Bugün 1 Kasım 2009 15 Zilkade 1429 T.Evvel: 19 Hızır:180 Cezayir'de Bağımsızlık Savaşı (1954) |
HADİS-İ ŞERİF
Kim ki, güneş batıdan doğmadıkça tövbe ederse, Allah onun tövbesini kabul eder. (Müslim). |
|
HZ. ŞUAYB ALEYHİSSELÂM
Şuayb (a.s.)'ın bir adı da Yesrûn'dur. Beşinci dedesi İbrâhîm (a.s.)'dır. Hz. Şuayb'ın ninesi ise Hz. Lût'un (a.s.) kızıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); "Şuayb (a.s.), kavmine güzel davranması ve iyi muamelesi sebebiyle peygamberlerin hatîbi unvanını almıştır." buyurmuşlardır.
Allâhü Teâlâ onu tüccar olan Medyen halkına peygamber olarak göndermişti. Tartı ve ölçülerini eksik tutarak halkı aldatırlardı. İsyan ve küfür ehli olmalarına rağmen Allah onları bol nimetlerle refahın zirvesine çıkarmıştı. Bu hâl ise onlar için bir istidrâc idi. Hz. Şuayb (a.s.) onlara, "Ey benim kavmim, Allah'a İbâdet edin ki ondan başka İlâhınız yoktur ve ölçüyü tartıyı eksik tutmayın. Şüphesiz siz bir nimet İçinde bulunuyor; alışveriş ediyorsunuz, İnsanların hukukuna riâyet ederek AllâtVa şükretmellslnlz. ölçüyü, teraziyi noksan tutup da hayrı berbat etmeyin. Bu halde devam ederseniz elinizdeki hayrı zâyl' ettikten başka, hiçbirinizin kurtulamayacağı umumî bir azaba giriftar olursunuz." dedi. Fakat onlar sapıklık ve azgınlıklarına devam ettiler.
Hz. Şuayb çok namaz kılar idi. "Yâ Şuayb! dediler; atalarımızın taptıklarını terk etmemizi veya mallarımızda dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor? Hakîkaten sen, çok akıllısın." (Hûd Sûresi, âyet 87) diyerek alay ettiler. Bir taraftan putlara taptılar bir taraftan da namazı tahkîr ettiler.
Hz. Şuayb (a.s.) onlara nasihat etti ise de Allah'ın peygamberine ehemmiyyet vermediklerinden, herkesin hissiyatını kendi nefisleriyle ölçtüklerinden, bir insanın şahsî ve dünyevî bir men-faati olmaksızın samimî olmasını kafalarına sığdıramadılar, ihlâs ve tevekkülü anlamak için kendilerinde bir misâl bulamadılar ye tevhidi tanımadıklarından; bir kör tabîatçı kafasıyla düşündüklerinden beşerin isyanı ile bazı semavî âfetler arasında bir alâka bulunabileceğine ihtimâl vermediler ve; "Ey Şuayb, söylediklerinden çoğunu iyi anlamıyoruz." dediler.
Nihayet; "Ne zaman ki emrimiz geldi, Şuayb'ı ve maiyye-tinde îmân edenleri tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık; o zulmedenleri ise, bir sayha yakaladı da diyarlarında çökekal-dılar. Sanki orada şenlik kurmamışlardı. Bak, Semûd def olduğu gibi Medyen de def'oldu gitti" (Hûd Sûresi, âyet 94-95) |
FIKRA
Nasrettin hoca bir gün camiye gitmiş, ancak bakmış ki cami dolu... Hoca caminin bahçesindeki ağaca çıkmış ve namazını kılmış. Ardından, "Allahım, namazımı kabul et!" demiş. Ağacın altında olan biteni seyreden bir adam "Etmem!" demiş. Hoca duasını tekrarlamış, "Allahım, namazımı kabul et!" Adam yeniden "Etmem!" deyinca, hoca, "Etmezsen etme!.. Ben de apdest almamıştım ki!.. (Hasan Özpolat) |
GÜNÜN SÖZÜ
Bir dert atlatıldıktan sonra,insana bir kazanç olur.
Goethe |
YEMEK MENÜSÜ
· MERCİMEK ÇORBA
· ETLİ TÜRLÜ
· TEPSİ BÖREK
· KOMPOSTO |
ÇOCUĞUNUZA İSİM
Erkek: ŞAHAN : Padişahlar, hükümdarlar, tahtlar.
Kız: BAHAR: Yazla kış arasında olan mevsim. Güzellik,gençlik çağı.
|
MANİ
Patlıcanı haşladım
Doldurmaya başladım
Dediler yarin gelmiş
Oynamaya başladım |
KARİKATÜR
|
BİLMECE
Sıra sıra odalar, Birbirini kovalar.
Cevabı Yarın.
Dünkü Cevap: (sel) |
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder