İMÂM-I AZAM EBÛ HANÎFE (R.A.)
İmâm-ı A'zam Hazretleri, Tabiînin büyüklerinden olup, Ashâb-ı kiramdan Enes bin Mâlik'i (r.a.) ve ayrıca altı zâtı görmüş ve onlardan hadîs-i şerif rivayet etmiştir. Künyesi Ebû Hanîfe, ismi Numân'dır. Babası Sabit, Kûfe'de Hz. Ali ile görüşmüştür. Hz. Ali, kendisine ve zürriyetine bereket ve hayırla duâ etmiştir.
Hz. Alî (k.v): "Şehriniz Kûfe'den birisini size haber vereyim mi? Künyesi Ebû Hanîfe'dir. Kalbi ilim ve hikmetle dolar. Râfızîlerin Hz. Ebû Bekir ve Ömer sebebiyle helak oldukları gibi, âhir zamanda da onun sebebiyle niceleri dalâlete düşerler." Yani İmâm-ı A'zam Hazretlerini beğenmeyen, ilmine, içtihadına değer vermeyen o müçtehidse,, ben de müçtehidim diyen birçok kimseler helak olur.
İmâm Muhammed Bakır Hazretleri, Ebû Hanîfe'ye: "Seni şöyle görüyorum ki, ceddim (Peygamber Efendimizin sünneti sönmek üzere iken onu sen ihya edersin. Her feryâd edenin imdadına yetişirsin. Dertlilere deva olursun. Hayrette kalanlar durakladıklarında sana sorarlar, yollarını kaybedenlere sen doğru ve açık yolu gösterirsin." buyurdu.
İmâm-ı A'zam Hazretleri dört bin büyük âlimden ilim almıştır. Resûlullâhın asrından sonra en hayırlı asırda takva ile içtihâd eyledi.
İmâm-ı A'zam Hazretleri çok takva sahibi idi. Helâl kazanmak için ticâret yapardı. Zerre kadar şüphesi olsa, yüzlerce altını, fakirlere, âlimlere verirdi.
İmâm Züfer buyurdu: "İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe'nin derslerine yirmi yıldan fazla devam ettim. İnsanlara onun kadar nasîhat veren ve müşfik olanını görmedim. O bütün kuvvetini Allah için harcardı. Gündüzün büyük kısmında fıkıh meselelerinin ve dînî suâllerin halli ve ilim öğretmek ile meşgul olurdu. Ders meclisinden kalkınca; ya bir hastayı ziyaret, ya bir cenazeye iştirak, ya bir fakî-re yardım, yahut bir din kardeşini ziyaret eder, ihtiyâçlarını gidermeye çalışırdı. Gecelerini Kurân-ı Kerîm okumaya, Rabb'ine ibâdete ve namaz kılmaya ayırırdı. Vefat edinceye kadar bu hâl üzere idi." Rahmetullahi aleyh.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder