AKAİD: SEVÂD-I A'ZAM: EHL-İ SÜNNET VE CEMÂAT
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
• Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bir fırkadan başkası cehennemliktir." 'O hangi fırkadır, yâ Resûlallâh?' diye sorulduğunda Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Benim ve ashabımın yolunda olanlardır." buyurdular.
• Ümmetim dalâlet üzerine toplanmazlar. Şayet bir ihtilâf görürseniz, sevâd-ı a'zam(ehl-i sünnet ve cemâat) a sıkıca sarılınız.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyurdular ki:
Ey necib ve bahtiyar evlâdım! İnsanın inancını, kurtuluşa erecek olan fırkanın (ehl-i sünnet ve cemâatin) görüşlerine uygun olarak tashih etmesi, düzeltmesi lâzımdır. Bu Fırka-i Naciye; ehli sünnet ve cemâat (rıdvânullâhi teâlâ aleyhim ecmaîn) üzere olan fırkadır ki onlar sevâd-ı a'zam ve pek kalabalık bir cemâatdir. Akâid bu şekilde tashîh edilirse uhrevî ve ebedî kurtuluş tasavvur olunur.
Kötü (bozuk) itikat -ki bu ehli sünnet ye cemaata uymayan inançlardır- öldürücü zehirdir ve ebedî ölüme ve azaba götürür. Amelde müdâhene (iki yüzlülük) ve ihmâlin mağfiret edilmesi ümid olunur. Ancak i'tikatda müdâhene de mağfirete ihtimâl bile yoktur. Allâhü Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Doğrusu Allah kendine şirk koşulmasını mağfiret etmez, ondan berisini dilediğine mağfiret buyurur." (Nisa Sûresi, Âyet 48)
MEDENÎLERE (!) İTHAF
Kanunî Sultan Süleyman'ın 1538 târihine tesadüf eden Boğdan Seferi'nde 29 Ağustos Perşembe günü iki asker bir ev yakma suçundan dolayı idam edilmiştir.
O zamanki kanuna göre sefer hâlinde bir ordu; düşman bir memlekette bile, ahâlinin canına, malına, mülküne ve hattâ tarlasındaki ekinine bile tecâvüz edemeyecek kadar sıkı bir düzen altında bulundurulurdu.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder