17 Ağustos 2011 Çarşamba

21 Temmuz 2011


































Bugün 21 Temmuz 2011 20 Şaban 1432 Temmuz: 8 Hızır 77 Ay'a İlk İnsanın Ayak Basması (1969) - Sultan II.Abdülhamid Hana Yıldız Sarayı Suikastı (1905)


HADİS-İ ŞERİF


 


Kim ödemek arzusu ile insanların malını alır ise, Allah (onun borcunu) ona bedel eda eder. Kim de telef etmek niyetiyle halkın malını alırsa, Allah onu telef eder .Ravi: Buhari


 


.... UZAYDA GÖRDÜKLERİM


Astronot John Glenn, uzaya gidip döndükten sonra, intifalarından bacılarını söyle anlatmaktadır:


"Bilindiği gibi ışık, saniyede 300 000 km yol katediyor, yani bir saniyede dünyanın etrafını 7 defa dolaşıyor. Kâinatımızın boyutlarına bir göz atarsak, hayretimiz daha da artacaktır. Çünkü galaksimizin çapı, yaklaşık olarak 30 000 ışık yılıdır ve kendi yörüngesi etrafında 200 milyon ışık yılında dönmektedir. Güneş sisteminin ne muazzam bir manevra meydanı olduğunu, bilmem idrak edebiliyor musunuz? Bu galaksinin dışında, milyonlarca galaksi daha vardır. Hepsi müthiş bir süratle bir-birinden kaçıyor gibi dönüyor.


Teleskopla dört yönümüze bakıp kâinatın ölçüsünü vermek istersek, en az 2 milyar ışık yılı uzunluğunda olduğunu söyleyebiliriz.


Bir de en küçük eleman olarak bilinen atomun yapısını ele alalım: Bu küçük zerrecikler, güneş sisteminin bir benzeri olan yapıları ile, aynı kudretin eseri olduğunu gösteriyor ve tıpkı yıldızlar gibi, bir çekirdeğin etrafında, muntazam bir şemaya göre dönüp dururken, $ kudrete göre büyük-küçük farkı olmadığını ispat ediyorlar Acaba bizler, füzelere uzaktan kumanda eden bir kuvvetin* tesirlerini, son derece net bir şekilde görüp kabul ederken güneşi ve bütün yıldızları, hücredeki atomların, boşlukta pervane gibi dolaştıran kudreti nasıl inkâr edebiliriz?


Bazen ufacık füzelere bile hakim olamazken, o akıl almaz hız ve büyüklükteki yüz milyarlarca kütlenin, en ufak bir hata dahi yapılmadan gezdirilmesine, nasıl tesadüf diyebiliriz? Ben şahsım adına, sadece şunları söylemekle, yetineceğim: Uzaya çıkıp o muhteşem manevra meydanını gördükten sonra, tesadüf kelimesini ağzıma almaktan utanıyorum."


FIKRA


 


Karadeniz'de bir köyden geçen bir yabancı arabasıyla bir tavuk ezer. Kaçacaktır ama korkar. Dönüşte gene aynı köyden geçecektir. En iyisi sahibini bulup


parasını vermek. Muhtarı bulur durumu anlatır. Tavuğu verir. Ancak tavuk dümdüz olmuştur. Muhtar köylüleri tek tek çağırır. Tavuğu gösterir. Hiç kimse tavuğa sahip çıkmaz. Muhtar sonucu yabancıya açıklar:


- Bizim köyde yamyassı tavuk yoktur.


GÜNÜN SÖZÜ


 


Tenkit kolay, sanat güçtür.


Destouches


YEMEK MENÜSÜ


·          MELEMEN


·          MAKARNA


·          YOĞURT


·          MEYVE


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: AKINTAN: (Tür.) Er. - Tan yeri ağa­rırken yapılan akın


Kız: BERRİN: (Fars.) Ka. - Yüksek yüce.


MANİ


 


Büyüklenip deme ben!


Peki de kibrini yen!


Çok nimete kavuşur,


Peki, efendim diyen.


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Doktorla, cellat arasındaki benzerlik nedir?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: Mıknatısla.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler