ÂLİM, ŞÂİR, KUMANDAN FÂTİH SULTAN MEHMED HAN
Fâtih Sultan Mehmed Han, daha şehzadeliğinde dînî ve aklî ilimleri öğrendi. Bu ilim sayesinde o devirlerde eşine rastlanmayan medenî bir devlet teşkîline, harp sanatının bir başlangıç noktası olacak şekilde tesis ve tertîbine ve devlet idareciliğinin bütün inceliklerine vâkıf oldu. İleride kazanacağı hükümdar unvanını âlim sıfatıyla süsleyecek derecede çeşitli ilimlerden tam olarak istifâde etti; Arapça, Farsça, Latince, Yunanca ve İbrancayı öğrenerek Doğu'-nun ve Batı'nın bütün geçmişine tamâr™ ile vâkıf oldu...
Fâtih Sultan Mehmed Han, dîninin ve devletinin bekası için gereken fetihlere, bu maksada erişmenin en zor tarafı olan İstanbul'dan başladı.
Zor zamanlarda bıkkınlık ve gevşeklik göstererek vazgeçmenin âcizlerin işi olduğunu, üstün seciyeli kişilerin ise mutlaka bir çıkış yolu bulması gerektiğini bilen Fâtih Sultan Mehmed Han, Halic'in zincirlerini geçemeyince dağları taşları deryaya çevirircesine, gemilerini karadan yürüttü.
Fâtih Sultan Mehmed Han ateşli silâhlara ve güzel bir plan yapmaya her zaman çok ehemmiyet vermiştir. Onun, Işkodra muhasarasına götürdüğü yalnız ateşli silâhlarla donanmış ordu dünyâda bir ilktir. Bu itibarla sultan, şimdiki harp sanatının ilk hocası sayılır. Onun devletine yadigâr ettiği usûl Osmanlı ordusuna, mahir kumandanlar elinde dünyâyı titretecek zaferleri temin etmiştir.
Fâtih Sultan Mehmed Han'ın askerî dehâsı yanında siyâsî ve idarî kabiliyeti de son derece dikkate şayandır. Bunun en büyük tezahürü, tertîp ettiği meşhur Kanunnâmedir ki bununla devlet binası âdil ve kalıcı bir temel üzerine tesis edilmiştir. Bu Kanunnâmede Halic'i dolmaktan korumak için kenarlarına ayrık otundan başka bir şey dikilme/nesi gibi idarenin en cüz'î tafsîlatı bile yer alır. Onun İstanbul'a da'vet ettiği ilim ve fen adamlarıyla memleket bir ilim yuvası, Osmanlı sarayı cihanın en büyük mektebi hâline gelmiştir.
Mısra: Kulluğundan eîmesün âzâd Allah'ım beni.
Avnî (Fâtih Sultan Mehmed)
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder