28 Haziran 2009 Pazar

27 Haziran 2009

Bugün 27 Haziran 2009 4 Recep 1429 Haziran: 14 Hızır:53 Sokullu'nun Sadrazam Oluşu (1565)


HADİS-İ ŞERİF



Ebu Rafi’ anlatıyor: Kureyş beni Hz. Peygambere (elçi olarak) gönderdi.Onu görünce kalbime İslam sevgisi düştü. Dedim ki: Ey Allah’ın Resulü! Ben bir daha onlara dönmem. Şöyle buyurdu: Ben yaptığım sözleşme ve anlaşmaları bozmam ve (bana gelen) elçileri yanımda alıkoymam. Şimdi sen (Kureyş’e) geri dön, görevini tamamla. Sonra şu anda içinde hissettiğini yine hissedersen döner gelirsin. Bunun üzerine Kureyş’e geri döndüm. Görevimi bitirdim. Sonra tekrar gelip müslüman oldum. Hadis (Ebu Davud).




RESÛLULLÂH'IN (S.A.V.) HZ. EBÛ BEKİR'İ (R.A.) İMAM TÂYİN BUYURMASI



Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle demiştir: Resûlullâh sallallâhü aleyhi ve sellem, vefatı yaklaşıp hastalandığı zaman, namaz vakti gelmiş, ezan da okunmuştu. Resûlullâh (s.a.v.), "Ebû Bekir'e söyleyin de insanlara (namazı) kıldırsın." buyurdu. '(Yâ Resûlallâh) Ebû Bekir pek yufka yüreklidir. Senin makamına durduğu zaman insanlara namaz kıldı-ramaz.' denildi.


Resûlullâh (s.a.v.) emrini tekrar buyurdu. Kendisine yine öyle söylendi. Üçüncü defa yine o emrini tekrarladı: "Şüphesiz ki siz, Yûsuf (a.s.)'ın günündeki kadınlar gibisiniz. Ebû Bekir'e söyleyin, insanlara namazı kıldırsın." buyurdu. Bunun üzerine Ebû Bekir (es-Sıddîk radiyallâhu anh) çıkıp namazı kıldırdı.



BİR SAĞIRIN, HASTA KOMŞUSUNU ZİYARETİ


Bir sağır, komşusunun hasta olduğunu öğrenince kendi kendisine dedi ki: "Bu ağır kulaklı sağır onun sözlerini nasıl duyabilir? Üstelik hastanın sesi de zayıf çıkar. Lâkin çaresiz gitmek de lâzım. O dudaklarını hareket ettirdikçe, ben de sözlerini tahmin,ve zanla anlarım. Ben ona -Nasılsın?- dedikçe o, 'Allah'a hamd olsun, iyiyim' der, şükreder. Sonra, ne yiyip içtiğini sorunca, 'mercimek çorbası veya şerbet içtiğini' söyler. 'Afiyet olsun!' derim. Hekiminin kim olduğunu sorarım. O bana 'Falan kimsedir' der. Ben de 'Onun ayağı mübarektir. Gittiği yerde hastalık yok olur. Biz onu denedik, çok iyidir. Nereye vardıysa maksat hâsıl oldu' derim." diyerek hastaya gitti ve hâlini sordu.


Hasta, 'Ölü gibiyim!' dedi. Sağır, hastanın 'Hamdolsun, iyiyim' dediğini tahmin ettiği için 'Elhamdülillah' dedi. Hasta üzüldü, sağırın söylediği sözlerden hastanın gönlünde ayrı bir sıkıntı hâsıl oldu. Ne yediğini sorunca, 'Yılan zehri!' dedi. Sağır da hastanın 'mercimek çorbası veya şerbet içtim' dediğini tahmin ederek 'afiyet olsun' dedi. Sonra, 'Hekimlerden tedâvî için gelen acaba kimdir?' deyince, hasta, 'Azrail'dir!' dedi. Sağır da hekimlerden bir hekimi söyledi zannı ile 'Onun işi gayet mübarektir' dedi ve hastanın yanından sevinçle çıktı, bir müddet, 'Hâl hatır sordum.' diye sevindi.


FIKRA


Bir tatbikat sırasında paraşütçü komandolar uçaktan atlıyorlardı. Atlama sırası gelen en son paraşütçü epey bir vakit geçtiği halde atlamamıştı. Komutan sinirli bir şekilde "Atlasana oğlum" diye bağırdı.


Paraşütçü "Atlamam komutanım"


Komutan iyice sinirlenmişti "Ne demek atlamam lan sana emrediyorum çabuk atla" deyince, asker;


"Komutanım bırak emretmeyi, öldür yine atlamam." diye cevap vermişti.


Komutan bakmış olacak gibi değil, rica eder bir tavırla;


"Bak oğlum aşağıda benim komutanlarım var, onlarda benden hesap sorarlar, haydi atlayıverde senni yüzünden benim başım belaya girmesin."


Asker inadım inat cinsinden,


"Atlamam komutanım"


"Peki neden atlamıyorsun evladım, geçerli bir sebebin varmı?"


"Komutanım benim annem çok mübarek bir kadındır, gördüğü bütün rüyalar çıkar. Sabah telefon açtı, oğlum rüyamda senin paraşütün açılmadığını gördüm sakın atlama dedi, onun için atlamıyorum." deyince komutan,


"Oğlum inanma böyle şeylere hadi atla gözünü seveyim." diye yalvarıyordu asker ise kararından vazgeçmiyor "Atlamam" diye diretiyordu. Ne yapacağını şaşırmış olan komutan çaresizlik içinde,


"Peki oğlum gel paraşütleri değişelim, benimkini sen tak, seninkini ben, o zaman atlarmısın?" diye ümitsizce sordu. Asker bu teklife olumlu baktı ve kabul etti paraşütleri son sürat değiştirdiler ve delikanlı kendini uçaktan boşluga bıraktı. Paraşütü açıldı ve sakin süzülürken yanından,


-Ananııı!!! diye komutanının feryadı geçip gitmiş, asker komutanının feryadınının sonunu bile duyamamıştı.


GÜNÜN SÖZÜ


İster kral, ister köylü olsun, dünyada en mutlu insan evinde huzur olandır.


Goethe


YEMEK MENÜSÜ


· Kremalı Tavuk Çorbası


· Kaşarlı Köfte


· Havuç Salatası


· Sebzeli Pilav


· Kayısı Kompostosu


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: YAŞIK: (Tür.) Er. - Işık, parıltı, parlaklık.


Kız:


MANİ


İşte geldim iki büklüm


Üstümdedir davul yüküm


A benim ağalarım


Selamun aleykum


KARİKATÜR



BİLMECE



Uzaktan baktım hiç yok yakından baktım pek çok


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Kaplumbağa







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler