KİMSESİZLER
Bir sabah kahvaltıda, çayımı yudumlarken,
Bir çocuk sesi geldi, kulacıma aniden.
"Amcacığım sadaka!" diye yalvarıyordu,
incecik zarif sesi, soğuktan titriyordu.
Ayağında çizmeler, her çizmede bir delik,
üstündeki elbise, sanırsın kırk senelik.
Pantolonu kısacık, ceketi ise boldu,
Ben onu seyrederken, gözlerim yaşla doldu.
Aşağıya inerek, kapıyı araladım,
Yavrucuğum, gelsene!" diye onu çağırdım.
Çam yeşili gözlerden, iki damla süzüldü,
Mini mini ağzından şu feryatlar döküldü.
Bugüne kadar bana, kimse yavrum demedi,
Kucağını açarak, kimse gülümsemedi.
Üç günden beri açım, bir yiyecek yemedim,
Fakat gidip kimseden bir şey de istemedim.
Ne annem var, ne babam, amcam sizlere ömür,
Geçenlerde kaybettik, tam otuzdokuz gündür.
Amcam da ölünce, ben şu sokaklarda kaldım."
"Üzülme yavrum dedim, seni yanıma aldım.
Unutma ben de senin gibi bir kimsesizim,
Senin gibi bir kardeş arayan kardeşsizim."
O anda kardeş olduk, artık sarmaş dolaştık,
Sanki bir anlık değil, kırk yıllık arkadaştık.
Mahmut Öztürl
NENE HATUN
Türk kadınının kahramanlık sembolü olan Nene Hatun, 1857'de Erzurum'da doğdu. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Ruslar, Erzurum'a kadar gelmişlerdi. Şehrin savunması sırasında Erzurumluların kadınlı erkekli yaptığı mücadele, tarihin şanlı sayfalan arasındadır. Aziziye Tabyasını geri almak için taş, sopa, kazma, kürekle gırtlak gırtlağa yapılan mücadeleye Nene Hatun da çocuklarını evde bırakarak katılmıştı. Nene Hatunun oğlu da Çanakkale'de şehit olmuştur. 1955'deki Anneler Günü'nde, "Anneler Annesi" seçilen Ne-ne Hatun, aynı sene 98 yaşın-da vefat etti. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder