UHUD HARBİNDEN BİR SAHNE
Müslümanların Mekke'den Medine'ye hicretlerinin 3. yılında yapılan Uhud harbinde okçuların yerlerinden ayrılması üzerine düşman İslâm askerini arkadan vurup bütün kuvvetleriyle Resûlullâh'a doğru hücum etti. Ashâb-ı Kiram şiddetle çarpıştı. İbn-i Kamie adında bir müşrik Resûlullâh'a (s.a.v.) bir taş atarak mübarek dişini kırdı ve mübarek yüzünü yaraladı. Mus'ab b. Umeyr (r.a.) Peygamberimizi müdâfaa ederken İbn-i Kamie onu şehid etmiş ve onu Resûlullâh zannederek 'Mu-hammed'i öldürdüm.' demişti. O zaman kim olduğu belli olmayan birisi 'Biliniz ki Muhammed öldürüldü!..' diye acı bir şekilde haykırmıştı. Bu sesin yayılmasıyla askerler kaçmaya başlamışlardı. Resûlullâh "Allah'ın kulları, bana doğru" diye çağırıyordu.
Bu sırada ashabdan ilk önce Kâ'b b. Mâlik (r.a.) miğferin altında parlayan gözlerinden Resûlullâhı tanımış, en yüksek sesiyle "Ey müslümanlar! Müjde, Resûlullâh işte!.." diye alabildiğine bağırmış, Resûlullâh da (s.a.v.) ona susmasını işaret etmiş, hemen otuz kadar ashâb Resûlullâhın yanına toplanmıştı. Nihayet müşrikleri def'eylemişler ve kalanları dağılmışlardı.
Ashâb-ı Kiram "Muhammed öldürüldü." şayiası üzerine çok sarsılmışlar ve perîşân olmuşlardı. Bazıları ümitsizlik eseri bazı şeyler söylemiş, münafıklar da kalblerindeki hastalığı dışarı vurmuş iken Enes b. Nadr Hazretleri kalkmış "Ey kavim! Eğer Muhammed öldürüldü ise Muham-med'in Rabbi diridir ve ölmez. Resûlullâh'dan sonra sağ kalıp da ne yapacaksınız? Onun muharebe ettiği uğurda muharebe edin ve onun öldüğü uğurda şerefinizle ölün!.." demiş. Sonra "Allah'ım! Münafıkların dediklerinden sana sığınırım ve şunların -yani münafıkların- yaptıklarından sana sığınırım." diye duâ ettikten sonra kılıcını çekip muharebeye atılmış ve şehid oluncaya kadar harb etmişti. Yetmiş yara aldığı rivayet olunur. Bazı ashâb da aynı suretle şehid olmuşlardı.
Bunun üzerine -ön sayfada meali yazılan- Âl-i İmrân sûresinin 144. âyeti nazil olmuştur.
|
Emeğinize sağlık. Paylaşımlarınızı severek takip ediyorum.
YanıtlaSilSaygılar.