"İŞİN BAŞI ŞEHÂDET KELİMESİ, DİREĞİ NAMAZ..."
Muaz b. Cebel (r.a.) şöyle anlatıyor: Bir yolculukta Resûlullâh (s.a.v.) ile beraberdim. "Yâ Resûlallah! Beni cennete girdiren ve beni cehennemden uzaklaştıran şeyi bana haber ver." dedim.
Resûlullâh (s.a.v.): "Sen büyük bir şey sordun. O Allah'ın kendisine kolaylaştırdığı kimse için kolaydır; Allah'a ibâdet edersin, ona hiçbir şeyi ortak etmezsin, namazını kılarsın, zekâtını verir, ramazan orucunu tutarsın, hac edersin." buyurduktan sonra, "Sana hayır kapılarını söyleyeyim mi?" buyurdu. "Evet, yâ Resûlallah!" dedim. "Oruç kalkandır, sadaka, suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları söndürür, kişinin gece kalkıp namaz kılması sâlihlerin şiarı (alâmeti)dir." buyurdu.
Sonra "Yanları yataklarından uzaklaşır, korku ve ümid içinde Rablarına duâ ederler..." mealindeki (Secde-16) âyetini okuduktan sonra:
"Sana işin başını, direğini, en mühimi söyleyeyim mi?" buyurdu.
"Evet, yâ Resûlallah..." dedim. "İşin başı kelime-i şehâdet; Allah'a ve Resulüne inanmak, direği namaz, zirvesi cihâddır." buyurdu. Sonra "Bütün bunların özünü söyleyeyim mi?" buyurdu. "Evet, Yâ Resûlallah..." dedim. -Dilini işaret buyurarak- "Buna sahip ol..." buyurdu. Ben "Ey Allah'ın Resulü! Konuştuklarımızdan da sorulacak mıyız?" dedim. "Anan sensiz kalsın! İnsanları yüz üstü cehenneme atan, dillerinin yaptıkları değil midir?" buyurdu.
Resûlullâh (s.a.v.), dili muhafaza etmenin zorluğuna işaret etmek için sözü ile iktifa etmeyerek dilini eli ile tutup göstermiştir. Yani, sana fayda vermeyen, boş şeyleri konuşma. Çok konuşanın hatâsı çok olur, hatâsı çok olanın da günahı çok olur. Çok konuşmanın sayılamayacak kadar çok kötülükleri vardır, demektir. |
FIKRA
Bir inşaata amele alınacaktır. Alınacak elemanları kalfa Cemal’in seçmesi istenir. Adaylar kalabalıktır. Bu durumda Cemal sınav yapmaya karar verir.
- Pize 1 kişi lazımdur. Pu nedenle sizu imtihan edeceğum.
Bir ara gözü Temel’e ilişir. Burnundan tanımıştır. Hemşehrisini işe almak ister. Önce Temel’i sınava alır ve sorar;
- Hemşerum söyle baa bakalum.. Sana 3 kuzu verdum, sonra 2 kuzu daha verdum kaç kuzu oldi?
- 6 tane oldi.
- Tabi bu soru biraz zor oldu. Piraz taha kolayini sorayum. Sana 2 kuzu verdum, sonra 1 tane taha verdum kaç kuzi oldi?
- Tört kuzi oldi.
- Peçi 1 kuzi verdim, sonra bir kuzi taha verdum kaç etti?
- Uç etti.
Bunun üzerine Cemal iki tokat çakar ve tekrar sorar;
- Pir kuzi verdum, kaç kuzin oldi?
- İçi tane.
Cemal iyice sinirlenir ve Temel’i iyice döver.
- Ulan hemşeru teyup işe almak istedum, sende tam salakmişsun. Ula sağa pir kuzi vermişsem pir kuzin olur anladun mi?
- Olir mi?.. Penum evde bir kuzi de kendumin var!.. |
GÜNÜN SÖZÜ
Her başarı ilk başta bir hayaldi. En büyük çınar bir dalda, en güzel kuş bir yumurtada saklıdır. Hayaller de gerçeklerin tohumu ve yumurtasıdır. D.Carnegie |
YEMEK MENÜSÜ
· MERCİMEK ÇORBA
· EV MANTI
· KAR.KIZARTMA
· YOĞURT |
ÇOCUĞUNUZA İSİM
Erkek: ÜSTAY: (Tür.) Er. - Ay gibi yüksek yüce.
Kız: SEVTAP: (Tür.) Ka. - Tapılacak kadar sevgi duyulan. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder