BORÇ VERMENİN FAZİLETİ
Büreyde (r.a.) demiştir ki: Bir kere Resûlullâh'ın (s.a.v.): "Kim ki, fakir bir borçlunun borcunu bolluğa ulaşıncaya kadar mühlet verirse, o kimseye mühlet verdiği her gün için borç mikdarı kadar sadaka sevabı vardır." buyurduğunu işittim. Sonra bir kere de Resûlullâh'ın (s.a.v.):
"Kim ki, borç verdiği fakirin borcuna bolluğa ulaşıncaya kadar mühlet verirse, o kimseye mühlet verdiği her gün için, borcun iki misli sadaka sevabı verilir." buyurduğunu işittim. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem'e:
Yâ Resûlallâh! Fakir bir borçlunun borcuna verilen vadenin her günü için bir kere borcun bir misli, bir kere de borcun iki misli sevab verilir, buyurduğunuzu işittim, dedim. Resûlullâh (s.a.v.) :
"Her gün borcun bir misli sadaka sevabı verilmesi, borcun vâdesi geçmeden evvelki günlere aittir. Borcun vadesi geçip de alacaklının onu mühlet verdiği günler için de borcun iki misli sevab verilir." buyurdular.
İLMİHAL:.............................................. AMEL
îmânın kemâli, farz olan ameller iledir. Farz olan ameller Kelime-i Şehâdet'ten sonra her gün beş vakit namaz kılmak, Ramazân ayında her gün oruç tutmak, üzerinden bir yıl geçmiş malın zekâtını vermek ve gücü yeten kimse ömründe bir kere hacc etmektir.
İslâm işte bu beş şey üzerine bina olunmuş beş direkli bir çadıra benzer ki Kelime-i Şehâdet onun orta direği, namaz, oruç, zekât ve hacc diğer direkleri gibidir. Bunların aslı ve önde geleni ve Müslümanlığın alâmeti namazdır.
Onun için her bâliğ(ergen) ve akıllı olan Müslüman, imânın altı şartını belleyip inandıktan sonra namazın farzlarını ve vaciplerini öğrenerek beş vakit namaz kılmayı diğer işlerine tercîh etmeli ve evlâdına ve evlâdı hükmünde olanlara da yedi yaşına girdiklerinde öğretmelidir.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder