GÜZEL AHLÂK
Bir adam Resûlullâh'ın (s.a.v.) karşısına gelerek: "Yâ Resûlallâh! Hangi amel daha fazîletlidir?" dedi.
Resûlullâh (s.a.v.) "Güzel ahlâktır." buyurdu. Sonra sağ tarafına geçerek "Yâ Resûlallâh! Hangi amel daha fazîletlidir?" diye sordu. Resûlullâh (s.a.v.) "Güzel ahlâktır." buyurdu. Sonra sol tarafına geçerek "Yâ Resûlallâh! Hangi amel daha fazîletlidir?" dedi. Resûlullâh (s.a.v.) "Güzel ahlâktır." buyurdu. Sonra arka tarafına geçerek suâlini tekrarlayınca Peygamber Efendimiz "Sana ne oluyor ki anlamıyorsun? Güzel ahlâktır. O da gücün yettiğince kızmamandır." buyurdular.
DİLDE HAFİF, MİZANDA AĞIR İKİ CÜMLE
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
"İki cümle vardır ki, dilde hafif, mîzanda ağır, Rahman ı (olan Allâh)'a da sevgilidir. (Bu mübarek cümleler) Süb-hâna'llâhi ve bi-hamdihî, Sübhânallâhi'l-azîm"dir (ki, Allah'ı teşbih ve Allah'a hamd ederim. Yüce olan Allâhü Azîmüşşânı tekrar teşbih ederim, demektir.)
Dile hafif gelmelerinin, harflerinin azlığı sebebiyle olduğu açıktır. Mîzanda ağır oluşları Rahmân'a sevimli oldukları içindir. "Sübhânallâhi ve bi-hamdihî" kelime-i tayyibe-si (güzel cümlesi), Allâhü Teâlâ'yı, zâtına lâyık olmayacak serlerden ve noksanlıklardan, kemâl mânâda tenzîh ve takdîs etmektedir.
Bu teşbihin içinde geçen hamd ibaresi (ve bihamdihî) ile Allâhü Teâlâ'nın güzel sıfatlarına, güzel fiillerine, çeşitli nimetlerine ve bol ihsanlarına şükredilir.
Çünkü her şükrün başı hamddir. Bu yüzden hadîs-i şe-rîfte şöyle buyrulmuştur: "Her kim gündüz veya gece yüz kere 'Sübhânallâhi ve bi-hamdihî' okursa, o gece veya gündüz bu teşbihi okuyanların dışında hiç kimsenin ameli ona denk olmaz."
Hem nasıl denk olabilir ki?. Çünkü her amel ve ibâdet Allâhü Teâlâ'ya bir şükürdür. Bu tesbîhin bir kısmıyla (bu şükür) edâ edilmiştir. Teşbihin, Hak sübhânehûyu tenzih ve takdîs için olan diğer kısmı (Sübhânallâhi'l-azîm) de bu şükür üzerine ziyâdedir.
O halde bu teşbihi her gece ve gündüz yüz defa okumalıdır... (İmâm-ı Rabbani Mektubat, 1/307-308)
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder