ÖYLE KİMSELER VARDİR Kİ...
Ebû Hureyre (r.a.) buyurdular ki: Biz Resûlullâh'ın (s.a.v.) yanında otururken Cuma Sûresi nazil oldu Resûl-i Ekrem (s.a.v.) bu sûrenin "(O peygamberi Allah) ümmî (Arap) lardan başka bütün ümmetlere de gönderdi ki onlar henüz bunlara ulaşmadılar (ilerde ulaşacaklar.) mealindeki (Cum'a Sûresi'nin 3.) âyetini okuyunca:
"Yâ Resûlallâh! Biz Ashabına yetişmeyen kimseler kimlerdir?" diye soruldu. Resûlullah (s.a.v.) cevap vermedi. Suâli soran üç defa tekrar etti. Aramızda Selman-ı Fârisî'de (r.a.) vardı. Resûlullah (s.a.v.) mübarek elini Selmân'ın üzerine koydu. Sonra: "Şunlardan öyle kimseler vardır ki, îman Süreyya (yıldızının) katında olsa muhakkak ona yetişir, bulur." buyurdu.
BİŞR-İ HÂFÎ (K.S.) HAZRETLERİNDEN
Horasan'ın Merv şehrinde ve Bağdat'ta yaşayan bü-vük velilerden ve zamanının muhaddis(hadis âlimlerinden Bişr-i Hâfî (k.s.) (v. H.227) Hazretleri Allah'ın kendisine fazlını ve ikramını şöyle anlattı:
Başıboş dolaşan bir adam idim. Bir gün yolda giderken bir kâğıt gördüm. Onu aldım baktım, bir de ne göreyim, kâğıtta besmele-i şerîfe yazılıydı. Onu temizledim ve cebime koydum. Yanımda da sadece iki dirhemim vardı. Başka da param yoktu. Attara gittim ve o iki dirhemle misk kokusu aldım ve besmele yazılı kâğıda sürdüm O qece rüyamda bana "Ey Bişr! Bizim ismimizi yoldan kaldırdın ve güzel kokular sürdün. Biz de senin ismini dünyâda ve âhirette yüceltip güzelleştireceğiz." denildi. İşte (Allah'ın fazlından ve ikramından) ne olduysa bundan sonra oldu. Bişr-i Hâfî Hazretleri buyurdular ki:
• Akıllı kimse, hayrı ve şerri bilen değil, hayrı gördüğü zaman uyan, şerri gördüğü zaman sakınan kimsedir.
• İşlerin en çirkini âhiret ameliyle dünyâyı istemektir.
• Günâhlarını gizlediğin gibi iyiliklerini de gizle.
• Dünyâ sıkıntısından dolayı üzülüyorsan, ölümü hatırla. Çünkü o dünyâ sıkıntısını giderir.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder