Bugün 10 Aralık 2009 24 Zilhicce 1429 T.Sani: 27 Kasım:33 İmam-ı Rabbani (k.s.)Hazretlerinin irtihali (29 Sefer 1034/1624) – İnsan Hakları Beyannamesinin Yayınlanması (1948) – İnsan Hakları Haftası (10-16 Aralık) |
HADİS-İ ŞERİF
Pek çok günahları olan bir kimse dahi olsa, zulme uğrayanın bedduası kabul görür. Fasıklığı kendine...
(Ramuz). |
|
ÂHİRETE AİT BÂZI HÂLLER
Amel Defteri: Her insanın, dünyâda iyi ve kötü, küçük ve büyük bütün işledikleri melekler tarafından yazılmış olan defterdir. Âhirette sahibine verilecek, "Al kitabını, okul" denilecektir. Mîzân: Mahşerde herkesin iyi ve kötü amellerini tartmağa mahsus, manevî bir terazidir. Sırat: Cehennemin üzerine kurulmuş, üzerinden geçilmesi pek zor bulunan bir köprüdür. Allâhü Teâlâ'nın muhterem kulları pek kolaylıkla, hattâ bir kısmı şimşek gibi geçip cennete gireceklerdir. Kâfirler ile şefaate kavuşamayan veya şefaati inkâr eden bir kısım mü'minler de geçemeyip cehenneme düşerler. Cennet: Hatır ve hayâle gelmeyen sayısız nimetler âlemidir. Mü'minler cennette pek büyük nimetlere ereceklerdir. Husûsiyle Allâhü Teâlâ'yı mekândan, zamandan münezzeh ye şân-ı ulûhiyetine lâyık olarak vakit vakit görmek şerefine nail olacaklardır ki, buna "Ru'yetullah" denir. İmân sahipleri bu ni'mete nail olduklarında cennetin şâir bütün nimetlerini, zevklerini unutacaklar, en büyük, en ulvî, en rû-hânî bir zevke dalacaklardır. Cehennem: Bütün kâfirler ve bâzı günahkâr mü'minler için yaratılmış, yedi derekeye, aşağı tabakaya bölünmüş bir azâb âlemidir. Burada kâfirler ebedî surette azâbda kalacaklar, günahkâr mü'minler ise bir müddet azâb gördükten sonra affolunarak cennete konulacaklardır. Kevser Havuzu: Mahşer günü Allâhü Teâlâ'nın Pey-gamberimiz'e (s.a.v.) ihsan buyurduğu gayet büyük bir havuzdur. Bunun pek tatlı, berrak suyundan mü'minler içecek, mahşerin dehşetinden ileri gelen hararetlerini gidereceklerdir ve bir daha su sam ayacaklardır. Şefaat: Âhiret günü bir kısım günahkâr mü'minlerin affedilmeleri ve itaatli mü'minlerin de yüksek mertebelere ermeleri için Peygamberimizin (s.a.v.) ve şâir büyük zâtların Allâhü Teâlâ'dan niyaz ve istirhamda bulunmaları, istemeleridir. Allah'ın izin verdiklerine şefaat ederler. Âhirette bütün insanlara âit muhakeme ve muhasebenin bir an evvel yapılması için en büyük şefaat, bizim peygamberimiz Muhammed Mustafâ (s.a.v.) Hazretleri'nindir. Onun bu şefâatına, şefâat-ı uzmâ denir. Ve onun hâiz olduğu yüksek makama, Makâm-ı Mahmûd denir.
|
FIKRA
At nalının insanlara uğur getirdiğine inanan biri, Hoca’ya sormuş:
- “Hocam, at nalı insana uğur getirirmiş, evin kapısına assak günah olur mu?” Böyle hurafelerin dine aykırı olduğunu her zaman anlatan hoca, bu sefer farklı bir yöntemle cevap vermiş:
- “Eğer uğur getiriyorsa, asabilirsin Ama bence getirmez Çünkü atlarda bir değil, dört nal olmasına rağmen şimdiye kadar bir faydası olduğunu görmedim aksine akşama kadar yediği kamçının, taşıdığı yükün ve koşturulduğu yolun hesabı yoktur” |
GÜNÜN SÖZÜ
Siz kendinize inanın,başkaları da size inanacaktır.
Montaigne |
YEMEK MENÜSÜ
· Omlet,Peynir,Yeşil zeytin, Tereyağı, Bal, Süt,Salatalık |
ÇOCUĞUNUZA İSİM
Erkek: ZADE: (Fars.) Er. 1. Evlat, oğul. 2. Dürüst, doğru adam.
Kız: YÜCE: (Tür.) - Yüksek, büyük, ulu, bala. - Erkek ve kadın adı olarak kullanılır. |
MANİ
Bağa yendim üzüme
Diken battı gözüme
Ne dedim niye küstün
Eğri baktın yüzüme |
KARİKATÜR
|
BİLMECE
Damlaya damlaya ne olur?
Cevabı Yarın.
Dünkü Cevap: Şeftali |
|
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder