SAĞLAM MÜŞTERİ
Fâtih Sultan Mehmed Hân zamanında, Karadeniz kıyısındaki Amasra şehri, Müslümanlar arasında kalmış bir Hisardı. Kralı dahi Frenk'ti. Ana-dolu'dan kaçan esirler, o hisara girip kurtulurlardı. Amasralı tekneler dahi bazen, denize açılıp, Karadeniz'de korsanlık ederlerdi...
Bunların hâlleri, Mücâhidler Sultanı Fâtih Sultan Mehmed Hânın kulağına erişti. Padişah sordu:
- Orası ne biçim yerdedir ki, Cennetlik babam ve dedelerim niçün bırakmışlar orasını?
Veziri cevap verdi:
- Devletlû Sultanım! Ol hisarın alınmayışına sebep, ola ki; Amasra'yı dahi, Sultanım fethede... Hak teâlânın takdiri,
böyle kararlaştırılmış ola...
Padişah şöyle buyurdu:
- Tezce hazırlık görün ki, varalım... Allahü teâlâ, neyi mukadder kıldıysa, onu dahi görelim...
Koca Vezir gemileri donattı. Güvendiği yoldaşlarla, Amasra'ya yolladı...
Padişah dahi, ordusu ile karadan yürüdü. Akyazı'dan aşıp Bolu'ya çıktı. Oradan da varıp, Amasra'ya indi.
Denizden tekneler dahi gelip, Amasra'nın limanına girdiler. Lenger atıp, palamar bağladılar... (Demir atıp, halat bağladılar.)
Amasra Tekfuru gördü ki; kendisinin gayet sağlam müşterisi çıktı!.. Şu kadar sağlam ki; kendisi Hisarı satsa da sat-masa da, Fâtih Sultan Mehmed Hân alacaktır!..
Hisarda bulunan kendi adamlarına dedi ki:
- Ey yoldaşlar!.. Bu müşteri, bizim Hisarı minnetsiz alır, Yaylarımızı eğriltir, oklarıma ufaltırlar. Kendi kılıçlarımızla, kendi boyunlarımızı keserler. Bütün bunlar başımıza gelme-; den, hoşlukla hisarı verip, hoş, kişi olmak yeğdir...
Ve öyle de yaptılar. Hisarın kilidini Fâtih Sultan Mehmed Hâna teslim ettiler.
O gün Cuma idi. Bütün askerlerle kılınan Cuma namazında, İslâm Hutbesi okundu.; Bu tarihten sonra da o hisar ve çevresi Osmanlı yurdu oldu. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder