FATİH'İN VEFATI
Tarihin en büyük hükümdarlarından olan Fâtih Sultan Mehmed Hân, 3 Mayıs 1481'de vefat etmiştir. Daha 22 yaşında iken, İstanbul'u alarak, Bizans İmparatorluğu'na son veren bu büyük hükümdar, Amavutluk'u, Bosna ve Hersek'i almış, Yunanistan'ın fethini tamamlamış ve Balkanlar'ı idaresi altında birleştirmiş, Trabzon-Rum Pontus Devleti'ne son vermiştir. Toplam 2 İmparatorluk, 4 Krallık, 6 Prenslik ve 5 de Dukalık olmak üzere, 17 devlet fethetmiştir. Fâtih Sultan Mehmed Hân, Osmanlı padişahlarının yedincisi, II. Murad Hânın oğlu ve II. Bâyezid Hânın babasıdır. 1431'de Edirne'de doğdu. Fâtih Sultan Mehmed Hân, çok cesur ve çok zekî olduğu kadar, çok mükemmel yetişmiş bir hükümdardır. Arapça, Farsça, Lâtince, Yunanca, Sırpça bilir, Avrupa ilim ve tekniğini çok iyi takip ederdi. Astronomi, matematik, askerlik, tarih, coğrafya bilgisi çoktu. Kelâm ve matematikte devrinin otoritelerindendi. Avnî mahlâsıyla şiirler de yazdı.
Fâtih, çok sır saklardı. "Sırrıma sakalımın tek telinin vâkıf, olduğunu bilsem, hepsini keserim." sözü meşhurdur
Osmanlı şehzadelerinin eğitimi, 5-6 yaşından itibaren başlardı. Ayrıca; silah kullanma, ata binme, ok atma, aylanma, gürz kullanma... gibi dallarda da en iyi bir şekilde yetişirlerdi. Gençliklerinde ise; devlet idaresine hazırlanmak için, sancaklarda vazifeye başlarlar; buralarda, padişahlık sırasını beklerlerdi. Meselâ; Fâtih Sultan Mehmed Hânı yetiştiren, devrin en meşhur hocalar kadrosu, şu âlimlerden kurulu idi:
ŞEYHÜLİSLÂM: Molla Hüsrev, Molla Gürânî.
MUTASAVVIF VE TIP ÂLIMI: Akşemseddin.
VEZİR: Molla Hayreddin, İbni Temcîd, Hoca Yusuf Sinan Paşa.
VEZİR VE ŞÂİR: Molla Ayaş, Bursalı Ahmet Paşa.
NİŞANCI: Çelebizâde Abdülkadir Amidî, Hasan Çelebi, Hatipzâde Mehmet, Molla Sirâceddin Paşa.
KAZASKER: Müslihiddin Mustafa Efendi.
MÜDERRİS: Kınalı Abdülkadir Hamidî. |
FIKRA
CENAZE
Amerika’da ölen bir kadın için kilisede cenaze töreni düzenlenmişti.
Tören sonunda cenaze görevlileri tabutu taşırken, tabutun ön bölümünü
yanlışlıkla kilisedeki sütunlardan birine çarptılar. Bu olaydan sonra
tabuttan bir inilti sesi duyuldu. Tabut açıldı ve öldüğü sanılan kadının
yaşadığı anlaşıldı. Bir süre hastanede tedavi edilen kadın iyileşti ve 10
yıl daha yaşadı. 10 yıl sonra öldüğünde ise cenaze töreni yine ayni kilisede
yapıldı. Tören sonrası görevliler tabutu taşırken, kilisedeki aynı sütunun önüne geldiklerinde, ölen kadının kocasının, arkalardan sesi duyuldu;
"Lütfen sütuna dikkat ediniz..."
ÖPTÜRECEKSE ÖPTÜRSÜN
Delikanlı,nişanlısı ilegezip dolaştıktan sonra evine getirmiş.Kapıda tam ayrılacakları vakit bir elini duvara dayayarak kızcağızı kendi ile kapı arasına sıkıştırmış;
-"Bir kerecik öpeyim hayatım..
-"Olmaz,komşular görür.."derken tartışma uzamış,
O sırada kapı açılmış ve kızın küçük kardeşi gözlerini oğuşturarak ablasına seslenmiş;
-"Babam diyor ki...Öptürecekse öptürsün,yoksa ben aşağı inip o herifi öyle bir öperim ki bir daha unutamaz..Hem söyle elini de diyafonun düğmesinden çeksin..." |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder