13 Aralık 2010 Pazartesi

13 Aralık 2010













 



 
















 









 











 

























Bugün     13 Aralık 2010        7 Muharrem 1432 T.Sani: 30 Kasım 36 I.Mahmud'un Vefatı ve III.Osman'ın tahta çıkışı (1754)-Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne katılması (1995)


HADİS-İ ŞERİF


 


Edebsizlik ve çirkin söz girdiği şeyi çirkinleştirir. Haya ise girdiği şeyi güzelleştirir. Ravi: Tirmizi, Birr 47


 


ZERRE MİKTARI DA OLSA HAYIR MAKBULDÜR


Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: "Kim ki helâl kazancından bir hurma değerinde bir şey sadaka verirse -ki Allah, helâl maldan verilen sadakadan başka hiçbir sa­dakayı kabul etmez- işte bu helâl sadakayı kabul eder. Sonra o tek hurma kadar sadakayı dağ gibi oluncaya ka­dar, -sizin biriniz erkek küheylân tayını büyüttüğü- gibi sahibi için büyütür, hattâ o bir hurma, dağ kadar olur."


Bir adam Resûlullâh Efendimiz'e (s.a.v.) geldi ve bir şeyler istedi. Resûlullâh Efendimiz ona bir hurma ver­diler. İsteyici "Sübhânallâh, Allah'ın peygamberi bir ne-bî sâdece bir hurma mı sadaka ediyor?" dedi. Peygam­ber Efendimiz "Sen bilmez misin ki onun içinde pek çok ağırlıkta zerreler vardır." buyurdu.


Sonra başka bir isteyici geldi. Rasûlullâh ona da bir hurma verdi. Adam "Allah'ın nebîlerinden bir nebînin hurmasıdır. Ben bunu bundan sonra asla kaybetmem ve ömrüm oldukça onun bereketini beklerim." dedi. Re­sûlullâh Efendimiz ona dînin emirlerinden öğretti.


Sa'd bin Ebî Vakkâs (r.a.) bir isteyiciye iki hurma ver­mişti. İsteyici onun elini tutunca, ona "Ey kişi, muhakkak Allâhü Teâlâ bizden zerre ağırlığınca olan şeyi kabul eder." buyurdu.


Hz. Âişe validemiz, -elinde verecek hiçbir şeyi olma­yınca Resûlullâh Efendimiz'in "Yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyunuz." emrine uydular ve- bir üzüm tanesini sadaka olarak verdiler.


HASTANIN ALLAH'A HAMDİ


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: Bir kul hasta olduğu zaman Allâhü Teâlâ ona iki melek gönderir ve şöy­le buyurur: "Kendini ziyarete gelenlere ne diyecek, bakın bakalım." Birisi ziyaretine geldiğinde, Allah'a hamd ve se­na ederse melekler bu hâli her şeyi en iyi bilen Allâhü Teâlâ'ya arz ederler. Allâhü Teâlâ da şöyle buyurur: "Ku­lumu vefat ettirirsem onu cennete koyarım, ona şifâ verir­sem etinden daha hayırlı et, kanından daha hayırlı kan veririm. Hastalıktan dolayı da günahlarını affederim."


 


FIKRA


 


İyice yaşlanmış olan cami hocası vaaz verirken bazen ne söyleyeceğini unutup, şaşırabiliyormuş. İşin dalgasında olan genç köylüler, hocaya: "Hocam senin bir tarafına bir ip bağlayalım, sen yanlış yaptığında çekeriz ipi, sen de düzeltirsin..." demişler. Hoca da kabul etmiş. Ertesi gün hoca başlamış vaazına: "Meuzu..." demiş, ipi çekmişler. Hoca hemen değiştirmiş, "Eeeuzu..." demiş, yine ipi çekmişler. Hoca yine değiştirmiş, "Neuzu..." demiş. Bunu duyan diğer köylüler "N'apıyorsun hocam?" diye sorunca, hoca "İp münasebetsizin elinde... Benim elimden bir şey gelmiyor!.."


GÜNÜN SÖZÜ


 


Akrabalar, ne yaşamasını nede ölecek zamanı bilen insanlardır. OSCAR WILDE


YEMEK MENÜSÜ


·          ETLİ KURU FASULYE


·          PİLAV


·          CACIK


·          K.PAŞA TATLI


ÇOCUĞUNUZA İSİM


Erkek: ŞEREFHAN: (a.t.i.) Er. - Büyük, yüce hükümdar.


Kız: ŞERMENDE: (Fars.) Ka. - Utangaç, çok utanan, mahcup.


MANİ


 


Çeşmenin başındaydı
On altı yaşındaydı
Elinde su testisi
Okları kaşındaydı


KARİKATÜR


 


BİLMECE


Haftanın günlerini söylemeden, peş peşe gelen üç gün sayabilir misiniz?


Cevabı Yarın.


Dünkü Cevap: (3 Ördek)



 



 


 


 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İzleyiciler