"RESULULLAH AHLÂKÇA İNSANLARIN EN GÜZELİDİR”
Allâhü Teâlâ Kalem sûresi, 4. âyetinde "(Habîbim Ahmed), Muhakkak sen pek büyük bir ahlâk üzerindesin." buyurmuştur. Hz. Âişe (r.anhâ) "Resûlullah'ın ahlâkı Kur'ân idi. Kur'ân'ın razı olduğuna razı olur, ga-zaplandığına da gazaplanırdı." buyurmuştur. Peygamber Efendimiz "Ben, güzel ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim." buyurmuştur. Hz. Enes (r.a.) peygamberimizin ahlâkı hakkında "Resûlullâh (s.a.v.) ahlâkça insanların en güzelidir." buyurmuştur.
Resûlullâh, insanların en cömerdi idi. Dâima afveder, hoşuna gitmeyen şeylere karşı sabrederdi. Şecâatli idi. İnsanların en hayâlısı idi, ayıp ve kusurları görmez, onlara göz yumardı. Bütün yaratılmışlara karşı şefkatli ve merhametli idi. Ahdinde (verdiği sözünde) sâdık idi. Akrabalarını ziyaret eder, onların hallerini sorardı.
Peygamberimiz çok mütevazı idi, kendisinde hiç kibir yoktu: Merkebe biner, bineğinin arkasına başkalarını bindirir, fakirleri ziyaret eder, onlarla oturup sohbet eder, kölelerin da'vetine gider, ashabının arasında otururdu.
Evinde ailesinin işlerinde onlara yardımcı olur, koyun sağar, elbisesini yamar, ayakkabılarını tamir eder, evini süpürür, devesini bağlar, yemini verir ve sulardı. Hizmetkarlarıyla beraber yemek yer ve onlarla hamur yo-ğururdu. Çarşıdan eşyalarını kendisi taşırdı.
O, insanların en güveniliri idi, nübüvvetinden önce bile kendisine "Emîn" denilmişti. İnsanlar arasında âdil ve ağırbaşlı idi. Güldüğü zaman tebessüm ederek gülerdi. İhtiyaç hâlinde konuşur, ihtiyaç olmadığı zaman susardı.
Konuşmasında ne fazlalık ve ne de noksanlık olurdu. Tane tane konuşur, konuştuğu kelimeler sayılsa saymak mümkün olurdu. Güzel kokuyu sever, kullanır ve kullanılmasını teşvik ederdi. Bulunduğu meclis, haya, hayır ve emânet meclisiydi. Orada ses yükseltilmezdi.
Hakkın rızâsına ve âhiret ni'metlerine nail olmak için çalışır, dünyâ varlığına rağbet etmezdi.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder