PEYGAMBERİMİZİN (S.A.V.) BAĞIŞLAMASI
Abdullah bin Ebî Bekir (r.anhümâ) buyurdu: "Bir adam bana şöyle anlattı; Huneyn Harbi günü ayağımda sert ve ağır bir nalin vardı. Onunla Resûlullâh'ın ayağına bastım. O elindeki bir sopa ile beni dürttü ve: "Bismillah, canımı acıttın" buyurdu.
Sonra bütün gece 'Resûlullâh'ı incittim' diye kendimi ayıplayarak sadece Hazret-i Allah'ın bileceği hâl üzere sabahladım. Sabah olduğu vakit bir adam fülân nerededir; diye beni arıyordu. Ben, bu muhakkak dünki şeyden dolayıdır, diyerek ve hakkımda Allah tarafından bir şey geldi korkusu içinde Resûlullâhın huzuruna vardım. Bana şöyle buyurdu: "Dün ayağıma basıp canımı acıtmıştın, ben de sopa ile dürtmüş idim. Şimdi sen ona mukabil şu seksen koyunu al." buyurdu.
ULUĞ BEY
Timurlular Devleti'nin kurucusu olan Emir Timur'un torunu, Muînüddîn Şâhruh'un oğlu olup astronomi ve matematik gibi fen ilimlerindeki geniş malumatı ve kudretiyle meşhurdur. 1393 (Hicrî 796)'da Sultâniye'de doğmuştur. Babasının hayatında 1407 (Hicrî 810) tarihinde Semerkant valisi olmuş, 1447 (Hicrî 850) tarihinde de pederinin tahtına geçmiştir.
Uluğ Bey'i dünyâya tanıtan, astronomi alanında yaptığı çalışmalar oldu. "Zîc-i Uluğ" ismiyle biljnen gayet makbul bir zîci (astronomi cetveli) vardır. Önceki zîc-lerin eksikliklerini tamamlayan bu eser yıldızların hareketini daha mükemmel bir şekilde gösteriyordu.
Uluğ Bey 1018 yıldızın yerlerini de en doğru biçimde tespit etmiştir. Onun yaptığı bütün hesaplar günümüzün astronomik hesaplarına çok yakındır. Uluğ Bey'in Zîci (astronomi cetveli) 1665 tarihinde İngiltere'nin Oxford şehrinde basılmış ve birçok Avrupa diline tercüme edilmiştir.
Uluğ Bey ömrünü ilim ve tenlere hizmetle geçirmiş, sarayına İslam âlimlerinden ve fen erbabından birçok zatı toplamış ve fen araştırmaları için Çin'e kadar bazı âlimler göndermiştir.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder