SÜLEYMANİYEDE BAYRAM SABAHI
Ulu mabedi Seni ancak bu sabah anlıyorum,
Ben de bir varisin olmakla bugün mağrurum.
Senelerden beri rüyada görüp özlediğim,
Cedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim.
Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını,
Görüyor varlığının bir yere toplandığını.
Büyük Allahı anarken bir ağızdan herkes,
Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses.
Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi,
Nice tuğlarla karışmış nice bin at yelesi.
Gördüm ön safta oturmuş nefer esvaplı biri,
Dinliyor vecd ile tekrar alınan Tekbır'i.
Ne kadar saf idi siması bu mümin neferin,
Kimdi? Banisi mi, mimarı mı, ulvi eserin?
Ta Malazgirt ovasından yürüyen Türkoğlu,
Bu nefer miydi? Derin gözleri yaşlarla dolu.
Yüzü dünyada yiğit yüzlerinin en güzeli,
Çok büyük bir iş görmekle yorulmuş belli.
Hem bu toprakta bugün, bizde kalan her yerde,
Hem de çoktan beri kaybettiğimiz yerlerde.
Karşı dağlarda tutuşmuş gibi gül bahçeleri,
Koyu bir kırmızılık gökten ayırmakta yeri.
Gökte top sesleri var, belli, derinden derine,
Belki yüzlerce şehir sesleniyor birbirine.
Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?
Üsküdar'dan mı? Hisar'dan mı? Kavaklar'dan mı?..
Yahya Kemal Beyatlı |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder