HADİS-İ ŞERİF: İNSANLARIN EN ŞERLİSİ
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Ashabına sordu: "Size insanların en kötüsünü haber vereyim mi?"
Ashâb: "Evet, Ey Allah'ın Resulü" deyince; Resûlullâh (s.a.v.)
şöyle buyurdu:
"Yemeği yalnız yiyen, insanlara bağış ve iyiliği kesen ve kölesini haksız yere dövendir. Bundan sonra bunlardan daha fenaları da vardır. Onlar da insanlara buğz (düşmanlık) eden ve insanları kendine buğz ettirenlerdir."
ABBASÎ HALİFESİ HÂRÛN REŞÎD
Hicrî 165 senesinde (M.781) veliahtlığı zamanında, Anadolu'yu baştan başa geçerek Kostantiniyye (İstanbul) boğazına kadar geldi ve Bizansı senelik vergiye bağladı. Bunun üzerine pederi ona "Reşîd" lakabını verdi. Hârûn Reşîd, kardeşinden sonra halîfe oldu.
Hârûn Reşîd, pek bahtiyar bir sultan olup zamanında dünyâ sultanlarının en büyüğü idi. Her istediğine nail oldu. Hanımı Seyyide Zübeyde haseb ve nesebce ve güzel ahlâkça eşsiz idi.
Kadısı, İmâm-ı A'zam Hazretlerinin talebelerinin en büyüğü olan İmâm Ebû Yûsuf idi. Hanefî mezhebini yazan İmâm Muhammed gibi en bilgili âlimleri de adalet işleri için vazifelendirdi. Bu kadar güzellikleri bir araya getirmek doğrusu büyük bahtiyarlık idi. Kendisi de İslâ-mın mukaddesatına hürmet eder, din âlimlerine ve edîblere pek ziyâde ikram ve fukaraya çok sadaka ihsan ederdi. Bağdad şehri, fevkalâde mâmur ve cennet gibi oldu. Her taraftan ilim ve fazîlet sahiplerinin bir araya gelmesi ile dünyanın gıptasını çeker olmuştu.
Hârûn Reşîd, yirmi üç sene saltanat sürdü ve hicrî 193 senesi başlarında (M.809) Tûs'da kırk yedi yaşında vefat etti. Asrı, Abbâsîlerin en parlak devriydi.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder