyormuş.


Bunu gören doktor: -


Öyle sürülmez, düzeltsene arabayı. Deli hemen cevap verir:


- Geçen gün senin dediğin gibi sürdüm akşama kadar kum taşıttırdılar, enayimiyim beeen!


GÜNÜN SÖZÜ


 


Uyuyan düşünce, bir daha uyumaz. CARLYLE


 


YEMEK MENÜSÜ


·          MERCİMEK ÇORBA


·          Z.Y.PIRASA


·          GÜL BÖREK


·          YOĞURT


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ARSLANŞAH: (Tür.) Er. - Arslan gibi cesur ve yiğit şah, kral. Cesur ko­mutan. Arslan Şah: Kirman Selçuklu hükümdarı (l 145). ,


Kız: CERİB: (Ar.). - Hububat için kullanılan bir ölçek. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.


MANİ


 


Bahçelerde sardunya


Sardunyayı kırdın ya


Beni beğenmiyordun


Nasıl bana kaldın ya


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Burdan vurdum kilici


Karşidan çikti uci


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Tabanca

26 Kasım 2011














































Bugün 26 Kasım 2011 1 Muharrem 1433 T.Sani: 13 Kasım 19 Lakap ve Ünvanların Kaldırılması (1934) - Hicri Yılbaşı - Gelibolu ve Eceabat'ın kurtuluşu (1922) - Dünya Müslüman Kadınlar Günü - Kapalıçarşı Yangını (1954)


HADİS-İ ŞERİF


 


Müslümanlar arasında en hayırlı ev, içinde yetime iyilik ve ikram edilen evdir. Yine müslümanlar arasında en şerli ev de, içinde yetime fenalık yapılan evdir. Ravi: Ebu Hureyre (R.A.)


 


ŞAH-I ZİNDE TÜRBESİ


 


Semerkant şehrinde Efrasiyâb Tepesi'nin yamacında, aşağıdan yukarıya gittikçe yükselen ve yer yer merdivenle çıkılan yolun iki tarafında yer alan türbeler topluluğuna verilen isimdir. Bu türbelerin çoğu 14. ve 15. yy'dan kalmadır ve Timur Hânın ailesinden olanlara ve yakınlarına aittir. Bunlardan Kuşem bin Abbas radıyallahü anh'a ait olan türbe, Emir Timur devrinden önceye aittir. Semerkant'ı İslama açan sahabelerden Kuşem bin Abbas, bir Kurban Bayramı günü 672'de şehit olmuştur, "Şehitler sizin bilmediğiniz bir hayatla diridirler." mealindeki âyet-i kerîmeye dayanarak buraya Şah-ı Zinde denilmiştir.


Uluğ Beğ'in yaptırdığı tepenin eteğindeki taç kapıdan geçilince Şah-ı Zinde'ye girilir. Girilmesiyle lacivert, koyu ve açık yeşil, siyah, sarı, beyaz mor ve firuze mavisi çinilerle gözlerin kamaşması bir olur. Burada iki mescid bir de medrese bulunmaktadır. Şah-ı Zinde Türbeleri esas itibariyle kare yapılardır ve en dikkat çekici özelliği yüksek kasnaklı ye kavun biçimi kubbelerdir. İkinci bir özellik, Timur Hân devrinin en zengin süslemelerini üzerlerinde toplamalarıdır. Süslemelerde en büyük pay çinilere aittir. Yazıların bollukla süslediği türbeler, yalnız nisbetlerinin zarifliği bakımından değil, çini kaplamalarla mimarî arasındaki kaynaşma bakımından da birer güzellik örneğidir.


FIKRA


 


Bir gün adamın biri kendini tavuk yemi saniyormuş ve tavuklardan çok korkuyormuş derken adamı hastaneye yatırmışlar ve uzun süre tedavi etmiler.


Sonunda adama sormuşlar, “artık tavuk yemi olmadığını biliyorsun demi?” adamın cevabı ise


“ben biliyorum da tavuklarda biliyormu?”şeklinde olmuş.


GÜNÜN SÖZÜ


 


Düşünceler iyi ve cesur olanların beyinlerinde, kollarında gelişmelidir; yoksa rüya olmaktan ileri gidemezler.  EMERSON


YEMEK MENÜSÜ


·          YAYLA ÇORBA


·          PATLICAN MUSAKKA


·          BULGUR PİLAVI


·          CACIK


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ARTAN: (Tür.) Er. 1. Yarar, fayda. 2. Üstünlük, meziyet, nitelik.


Kız: CESARET: (Ar.) Ka. - Yüreklilik, korkusuzluk. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.


MANİ


 


Yaza yaza yaz geldi


Mürekkebe zam geldi


Daha yazacaktım ama


Karakoça kiraz geldi


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Bir kara koca kari


Belinde şal kuşaği


Hiç yakişmamiş ona


Almiş bekar uşaği


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Elek

24 Kasım 2011 Perşembe

25 Kasım 2011















































Bugün 25 Kasım 2011 29 Zilhicce 1432 T.Sani: 12 Kasım 18 Edirne'nin Kurtuluşu (1922) - Sultan Alparslan'ın vefatı (1072) - Orhun Kitabeleri'nin okunuşu (1893)


HADİS-İ ŞERİF


 


Allah tek bir ok sebebiyle üç kişiyi cennete koyar: 1- Onu yapan; yeter ki bunu hayır maksadıyla yapsın. 2- Atan. 3- Atana ulaştıran. Ravi: Ebu Davud, Cihad 24


 


YARIN HİCRİ YILBAŞI


 


Muharrem ayı, İslâm kamerî senesinin birinci ayı ve Kur'ân-ı kerîmde kıymet verilen 4 aydan biridir. Muharrem ayının birinci gecesi, Müslümanların Kamerî hicrî yılbaşı gecesidir. Hicrî Kamerî Takvimde; Muhammed aleyhisselâmın, Mekke'den Medine'ye hicret ettiği sene, başlangıç kabul edilir. Muharrem ayının 1 'i olan ilk Kamerî senebaşı, milâdî 622 yılının Temmuz ayının, 16'sına rastlayan Cuma günü idi.


Müslümanlar yılbaşı gecelerinde ve günlerinde müsâfeha ederek, telefonla veya mektup yazarak tebrikleşirler. Birbirlerini ziyaret eder ve hediye verirler. Yılbaşını dergi ve gazete ilanlarıyla kutlarlar. Yeni yılın, birbirlerine ve bütün Müslümanlara hayırlı ve bereketli olması için duâ ederler. Büyükleri, akrabayı, âlimleri evinde ziyaret edip dualarını alırlar. Bugün de, bayram gibi temiz giyinip, fakirlere sadaka verirler. Muharremin ilk 10 gün ve gecesi, mübarek gün ve gecelerdendir.


Muharrem ayının ilk günü ve Aşure günü okunacak duâ:


Elhamdülillah! Rabbi'l-âlemîn.


Vassalâtü vesselâmü ala seyyîdinâ Muham* medin ve ala âlihî ve sahbihî ecmaîn.


Allahümme ente'l-ebediyyü'l-kadîm, el-hay-yü'1-kerîm, el-hannan, el-mennân. Hâzihîsene* tün cedîdetün. Es'elüke fîhe'l-ısmete mineşşey-tânirracîm, vel avne ala hâzihinnefsVl-emmâ-reti bissûi ve'1-iştiğâle bimâ yukarribünî Üey-ke, yâ ze'1-celâli ve'l-ikrâmı birahmetike yâ er-hamerrâhimin. Ve sallallahu ve selleme alâ seyyidinâ ve nebiyyinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve ehl-i beytihî ecmaîn."


FIKRA


 


bir tımarhanede, deliler hergün sırayla bir delikten dışarı bakıyormuş. doktorda farkındaymış ve merak edip bakar ve hiç bişi görmez gökyüzünden başka, ve çok eski bir deliyi yanına çağırır siz her gün bu deliğe bakıp ne görüyorsunuz der, ben baktım bişi görmedim gökyüzünden başka deli der ulan ben 24 yıdır bakıyorom bişi görmedim sen bi bakıştamı görecen der  ))


GÜNÜN SÖZÜ


 


Hiçbir ordu, zamanı gelmiş bir düşünceye karşı koyamaz. VİCTOR HUGO


 


YEMEK MENÜSÜ


·          YAYLA ÇORBA


·          KIYMALI BEZELYE


·          PİLAV


·          KOMPOSTO


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ARTUÇ: (Tür.) Er. - Ucu sivri de­mirle donanmış mızrak.


Kız: CEVHER: (Ar.) Ka. 1. Öz, maya. 2. Başlı başına, kendiliğinden olan. 3. Tıynet, cibilliyet, soydan gelen, haslet, tabii istidat. 4. Kıymetli taş. 5. Ebcet hesabında yalnız noktalı harfleri hesaplamaya dayanan tarih düşürme şekli. 6. Kılıç namlusuna yapılan menevişli süs. - Kadın ve erkek adı olarak kullanılır.


MANİ


 


İndim dereye durdum


Dokuz güvercin vurdum


Dokuzunun içinde


Ben birine vuruldum


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Bir vururum bin döker


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Yildiz

İzleyiciler