HZ. LOKMAN ALEYHİSSELÂM
Lokman aleyhisselâm Dâvûd aleyhisselâm devrinde yaşamıştır.
Allâhü Teâlâ, Lokman aleyhisselâma hikmet vermişti. Hikmet; dînde fıkıh, akıl ve sözde isabet etmek, doğruyu bulmak demektir.
Lokman aleyhisselâm Dâvûd aleyhisselâma, ilmiyle, hikmetiyle vezirlik ederdi. O da: "Ne mutlu sana ey Lokman! Şana hikmet verilmiş ve senden belâ, geri çevi-rilmiştir." derdi.
Kendisi, çok düşünen, çok susan, keskin ve iyi görüşlü bir kuldu. O, Allah'ı sevmiş, Allah da onu sevmiş ve kendisine hikmet ihsan etmişti.
Bir adam Hz. Lokman'a "Neden halk, senin kapının önünde duruyor, sözlerini dinleyip kabul ediyor." dedi. Lokman aleyhisselâm:
"Ben, gözümü yumarım (harama bakmam), dilimi tutarım, ihtirasımı önlerim, nâmûs ve ırzımı korurum, kıyamımı (namazımı) uzatırım, verdiğim sözü yerine getiririm, müsâfirimi ağırlarım, komşumu gözetir, korurum, mâlâyâniyi (faydasız söz ve işi) bırakırım. İşte bunlar, beni gördüğün gibi yaptı." dedi.
Kendisine: "İnsanların en şerlisi hangisidir?" diye sorulmuştu. Lokman aleyhisselâm "Kendisini, halkın kötü görmesine aldırış etmeyendir." dedi.
Lokman aleyhisselâm, oğluna bazı nasîhatinde,
"Ey oğulcuğum! Suskunluktan hiç pişman olma. Konuşmak gümüş ise, susmak altındır."
"Ey oğulcuğum! Ben, konuşmaktan pişmanlık duymuşum, fakat susmaktan hiç pişmanlık duymamı-şımdır."
"Ey oğulcuğum! Âlimlerle otur. Onların dizlerinin dibinden ayrılma. Çünkü Allah, yeri, göğün yağmuru ile dirilttiği gibi kalbleri de hikmet nuru ile diriltir."
"Ey oğulcuğum! Tevbeyi geciktirme. Çünkü ölüm ansızın gelir." demiştir.
|