“BEN DE PADİŞAHIM”
Osmanlı padişahlarından Sultan İbrahim, cömert ve merhametli biri idi. Fakirlere çok ihsanları vardı. Hazine gelirlerinin muntazam toplanıp, yerli yerince sarfına, maaşların gecikmeden ödenmesine dikkat ederdi. Tebdil-i kıyafetle şehirde dolaşır, halkın ihtiyaçlarını yerinde gözetlerdi. Bir defasında padişah Edirne'de iken halktan biri ileri çıkıp padişahı selâmladıktan sonra; "Padişahım! Benim bir şikâyetim vardır." deyince, Sultan; "Söyle de tedbir edelim. Haklıysan haksızı cezalandıralım." dedi. O adam da şöyle anlattı: "Padişahım! Kerim Ağa de-nen eşkıya bana zulmetti. Malımı, mülkümü alıp çoluk çocuğumla sokaklara attı. Memleketin varlıklı ailelerinden iken, bir lokmaya muhtaç oldum."
Padişah şahitleri dinledikten sonra, Kerim Ağa'yı getirtti ve ona sordu
"Ağa! Hakkında şikâyet var Mazlumları soyar, malların alarak sokaklara atarmışsın Doğrumudur?"
Ağa özür dileyeceği yerde, ileri geri konuşmaya başladı;
"Ben yeniçeriyim" diye diklendi. Bunun üzerine padişah hiddetle yerinden kalkıp adamın yakasından tutarak;
"Bre densiz! Sen yeniçeri isen, ben de padişahım!" dedi!
Ağa cezalandırılıp haklıya hakki teslim edildi...
Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci
AKKA MÜDAFAASI
Fransa İmparatoru Napolyon'un gözü Mısır'da idi. Fransız ordusu, 1798 yılında 450 parçalık donanmayla gelip, İskenderiye önlerinden 60 bin kişiyle Mısır'a çıktı. Napolyon, Gazze'ye, oradan da Filistin'e doğru ilerlemeye başladı. Akka Kalesi önlerine geldi ve 18 Mart 1799 Cuma günü muhasaraya başladı. Kale komutanı Cezzar Ahmed Paşa kaleyi savunuyordu. Her hücum püskürtüldü. Yenilmez unvanı taşıyan Napolyon, kaleyi alamayınca 21 Mayıs'ta çekilmek zorunda kaldı. Ordusunun da yarısını kaybetti. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder